Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye’deki askerlik sistemi zorunlu mudur? Kimler askerlik yapmak zorundadır. Bunun dayanağı nedir?
Anayasanın 72. Maddesine göre “Vatan hizmeti her Türk’ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.” Askerlik Kanunu’nun 1. Maddesine göre ise “Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, … askerlik yapmağa mecburdur.” Yani askerlik zorunludur ancak bu yükümlülük sadece “erkek” vatandaşlara yüklenmiştir.
Vicdani Ret nedir?
Vicdani Ret kısaca, kişinin dini inancı, siyasi görüşleri veya ahlaki değerleri nedeniyle askerlik yapmayı, orduya katılmayı reddetmesidir.  
Türkiye’de “vicdani ret hakkı” diye bir hak var mıdır?
TC anayasasında veya yasalarında, vicdani nedenlerle askerlik yapmayı reddetmek bir hak olarak düzenlenmemiştir.

Ancak Anayasa’nın 24. Maddesine göre “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. … Kimse, … dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.” Anayasanın 25. Maddesine göre ise “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, … düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.”

Vicdani ret hakkı, temel insan hakları arasında yer alan din ve vicdan özgürlüğünden doğan bir haktır. Bu nedenle de, vicdani ret hakkının Anayasal dayanağı olarak Anayasa’nın 24 ve 25. maddesi esas alınmaktadır.

Buna karşın, vicdani retçilerin askerlikten muaf tutulmak için başvurabileceği bir mekanizma bulunmamaktadır.  

Uluslararası sözleşmelerde “vicdani ret hakkı” düzenlenmiş midir? Bunların Türkiye bakımından bağlayıcılığı var mıdır?
Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) 9. Maddesinde ve Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin (MSHS) 18. Maddesinde Düşünce, Vicdan ve Din özgürlüğü hakkı düzenlenmiştir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) göre “düşünce”, “din” ve “vicdan” kelimeleri ile ifade edilen değerler, belli bir düzeyde kudret, ciddiyet, bütünlük ve öneme sahip görüşler ile dini, felsefi, ideolojik inançlar; bir bütün olarak her türlü kanaat, inanç, görüş, felsefi öğreti gibi bireyin fikir ve düşünce dünyasında, iç âleminde yer alan kanısıdır.

Sözleşmede belirli bir düzeyde soyut olarak düzenlenen hakkın koruma kapsamı, sözleşme organlarının işlem ve yorumlarıyla belirlenmektedir. Örneğin İHAS’ta düzenlenen hakkın kapsamı konusunda İHAM kararları ile somutlaşmaktadır. İHAM 2011 yılında verdiği Bayatyan v. Ermenistan kararında, vicdani ret hakkının sözleşmenin 9. Maddesinde yer alan din, düşünce ve vicdan özgürlüğünden doğduğunu kabul etmiştir. Bu kararda sonra Mehmet Tarhan, Halil Savda, Yunus Erçep ve Feti Demirtaş’ın Türkiye aleyhine gerçekleştirdiği başvurularda da mahkeme, başvuruculara vicdani ret hakkı tanınmamasının sözleşmenin 9. Maddesinin ihlali olduğuna hükmetmiştir. Mahkeme ayrıca vicdani retçilerin sonu gelmez yargılamalara maruz kalmasının sözleşmenin 3. Maddesinde düzenlenen “İnsanlık Dışı Ceza Ve Muamele Yasağının” ihlali olduğuna, vicdani retçilerin Askeri Mahkemelerde yargılanmasının ise sözleşmenin 6. Maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma Hakkının ihlali olduğuna hükmetmiştir.

Anayasa’nın 90. maddesine göre sayılan sözleşme hükümleri kanunların üzerindedir ve kanunlar sözleşmedeki bu haklara aykırı ise kanun hükmü uygulanmamalı, sözleşmeye göre işlem yapılmalıdır. Yani Uluslar arası insan hakları hukukunun tanıdığı vicdani ret hakkını, Türkiye de vatandaşlarına tanımak zorundadır.  

O halde, vicdani ret hakkımı kullanmak için ne yapmam gerekiyor?
Hukuksal olarak vicdani ret hakkının varlığı kabul edilse de, bu hakkın kullanımına ilişkin yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. Türkiye’de ise böylesi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Vicdani ret hakkının yasalarla düzenlendiği ülkelerde vicdani ret başvurusu, bunun için oluşturulmuş komisyonlara veya yetkilendirilmiş kurumlara yapılır. Bu komisyon ya da kurumlar, başvuruyu kabul ettiğinde, kişi belirli bir süre sivil kamu hizmeti yaparak askerlik hizmetinden muaf tutulur.

Türkiye’de böylesi bir düzenleme olmadığı için vicdani ret hakkı kapsamında zorunlu askerlikten muaf tutulma (ve eğer kabul ediyorsanız sivil kamu hizmeti) isteğinizi bağlı bulunduğunuz askerlik şubesine veya askerlik şubenizin bağlı olduğu Askeralma Bölge Başkanlığı’na veya doğrudan Milli Savunma Bakanlığı’na bir dilekçe ile bildirebilirsiniz. 

Peki şu ana kadar bu şekilde başvurup bu haktan yararlanan kimse var mı?
Hayır, yukarıda sayılan kurumlara başvurulduğunda, bu konuda yasal düzenleme olmadığı gerekçesiyle başvurular reddedilmekte ve kişiye askerliğini yapması gerektiği ihtar edilmektedir. Bu nedenle bu başvuru yolu pratik bir fayda sağlamasa da zorlanabilecek bir başvuru yoludur. Ret kararına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak kararın iptalini talep edebilirsiniz. Anayasadaki ve ulusüstü sözleşmelerdeki düzenlemeler, bütün kamusal makamlar gibi mahkemeleri de bağladığından mahkemelerin kararı iptal etmesi gerekir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından bu karar ret edilmediği takdirde ise Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru gerçekleştirebilirsiniz. 
Sonuç alınmayacağı bu kadar açıkken, bu yolları tüketmeye ne gerek var, doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvuramaz mıyız?
Gerçekten de vicdani ret hakkının kullanılabilmesi için kanunda öngörülmüş herhangi bir idari veya başvuru yolu yoktur. Bu nedenle, hakkın kullanılabilmesi için etkili bir başvuru yolu olmadığı için “Hak Arama Özgürlüğü” ihlal edildiğinden; hem de bu suretle Din Veya Vicdan Özgürlüğü ihlal edildiğinden bahisle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru gerçekleştirilebilir.  
Vicdani retçi olduğum için, askere gitmediğimde başıma neler gelir?
Vicdani retçi olsun ya da olmasın, askerlik yükümlülüğü altında bulunan kişiler, bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde bazı yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler. Örneğin yoklamasını yaptırmayan kişi “yoklama kaçağı”, sevk edildiği halde birliğine katılmayan kişi ise “bakaya” olarak nitelendirilir. Bu kişiler hakkında arama kararı verilir ve GBT kayıtlarına işlenir. Mesai saatleri içerisinde yakalanırsanız askerlik şubesine götürülerek, burada işlemlerinizi yaptırmanız veya birliğinize gitmeniz gerektiği tebliğ olunur ve serbest bırakkılırsınız. Eğer mesai saatleri dışında yakalanırsanız o halde yakalamayı yapan polis size 15 gün içinde askerlik şubesine giderek işlemlerinizi yaptırmanız gerektiğine ilişkin tebligat imzalatır. Yakalandıktan sonra ise ilk etapta idari para cezasıyla karşı karşıya kalırsınız. Para cezası kesinleşmesine rağmen aynı şekilde hareket ettiklerinde sivil mahkemelerde “yoklama kaçağı” veya “bakaya” suçundan yargılanabilirler. (Bkz. 11. Soru) 
Vicdani retçiyim ancak askerlik şubesi beni bakaya-yoklama kaçağı olarak nitelendirip hakkımda idari para cezası verirse ne yapmalıyım?
Yoklama kaçağı veya bakaya olmanızdan dolayı idari para cezası kesilirse, bu cezaya karşı 15 gün içerisinde Sulh Ceza Mahkemesine bir dilekçe ile başvurarak itiraz edebilirsiniz. Dilekçenizde vicdani retçi olduğunuzu ve bunun anayasal-sözleşmesel dayanaklarını da belirtmeniz gerekecektir.

Sulh ceza mahkemesinin 3.000 TL ve daha az idari para cezaları için verdiği kararlar kesindir. 3.000 TL’nin üzerinde olması halinde başvurunuz reddedilirse bu karara karşı 7 gün içerisinde o mahkemeye vereceğiniz bir dilekçe ile itiraz edebilirsiniz. Bu takdirde mahkeme kararını düzeltmezse Asliye Ceza Mahkemesi itirazınızı inceleyip karar verecektir. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı kesindir. Eğer itirazınız reddedilip kesinleşirse, 30 gün içerisinde Anayasa Mahkemesine “din/vicdan özgürlüğünüzün” ihlal edildiğinden bahisle bireysel başvuru yapabilirsiniz.  

Peki, hakkımda verilen idari para cezası kesinleştikten sonra aynı şekilde gitmemeye devam edersem ne olur? Buna karşı ne yapabilirim?
İdari para cezası kesinleşmesine rağmen gitmemeye devam ederseniz bu kez sivil mahkemede hakkınızda Yokla Kaçağı veya Bakaya kalmak suçlamasıyla ceza davası açılabilir. Bu aşamada verdiğiniz bütün ifadelerde ve savunmalarınızda vicdani nedenlerle askerlik yapmayı reddettiğinizi bu sebeple de askere alınmaya yönelik işlemleri yaptırmadığınızı belirtiniz. Savcılığa ve mahkemeye avukatınızla birlikte gidiniz ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarını bu makamlara sununuz. Ceza kararı verildiği takdirde temyiz ediniz. Yargıtay kararı bozmadığı takdirde, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru gerçekleştiriniz.  
Tamam, idari para cezası kesebilir veya askere gitmediğim için hakkımda dava açabilirler. Peki beni zorla askeri birliğe götürebilirler mi?
Hayır. Kendiniz gitmediğiniz sürece hiçkimse sizi bir yerden alarak askeri birliğe götüremez. En fazla askerlik şubesine götürebilirler. Askerlik şubesi ise, size süre vererek sizi serbest bırakmak zorundadır. Süre sonunda askere gidip gitmemek sizin kararınıza kalır. Gitmek istemediğiniz takdirde, tekrar tekrar bakaya konumunda kalma hakkınız var.  

Vicdani retçiler hangi suçlarla yargılanıyorlar?
 Vicdani retçiler, askere gitmedikleri için “yoklama kaçağı” veya “bakaya kalmak” suçlamalarıyla karşı karşıya kalırlar. Eğer kişi askerliğe başladıktan sonra vicdani retçi olduğu için askerliğe ilişkin verilen emirleri yerine getirmezse “emre itaatsizlik” suçlamasıyla, eğer birliği terk ederse “firar” suçlamasıyla karşılaşır.
Vicdani Ret hangi ülkelerde uygulanmaktadır?
 Türkiye hariç Avrupa Konseyi ülkeleri ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden, zorunlu askerliğin olduğu ülkelerin tamamında, vicdani retçiler için alternatif kamu hizmeti seçeneği sunulmaktadır. Böylece vicdani retçi, askerlik yerine kamusal, sivil, barışçıl hizmetlerde çalışmakta ve bu şekilde askerlikten muaf tutulmaktadır. Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin büyük çoğunluğunda ise zaorunlu askerlik bulunmamaktadır, bu nedenle vicdani ret hakkına da gerek duyulmamaktadır.
Vicdani Ret'in yasal bir karşılığı var mıdır?
 Türkiye Anayasası’nda vicdan ve din özgürlüğü yer almasına rağmen, Askerlik Kanunu’yla askerlik, tüm erkek vatandaşlar için zorunlu kılınmıştır. Bu yasa vicdani retçileri görmezden geldiği gibi, hükümet de vicdani retçilerin askerlikten muaf tutulmasına ilişkin bir düzenleme yapmamakta diretmektedir.
Türkiye mahkum olduğu tüm AİHM kararlarına ve Avrupa Konseyinin bu konuda yasal düzenleme yapma yönündeki sistematik taleplerine karşın, vicdani retçilerin yasal statüsüne ilişkin bir düzenleme yapmamaktadır. Ancak Anayasa’nın 90. maddesi gereğince uluslararası sözleşmeler kanunun üzerindedir. Bu nedenle de kamu otoriteleri sözleşmeye uygun davranmak ve vicdani ret hakkının varlığını kabul edip buna göre işlem tesis etmek zorundadırlar.
Dünyadaki ilk vicdani retçiler kimlerdir?
 Vicdani ret, esas olarak, bireyin savaşa karşı geliştirdiği bir tavır olarak, savaşlar kadar eski bir tarihe de sahiptir. “Dünyanın ilk bilinen vicdani retçisi Maximilian’dır. Kuzey Afrika da Numidiya ülkesinden 21 yaşında bir genç, Roma ordusuna çağırıldığında, inatla askeri servise katılmayı reddetti ve Romalılar tarafından idam edildi.”
Tarihin bilinen bu ilk örneğinde de olduğu gibi karşı çıkışların ilk gerekçesi, genel olarak, dinlerdeki “insan yaşamını sona erdirmenin kötü olduğu” inancına dayanmıştır. Askerlik yemininde “imparator devletin başıdır” şeklindeki ifadeden dolayı Yahudiler Roma ordularında asker olmayı reddettiler. Bu nedenle de Roma, onları askerlikten muaf tutmuştur. Ancak bütün bunlara ve hatta tanrının “öldürmeyiniz” emrine rağmen Yahudilik de aynı İslamiyet gibi, pasif bir geleneğe sahip olmamıştır. Budizm de savaşa karşıdır ve güce karşı hiç bir direnme de göstermediği halde, vicdani reddin kökleri esas olarak Hristiyan pasifizmine dayanır. İlk Hristiyanlar Roma ordusunda yeralmışsa da çoğu savaşı reddetmiştir.
Türkiye'deki ilk retçiler kimlerdir?
1989 sonunda Sokak Dergisi’nin yapmış olduğu bir kampanya ile vicdani retlerini açıklayan Tayfun Gönül ve Vedat Zencir ilk vicdani retçiler olmuştur. “Halkı Askerlikten Soğutma” madde 155′ten sivil mahkemede yargılanmışlar, Tayfun Gönül 3 ay ceza almış ve cezası paraya çevrilmiştir.
Halkı Askerlikten Soğutma suçu nedir?
Geçmiş yıllarda vicdani ret açıklayanlara veya vicdani retçilere destek açıklamalrı yapanlara karşı kullanılan, 2013 yılında yapılan yasa değişikliğiyle büyük oranda uygulama olanağı ortadan kalkan ve bir tehdit olmaktan çıkan TCK 318. Maddesi şöyledir:
“(1) Askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik veya telkinde bulunanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.”

Kadınlar neden vicdani ret açıklıyor?
Kadınlar da reddediyor. Çünkü; Savaşın kendisi cinsiyetçidir ve erkeklere zorunlu askerliğin meşrulaştırılmasının kökeninde yatan temel sebep militarizmdir. Askere alınanlar erkekler olsa dahi kadınlar hayatlarının her alanında militarizmle besleniyor, terbiye ediliyor, savaşa hazır hale getiriliyorlar.
Oğlunu, sevdiklerini, kardeşlerini ‘feda etmeye’ gönüllü, bedenleri her gün farklı yollarla sömürülen, erk, ata, şeref, namus, millet kelimelerinin ayaklar altına aldığı kadınlar da ret açıklıyor. Çünkü, çocukken oyuncak silahlarla tanışıyor, öğrenciyken her sabah nizami sıraya sokularak türklükle terbiye ediliyor, beden eğitimi ve milli güvenlik derslerinde sınıf arkadaşlarıyla ‘askere hazırlanıyor’, gerekirse bu millet için ‘gözünü kırpmadan’ canından geçeceğine söz verdirtiliyorlar.
15 Mayıs'ın özel bir anlamı var mı?
15 Mayıs’ın “Dünya Vicdani Retçiler Günü” olması, 1993’te, Ören-Milas’da, 40 ülkeden 90 katılımcıyla “8. Uluslararası Vicdani Retçiler Toplantısı”nda, kararlaştırıldı. Aslında günün hiçbir anlamı yoktu. Yalnızca takvimin boş bir günüydü.
Vicdani Ret Derneği ne zaman kuruldu?
Vicdani Ret Derneği, 15 Mayıs 2013 tarihinde kuruldu.
Vicdani Ret Derneği'nin amaçları neler?
Tüzüğümüzde de yer alan amaçlarımızdan bazıları şunlardır:
-Kendisini vicdani retçi olarak tanımlayan; ahlaki, siyasi, dini ya da başka gerekçelerle veya hayat görüşü nedeniyle askerlik yapmak istemeyenlere karşı uygulanmakta olan sosyal, ekonomik, siyasi, hukuki vb. her türlü baskı ve yıldırmaya karşı mücadele eder. Onlarla dayanışma içinde olur ve maddi, manevi, hukuki her türlü desteği sunar.
– Zorunlu askerlik sistemini reddedip kaçanların, “kaçak” ya da “firari” olarak suçlanıp cezalandırılmalarının veya başkaca askeri suçlamalarla yargılanmalarının,
– Askerlik yapmakta olan kişilerin, “askeri eğitim” ya da “disiplin” adı altında maruz kaldıkları her türlü baskı, dayak ve işkencenin,
– Kamuoyuna da yansıyan “intihar”, kaza” ya da “şehit” adı verilen şüpheli asker ölümlerinin son bulması,
– Hiçbir hukuki norma uygun olmayıp, herhangi bir sivil denetim mekanizmasına tabi olmayan askeri yargının ve adeta bir toplama kampını andıran askeri cezaevlerinin ortadan kaldırılması için mücadele eder.
Ben de derneğe üye olabilir miyim?
Elbette. Tüzüğümüzde belirttiğimiz amaçlarımızı benimseyen herkes, derneğimize üye olabilir, faaliyetlerimize katılabilir.

Vicdani Ret’lerini açıklayacak olanlara tavsiyelerimizin olduğu sayfamızı da okuyun.

VicdaniRet.org