Batı Afrika’da yayılan salgından en çok etkilenen ülkelerin başında Sierra Leone, Gine ve Liberya geliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Ebola salgınında 2 bin 630 kişi hayatını kaybetti.
Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği (DİSİAD)’nin raporunda, yakın zaman içerisinde 100 bine yakın Êzîdî’nin bölgeye gelebileceği, şimdiye kadar ise yaşanan katliam sonrasında 450 bine yakın Êzîdînin topraklarını terk ettiği belirtildi.
“ABD halkının bu harekat ile Irak ve Afganistan savaşlarının farklı olduğunu anlamasını istiyorum. Kesinlikle ABD askerleri karada operasyonlar düzenlemeyecek. Hava gücümüz ve karadaki müttefiklerimizle IŞİD’i sistematik olarak çökerteceğiz”
“Coğrafyacının, güçsüz bir izleyici değil, gerçekte bunu istesin veya istemesin, iktidara hizmet eden bir istihbarat ajanı olduğunu ve devrimci söylemlerinin veya ahlaki kaygılarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini anlaması gerekir…”
Artık dünyaya yön veren ülkelerin politik tartışmalarının da ‘gıda silahını’ ön plana çıkardığını ifade eden uzmanlar, gelecek 10 yılda Rusya’nın uyguladığı ambargo kararlarının benzerlerinin daha sık yaşanabileceğini ifade ediyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay, Mart 2011 ile Nisan 2014 arasında en az 191 bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. “Bu rakam büyük olasılıkla toplam ölü sayısından az” diyen Pillay, savaş ve insanlık suçlarının incelenmesi isteğini yeniden dile getirdi.
Son dönemde özellikle Ortadoğu ülkelerindeki zorlu savaş koşulları nedeniyle birçok insan ülkelerini geride bırakıp göç etmek zorunda kalıyor.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün saldırısı nedeniyle Irak ve Kürdistan bölgesinde sayıları milyonlarla ifade edilen bir göç dalgası oluştu. Kendilerini Şebekler olarak ifade eden Şabaklar (Şabaki) diye de adlandırılan topluluk da, aynı Yezidiler (Ezidi) gibi yurtlarından kopmak zorunda kalan, göç yollarında büyük bir trajedi yaşayan etnik – dini gruplar içinde yer aldı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun: Elde edilen ilk verilere göre, operasyonlarda 459’u çocuk olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Ölenlerin %75’lik bir kısmı sivil vatandaşlardan oluşmaktadır.
‘Küresel yönetim gücünün’ zayıflamasıyla ‘uluslararası düzenin’ güvenlik açıklarının genişlediğini savunan Derviş, bu durumun dünya ekonomisi önündeki en büyük riski yarattığını dile getirdi.
