Muhaliflere yakınlığıyla bilinen Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıklamasına göre Suriye’de günde ortalama 150 kişi ölüyor. Suriye’de iç savaşın başladığı Mart 2011’den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısıysa yaklaşık 207 bin.
Savaşın, bireyler ve toplumlar üzerinde felaket ile eşdeğer bir algısının olduğunu ve korku, endişe, kaygı, kaos gibi birçok olumsuz duyguyu çağrıştırdığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Haluk Arslan, bu durumun yarattığı etkilerin, ruh sağlığını doğrudan etkilediğini ifade etti.
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi, kadınların artık savaşlarda direkt hedef haline geldiğini ve savaş mağduru kadınların ruhsal açıdan desteklenmesi gerektiğini bildirdi.
2009’da Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen ABD Başkanı Barack Obama yönetimi altındaki ABD, altı yılda yedinci bombardımanını yaptı. Şimdi, Barış Ödülü’nün geri alınıp alınmayacağını tartışılıyor.
Matei Vicniec’in dediği gibi “kadın bedeni savaşın bir cephesi haline geliyor. Bir zamanlar şövalyenin kılıcı hasmının kanına bulanırdı. Şimdi askerin penisi ırzına geçilen kadınların çığlıklarına bulanıyor.”
Batı Afrika’da yayılan salgından en çok etkilenen ülkelerin başında Sierra Leone, Gine ve Liberya geliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Ebola salgınında 2 bin 630 kişi hayatını kaybetti.
Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD)’nin raporunda, yakın zaman içerisinde 100 bine yakın Êzîdî’nin bölgeye gelebileceği, şimdiye kadar ise yaşanan katliam sonrasında 450 bine yakın Êzîdînin topraklarını terk ettiği belirtildi.
“ABD halkının bu harekat ile Irak ve Afganistan savaşlarının farklı olduğunu anlamasını istiyorum. Kesinlikle ABD askerleri karada operasyonlar düzenlemeyecek. Hava gücümüz ve karadaki müttefiklerimizle IŞİD’i sistematik olarak çökerteceğiz”
“Coğrafyacının, güçsüz bir izleyici değil, gerçekte bunu istesin veya istemesin, iktidara hizmet eden bir istihbarat ajanı olduğunu ve devrimci söylemlerinin veya ahlaki kaygılarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini anlaması gerekir…”
Artık dünyaya yön veren ülkelerin politik tartışmalarının da ‘gıda silahını’ ön plana çıkardığını ifade eden uzmanlar, gelecek 10 yılda Rusya’nın uyguladığı ambargo kararlarının benzerlerinin daha sık yaşanabileceğini ifade ediyor.
