Vicdani retçiler: Askerlikten soğutma gayretimiz sürecek

Vicdani Ret Derneği, 15 Mayıs Vicdani Retçiler Günü dolayısıyla “OHAL’de savaş ve vicdani reddi konuşuyoruz” sloganı ile İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.

15 Mayıs 2017
Sermayedarlar uğruna yapılan savaşlarda ezilen halkların evlatlarının yeri olmadığını belirten vicdani retçiler, “Daha aktif ‘halkı askerlikten soğutma’ gayretimiz sürecektir” dedi.

Bundan 28 yıl önce savaşın ve silahlı çatışmaların derinleştiği bir dönemde 2 retçi ortaya çıkıp “Askere gitmeme” kampanyası başlattı. Tutuklandılar, cezalar aldılar. Böylece Türkiye 1989 yılı itibari ile “Vicdani ret” ile tanışmış oldu ve savaşın doruklarda olduğu bu dönemde savaş karşıtı duyarlılık da büyüdü. İzmir ve İstanbul’da “Savaş Karşıtları Derneği” kuruldu. Yoğun destek gören bu kurum yaptığı açıklamaların ardından baskı ve gözaltı ile karşılaştı.

İşte bu sıralarda 1993’te, Ören-Milas’ta 40 ülkeden 90 katılımcıyla “8. Uluslararası Vicdani Retçiler Toplantısı (ICOM)” gerçekleştirildi. Gerçekleşen bu toplantının ardından 15 Mayıs’ın “Dünya Vicdani Retçiler Günü” olması kararlaştırıldı. 1997’den itibaren hemen her yıl, bir gelenek halini alan 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü kutlamaları da toplu vicdani ret açıklamalarına dönüştü. Vicdani Retçiler Derneği ise, 2013 “Çözüm süreci dönemi”nde Türkiye’de kuruluşunu resmen ilan etti. 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’ne ilişkin konuşan vicdani retçiler, “Sermayedarlar uğruna yapılan savaşlarda ezilen halkların evlatlarının yeri yok” dedi.

‘MİLİTER YAPILARA KATILMAMA KARARI ALDIM’

Lise yıllarından bu yana vicdani retçi olduğunu ve 2014 yılında ise basın yoluyla vicdani reddini açıklayan Utku Korkmaz, yaşanan zulümlerden etkilenerek böyle bir adım attığını söyledi. Korkmaz, “Doğduğumuzda yüklenen cinsiyet rollerinde, ilkokulda girdiğimiz sıralardan tutunda itaatin en üst seviyeye çıktığı askerlik ve sonrasında patrona, devlete, babaya, adetlere, sokakta ‘dur ya da yürü’ diyen polislere olan itaate ve sonrasında bir ömür süren travmalara kadar, hepsi egemenlerin egemen kalabilmesi ya da sapkın ideallerini yerine getirebilmek içindir. Bu durum karşısında devletin mekanik yanı olan ve erk düzenin ürettiği bu militer yapıya-yapılara katılmama kararı aldım” dedi.

‘ASKERLİKTEN SOĞUTMA GAYRETİMİZ SÜRECEK’

Devletin zorunlu askerlik dayatmalarına karşı her zamanki yerlerinde kararlılıkla duracaklarını ifade eden Korkmaz, şunları söyledi: “Daha aktif ve söylemlerimi artırarak ‘Halkı askerlikten soğutma’ gayretimiz sürecektir. Vicdani reddin yaşam için ne kadar önemli olduğunun kavranması gerekiyor. Sesimizi çıkartabiliriz, yazı yazabiliriz, konuşabiliriz veya sadece durabiliriz, bu devleti ve egemenleri korkutmaya yetecektir. Devletler sadece ve sadece biz o silahı tuttuğumuz sürece var ve bizlere muhtaç bir kavram. VR-Der olarak biz vicdani retçilere her türlü hukuki desteği vermekteyiz. Bu konuda bizlere danışmaları mümkündür.”

‘BU SAVAŞA ORTAK OLAMAZDIM’

Bu sene 15 Mayıs’ta Vicdani reddini açıklayacak olan Ahmet Bay da, “Savaşın ve militarizmin karşısında duruyorum. Çünkü militarizm devleti, iktidarı ve otoriteyi var eden bir olgu. Sadece ezilen yoksul halkın evlatlarının bu savaşa ortak olmalarını kabul edemiyorum. Ülkemde yaşanan savaş karşısında kayıtsız kalıp bu savaşa ortak olamazdım. Bu yüzden de zorunlu asker olmayı ret ettim” diye konuştu.

Askere gitmeyi düşünenlere de çağrıda bulunan Bay, askerliği vatan savunması olarak ya da mecbur olduğunu düşündüğü için gidecek olanların ilk yapması gereken şeyin askerliğin neye hizmet ettiğini araştırmak olduğunu söyledi. Bir canlının yaşamını elinden almanın kendilerine bir şey kazandırmayacağını belirten Bay, sermayedarlar uğruna yapılan savaşlarda ezilen halkların evlatlarının yeri olmadığını vurguladı.

Kaynak: Alevinet

**

10 yılda 15 bin 625 kişi ateşli silahla yaşamını yitirdi

15 Mayıs 2017
Vicdani Retçiler Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal, Adli Tıp Kurumu’nun verilerine göre, son 10 yılda ateşli silah nedeniyle 15 bin 625 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Ahmet Bay ve Adem Zekioğlu adlı gençler ise vicdani retlerini açıkladı.

Vicdani Ret Derneği, 15 Mayıs Vicdani Retçiler Günü dolayısıyla “OHAL’de savaş ve vicdani reddi konuşuyoruz” sloganı ile İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. “Savaş ölüm demektir. O halde reddediyoruz” pankartının asıldığı toplantıda ilk olarak vicdani retçi Halil Savda konuştu. Hakkında açılan davaların AİHM’e kadar taşındığını ifade eden Savda, “Yaşam alanlarımız ciddi anlamda yok edilmiş durumda. Evlerimizin içine kadar giren bir baskı söz konusu. Kürtlerin yaşadığı bölgelerde bu baskı daha da yoğun. Aslında bunlar ülkemiz için acılı bir süreç aynı zamanda AKP için de trajik bir süreç. OHAL şartlarında AİHM’in tüm maddeleri yok sayılıyor. Ancak her şeye rağmen Türkiye’de cesur insanlar var ve mücadele etmeye devam ediyor. Ve sanırım bunlardan birileri de vicdani retçiler” dedi.

‘OHAL SÜREKLİLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR’

Savda’nın ardından Vicdani Retçiler Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal açıklama yaptı. Derneklerinin 4’üncü kuruluş yıldönümünü OHAL koşullarında karşıladıklarını ifade eden Soysal, şunları aktardı: “Savaşın, yıkımın, sınırsız hak ihlalinin devlet eliyle meşrulaştırıldığı bu koşullar altında da, ölmeyi, öldürmeyi ve savaşı reddediyoruz. Derneğimizin kuruluşundan bugüne geçen süreyi değerlendirdiğimizde, bugün olağanüstü koşulların olağanlaştırıldığını, bizlere dayatılan OHAL ilanlarıyla bu koşulların süreklileştirilmek istendiğini biliyoruz.”

10 YILDA 15 BİN 625 KİŞİ ATEŞLİ SİLAHLA YAŞAMINI YİTİRDİ

OHAL ilanının ardından Türkiye’de her 4 kişiden 1’inin ateşli silah sahibi olduğunu ve bireysel silahlanmanın giderek arttığına değinen Soysal, bu durumun OHAL koşulları altında devlet eliyle daha da artırılmak istendiğini söyledi. Günde 18 kişinin ateşli silahla saldırıya uğradığını da ifade eden Soysal, “Adli Tıp Kurumu kayıtlarına göre Türkiye’de son 10 yılda ateşli silah nedeniyle 15 bin 625 kişi hayatını kaybetti. Bugün, yaşadığımız coğrafyada savaş dilinden uzaklaşmak bir yana, içine sürüklenmiş olduğumuz savaş devlet eliyle giderek tırmandırılmaktadır. Özellikle Kürt coğrafyasında 15 Temmuz’dan önce başlayan ‘fiili OHAL’ uygulamaları, bugün bitmeyen OHAL ve sokağa çıkma yasağı ilanlarıyla süreklileştirilmekte, bölge halkı savaşın ve ölümün gölgesinde bir yaşama mahkum edilmektedir” şeklinde konuştu.

VİCDANİ REDDE ÇAĞRI

Soysal, son olarak “Devletin OHAL’ine ve her haline karşı haklı mücadele veren ve yaşamı savunan herkesi toplumsal tüm alanlarda dayanışma ilişkilerini büyütmeye çağırıyoruz. Savaşın diline kapılmadan, kimsenin kimseyi düşmanlaştırmadığı, savaşa karşı barışın hâkim olduğu bir dünyayı ellerimizle yaratmak mümkün. Bunun için, bugün itibarı ile bir kez daha, herkesi ellerine zorla dayatılan silahları bırakmaya, ölümü değil yaşamı savunmaya ve vicdani retlerini ilân etmeye çağırıyoruz” dedi.

‘SAVAŞIN PARÇASI OLMAYACAĞIM’

Soysal’ın ardından vicdani reddini açıklayan Adem Zekioğlu ise, şunları aktardı: “Benim can güvenliğimi kim sağlayacak? Militarizmi ve tek tip insan olma pratiği olan askerliği kabul etmiyorum. Kimsenin savaşının bir parçası olmak istemiyorum. Ben agnostik, sınırsız ve sınıfsız bir dünya isteyen biri olarak öldürmeyi ret ediyorum.”

Zekioğlu’nun konuşması ardından Ahmet Bay da vicdani reddini açıkladı.

Kaynak: Alevinet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org