
BM’den Türkiye’ye “savaş suçu” uyarısı
BM komisyonunun raporunda, Barış Pınarı olarak adlandırılan harekâta destek veren Suriye Milli Ordusu’nun Kürtlere yönelik ağır ihlallerinden Türkiye’nin de cezai olarak sorumlu sayılabileceği ifade edildi.
BM komisyonunun raporunda, Barış Pınarı olarak adlandırılan harekâta destek veren Suriye Milli Ordusu’nun Kürtlere yönelik ağır ihlallerinden Türkiye’nin de cezai olarak sorumlu sayılabileceği ifade edildi.
HRW’nin yayımladığı rapordan: “İnsanların infaz edilmesi, mülklerinin yağmalanması ve yerlerinden olmuş kişilerin evlerine geri dönmelerinin engellenmesi, Türkiye’nin ‘güvenli bölge’ önerisinin neden güvenli olmayacağının kanıtıdır.”
UCM eski Savcısı Del Ponte, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlere karşı savaş suçu işlediğine dikkati çekerek, BMGK’nin yargılama için onay vermesi gerektiğini söyledi.
Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi James Jeffrey’nin yardımcısı William V. Roebuck’un, Türkiye destekli silahlı muhalifleri “savaş suçu ve etnik temizlikle” suçladığı ortaya çıktı.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti ordusunda general olmasının yanı sıra 4 isyancı örgüt için de savaşan Ntaganda’nın davası, ”UCM’deki en büyük ve karmaşık davalardan biri” olarak görülmüştü.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik başlattığı harekata karşı imza kampanyası başlatan düşünürler Noam Chomsky, Michael Löwy ve Janet Biehl bölgedeki özgürlükçü ve demokratik ortamın tehdit altında olduğuna vurgu yaptı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunda CIA’in desteklediği Afgan güçlerinin, ‘hesap verme zorunluluğu olmadan yargısız infaz yaptığı, zorla kaybedilmelerden sorumlu olduğu ve sağlık tesislerine saldırılar dahil diğer vahim ihlallerde’ bulunduğu belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Kumi Naidoo, “Sivil savunmasız insanları öldürmek, menfur ve açık bir savaş suçudur. Hevrin Khalaf öldürülmesi bağımsız bir şekilde araştırılmalı ve suçlular yargılanmalıdır.
“Türkiye’nin tek taraflı eylemi sorumsuz ve düşüncesizce. IŞİD’in potansiyel dirilişi, olası savaş suçları ve büyüyen insani kriz dahil sonuçlarının tüm sorumluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir.”
Gösterilerin başladığı tarihten 31 Aralık 2018 tarihine kadar 189 Filistinlinin gösteriler esnasında öldürüldüğü, bunların 35’inin çocuk, 3’ünün sağlık görevlisi ve 2’sinin ise ise gazeteci olduğu ifade edildi.