VR-DER’den Ercan Aktaş’ın 318 Sunumu

15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde Af Örgütü’nde gerçekleştirilen Panel’de VR-DER’den Ercan Aktaş “Halkı Askerlikten Soğutma” madde 318 ile ilgili bir sunum gerçeleştirdi.

SİVİL ÖLÜM DEVAM EDİYOR
Halkı askerlikten soğutma suçu 1926 yılından beri Türk Ceza Kanununda yer alıyor ve biz vicdani retçiler de uzun yılladır bu “suçu” işlemeye devam ediyoruz. Günümüz evrensel hukuku içinde düşünce ve ifade özgürlüğü, diğer bütün özgürlüklerin temeli olarak kabul edilmekte ve en önemli özgürlük boyutu olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni, diğer bütün hak ve özgürlüklerin öncelikle insan düşüncesinde ortaya çıkması ve ifade edilerek felsefi boyutta işlenmesinin sağlanmasıdır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9 ve 10. maddeleri de düşünce ve ifade özgürlüğünü korumaktadır. (“Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. ” “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir.”)
Bu bağlamda “halkı askerlikten soğutma” gibi bir suç kişi düşünce ve ifade özgürlüğüne tamamen aykırı bir şekilde durmaktadır.

I-
TCK 318: Halkı Askerlikten Soğutma

Eski TCK’nın ünlü 155’ci maddesi, 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 318 sıra numarası ile korundu. Ayrıca, suçun basın yoluyla işlenmesi ağırlaştırma nedeni sayılarak cezaların yarı oranında artırılması hükmü getirildi. İş bununla da bitmedi. 2006’nın Haziran ayında kabul edilen Terörle Mücadele Kanunu ile bu eylem, “suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde” yapılmışsa, ek olarak “terör suçu” kapsamına alındı. Böylece cezanın alt ve üst sınırı yükseltilmiş ve suçu işleyenlerin DGM’ler yerine kurulmuş Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmasının önü açılmış oldu.  Ancak çeşitli siyasi sebepler sonrasında Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılmış olsa da cezanın üst sınırındaki artışın vahameti ortadan kalkmadı.
Sakın “Vicdani Retçi Mehmet Tarhan’ı destekliyorum” diye bir demeç vermeye kalkmayın, bu cümleden 1,5 ila 4,5 yıl alırsınız. Hesabı basit: 
a) “Halkı askerlikten soğutma”nın cezası, Türk Ceza Kanunu (TCK) md.318’e göre 6 ay ilâ 2 yıl. Bu suç basın yoluyla işlendiği için yarı oranında artırılınca zaten 1 ilâ 3 yıl oluyor. 
b) Yeni TMK md.4 bu suçu artık bir terör suçu sayıyor ve md.5’le bu tür suçların orijinal cezalarını yarı oranında artırıyor: oluyor 1,5 ilâ 4,5 yıl. Vicdani ret de halkı askerlikten soğutmak anlamına geldiğine göre, hesap ortada. Üstelik, yine md.5’e göre, bu cezanın üst sınırı da aşılabilir. 
TCK 318
1- Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır. 

Eski TCK 155
Geçen maddelerde yazılı olan ahval haricinde kanunlara karşı gelmeğe halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike iras edecek surette makale neşredenler veya halkı askerlik hizmetinden soğutmak yolunda neşriyatta veya telkinatta bulunanalar yahut umumi bir içtimada veya nasın toplandığı yerlerde bu suretle nutuk irad edenler iki aydan iki seneye kadar hapis olur ve bunlardan yirmibeş liradan ikiyüz liraya kadar ağır cezayı nakdi alır.
İki maddeyi karşılaştırırsak durumun vahametinin ortadan kalktığını söylememiz çok zor olacak. Öncelikle halkı askerlikten soğutma diye bir suçun varlığı, üstelik bunun AB üyelik sürecinde yapılan değişiklikler sonucunda varlığını halen koruması vahameti daha da arttırmaktadır. ‘Halkı askerlikten soğutma’ kavramı siyasi konjonktüre ve yargıçların sübjektif yaklaşımlarına göre anlamlandırılan ve her durumda savaş karşıtları ve vicdani retçilerin aleyhine yorumlanan bir tehdit aracıdır. Nitekim bu madde vicdani ret, anti militarizm ve savaş karşıtı açıklama, haber ve eleştirilere karşın uygulamaya hiç konmazken siyasi ortamın değişmesiyle birlikte ifade özgürlüğünün sınırlandırılması sonucunu doğuran soruşturma ve yargılamalar yeniden kendisini gösterdi.

318’den Açılan Soruşturma ve Davalar

* İHD İstanbul Şubesi Vicdani Ret Komisyonu aktivisti Doğan Özkan, “İnsan Hakları Haftası” etkinlikleri kapsamında 12 Aralık 2004 tarihinde Selimiye Kışlası önünde İHD adına yaptığı basın açıklaması nedeniyle ‘Halkı askerlikten soğuttuğu’ iddiasıyla yargılandı. Üsküdar 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, 20 Eylül 2006’da görülen karar duruşmasında 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza, mahkemece 3 bin YTL tutarında para cezasına çevrildi.

* Yazar Perihan Mağden hakkında, haftalık Yeni Aktüel dergisinde 27 Aralık 2005’te yayımlanan “Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır” başlıklı yazısında “halkı askerlikten soğuttuğu” iddiasıyla, üç yıl hapis istemiyle dava açıldı. Genelkurmay’ın suç duyurusuyla açılan bu davanın ilk duruşmasında Mağden, ‘İstanbul Adalet Sarayı’nın üçüncü katında ağır hakaretlere uğradı. Asker yakınlarını silahlı çatışmada kaybedenler ile gazilerden oluşan grup Mağden’e “Cariye”, “Maşa”, “İsrail’e git”, “PKK’lı” diye bağırdı. 27 Temmuz 2006’da görülen ikinci duruşmada davayı karara bağlayan hakim, Mağden’in eyleminin düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı kapsamında kaldığını belirterek, beraat kararı verdi. 

* Gündem Gazetesi muhabiri Birgül Özbarış hakkında 2005 ve 2006 yılındaki ‘Ne askerlik, ne savaş’ yazı dizisi, ‘Türkiye Rolünü Oynarsa’ yazısı, ‘Savaş karşıtı buluşma’ haberi, ‘Retçilerden AB’ye mesaj var’ başlıklı söyleşisi, ‘Vicdani retçiler AB müzakereleri süresince zorunlu askerliğin tartışılmasını istedi’ haberi, ‘Kardeşlerinize Silah Çekmeyin’ ile ‘Vicdani Redçi Savda: Askere Gitmeyin’ başlıklı haberi gerekçe gösterilerek TCK 318‘den yedi dava açıldı. Özbarış toplam 21 yıl hapis istemiyle yargılanıyorken Avrupa’ya kaçtı. Bütün bu davlardan dolayı Birgül Özbarış şimdi Avrupa’da mülteci.

* Vicdani retçi Erkan Bolot ile yapılan ve 10 Ekim 2005 tarihinde yayımlanan ‘Savaşların İnsan Kaynağını Kurutalım’ başlıklı söyleşi nedeniyle Birgün Gazetesi Pazar Eki editörü Gökhan Gençay ile sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Çeşmecioğlu’na Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Asliye mahkemesi, görevsizlik kararı vererek dosyayı DGM’lerin yerine kurulmuş olan Özel Yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevketti. Son olarak, Ağır Ceza Mahkemesi de görevsizlik kararı verdi. Duruşma tarihi henüz belli değil.

Halil Savda, 18.11.2004 tarihinde ‘örgüt üyesi olmak’ suçlamasıyla yattığı cezaevinden tahliye edildi ve vicdani reddini açıkladı. Bu tarihten itibaren “hizmetten kısmen veya tamamen sıyrılmak kastı ile emre itaatsizlik” suçlamalarıyla askeri mahkeme ve birlik arasında gidip gelen Savda’ya 2006’da bir de TCK 318 davası açıldı. “Lübnan’da sivillere zarar veren operasyonlarda görev almak istemiyorum” diyen ve 28 gün hapis cezası alan İsrail askerleri Amir Paster ve Itzik Shabbat’ı desteklemek için yapılan basın açıklamasını okuyan Savda en son olarak 1 yıl ceza aldı ve bunun bir kısmını cezaevinde geçirdi.

* Vicdani ret hakkının tanınması ve vicdani retçi Halil Savda’nın koşulsuz serbest bırakılması talebini içeren basın açıklamasını, İnsan Hakları Anıtı önünde 12 Nisan 2007 tarihinde, okuyan Vicdani Ret Çalışma Grubu’ndan Serpil Köksal ile ‘Asker Olma’ pankartını taşıdığı iddia edilen İbrahim Kızartıcı ve Şevket Murat gözaltına alındı. Daha sonra, Ankara Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğü’nün şikayetiyle, haklarında “halkı askerlikten soğuttukları” iddiasıyla dava açıldı. 

II-
318’ e Hayır İmza Kampanyası (Eylül 2009)
Öldürmeyi reddetmek suç değildir – 318’e HAYIR!

-Türkiye Avrupa Konseyinin kurucu üyesi olmasına rağmen, 47 üye ülkenin içinde vicdani ret hakkını anayasal bir hak olarak tanımayan tek ülkedir. Vicdani Retçi O. Murat Ülke davasında Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AiHM) tarafından mahkûm edilen ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine 2007 Ekim ayına kadar yasalarını bu yönde değiştireceğine söz veren Türkiye Hükümetinin taahhüdünü yerine getirmesi,
– Vicdani retçilere uygulanan baskıların, engellerin ortadan kaldırılmasını, altına imza atılmış olan, Uluslararası Sivil ve Medeni Haklar Sözleşmesi (USMHS)nin 18. maddesi ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesi (AiHS)nin 9. maddesinin uygulanmasını,
– Terörle Mücadele Yasası kapsamına sokularak daha da ağırlaştırılan, TCK Madde 318 (Halkı Askerlikten Soğutma)in derhal kaldırılmasını, süren yargılamaların sonlandırılmasını,
– Bu suçlamayla karşı karşıya bulunan tüm insanların, haksızlığa karşı itaatsizlik eylemlerini, demokratik ve ifade özgürlüğü kapsamında gördüğümü ve 20 Eylül 2007de görülen davada, söz konusu suçlamaya konu olan aşağıdaki bildirinin bir düşüncenin ifade edilmesi ve bir hakkın kullanımı olduğunu, bu anlamda destek verdiğimi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Çağrıcı Kurumlar:
Düşünce Suçuna Karşı Girişim
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe
insan Hakları Derneği Genel Merkezi
KaosGL
Pembe Hayat
Vicdani Ret Platformu
Bu kampanya süreci içinde 1975 imza toplandı. Kampanya hala devam ediyor.

III-
7 Ekim 2013

Vicdani reddini açıklayan Kazım Birdal Tüfekçi hakkında “halkı askerlikten soğutmak”tan açılmış olan dava yeni çıkan yasal değişiklik sonucu 3 yıl süreyle ertelendi.
Şayet 3 yıl içerisinde aynı suçu tekrar işlerse dava tekrar görülecek ve suç unsuru varsa ceza verilecek.
Ancak avukatına, Tüfekçi’nin yaptığı savunmadan dolayı hakkında yeni soruşturma başlatılacağı bildirilmiş.
7 Ekim 2013
Vicdani retçi Enver Aydemir’e destek eylemine katıldıkları için yargılanan 5 kişinin davası sonuçlandı. “Halkı askerlikten soğutmak”tan yargılanan Aydemir’in babası Ahmet Aydemir, Avukatı Davut Erkan ile Halil Savda, Fahri Fatih Tezcan ve Mehmet Atak beraat etti.
Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında konuşan Av. Esra Başbakkal Kara, TCK’nın 318. maddesinin düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti. Kara, atılan sloganların suç teşkil etmediğini söyleyerek, müvekkilleri hakkında soruşturma açılmasının ifade ve düşünce özgürlüğünün ihlali olduğunu dile getirdi.
27 Aralık 2013
Milli Savunma Bakanlığı’nın şikâyeti üzerine, vicdani retçi Ergün ZÜLAL’e, ‘internet yoluyla halkı askerlikten soğutma’ ve ‘e-posta yoluyla bir kamu görevlisi olan Başbakan R. T. Erdoğan’a hakaret’ iddialarıyla dava açıldı.
Açıklamanın www.savaskarsitlari.org sitesinde yer almasıyla ilgi olarak da “Halkı askerlikten soğutmak eyleminin herkese açık internet sitesinde işlenmesi ile yayın ve aleniyet unsurunun gerçekleştiği,” görüşüne yer verilmiş ve  Ergün Zülal’in Türk Ceza yasasının 318/1-2, 125/1-2-3a maddeleri ile cezalandırılması istenmiş.
28 Şubat 2014
“Askere Gitmeyin” kitabı çıktı.

“Halkı Askerlikten Soğutma” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 318. Maddesinin ve zorunlu askerliğin kaldırılması için 13 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da Çağlayan Adliyesi önünde bir sivil itaatsizlik eylemi düzenlenmişti. Farklı dünya görüşlerine sahip 30 kadar katılımcı “askere gitmeyin çünkü…” ile başlayan cümleleriyle, bir dayatma olarak varlığını sürdüren askerlik hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmişti.
“Zorunlu askerlik dayatmasına doğrudan veya dolaylı olarak muhatap herkesi yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Zorunlu askerliğin sadece ülke güvenliğini sağlamakla ilişkili olmadığını; bununla birlikte devletin politik baskı aracına dönüştüğünü, herkes için eşit bir ödev gibi görünse de aslında hiçbir farklılığa tahammül göstermeyen tek tipçi bir zihniyetin ürünü olduğunu anlatmak bu kitabın ana amacı oldu. Bunun için uzun uzadıya makalelere, akademik araştırmalara, tarihsel kritiklere yer vermektense çok temel bir haktan, “reddetme” hakkından yola çıkarak zorunlu askerliğin makul ve meşru bir zemine dayanmadığı anlatılmaya çalışıldı.”
30 Mart 2015
Genelkurmay Başkanlığı’nın şikayeti üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, www.askeregitmeyin.com sitesi hakkında, “halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla soruşturma başlatılmış, bu nedenle site yetkilisi vicdani retçi Av. Mehmet Ali Başaran ifade vermek üzere Bakırköy Cumhuriyet Savcılığına çağırılmıştır.
“Halkı Askerlikten Soğutma” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 318. Maddesinin ve zorunlu askerliğin kaldırılması için 13 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da Çağlayan Adliyesi önünde, farklı dünya görüşlerine sahip 30 kadar katılımcının, “askere gitmeyin çünkü…” ile başlayan cümleleriyle bir sivil itaatsizlik eylemi düzenlenmişti. İnternet üzerinden 4 ay sürdürülen kampanyaya katılan 381 katılımcının cümleleri daha sonra bir kitapta toplandı.
Çok sayıda aydın, yazar ve sanatçı tarafından hazırlanan “Askere Gitmeyin Çünkü…” kitabı ve sitesi hakkında soruşturma başlatıldı.
“Askere Gitmeyin Çünkü…” cümlesini kendi iradeleriyle tamamlayarak, olgu üzerinden bir araya gelerek yazdıkları ve bazı plastik sanatlar insanlarının çizgileriyle cümlelerini kurdukları kitap ve kitap basılmadan önce cümlelerin toplanma mecraı hizmeti veren internet sitesine soruşturma açıldı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu’nun ihbarı üzerine, Genelkurmay Başkanlığı’nın müşteki göründüğü soruşturma dosyasında sitenin kurucularından avukat Mehmet Ali Başaran’a Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca ifadeye çağrıldı.
Kitapta 300 kişi sözleri ile savaşa karşı barış çağrısı yapmıştı. Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) “halkı askerlikten soğutma suçu”  başlıklı 318. maddenin kaldırılması için geçtiğimiz ay, Çağlayan Adliyesi karşısında toplanan yaklaşık 30 kişi “askere gitmeyin çünkü;…” diye başlayan cümleleriyle sivil itaatsizlik eylemi gerçekleştirmişti. Bayraksız, pankartsız ve slogansız eylemde katılımcıların yanı sıra askeregitmeyin.com internet sitesinde toplanan ve Mehmet Atak ve Ayşe Lebriz’in okuduğu o güne kadar gönderilen 194 cümle seslendirilmişti.
13 Nisan 2015
Muğla’nın Ula ilçesinde yaşayan İnan Mayıs Aru, “yoklama kaçağı” olduğuna dair tutanağı vicdani retçi olduğu şerhiyle imzalayarak sosyal medyada paylaştığı için başlatılan soruşturma sürecini BirGün’e anlattı: “Başka bir nedenle gittiğim Ula Jandarma Karakolu’nda ‘yoklama kaçağı’ olduğuma dair bir tebliğde bulundular. Komutan, beni o gece orada tutup sonraki gün mevcutlu sevk işlemi yapacaklarını söyledi. Böyle bir hakkı olmadığını, avukatımla konuşabileceğini söylediğimde ise ‘Şaka yapıyordum. Ne çok şey biliyormuşsun sen böyle. Herkes senin kadar bilse burada bir asker kalmaz. En isteyerek geleni bile 10 gün sonra evime dönmek istiyorum demeye başlıyor burada’ diye cevap verdi. Sonra bana uzattıkları tebliğe şerh düşerek imzaladım: Vicdani retçi olduğum gerekçesiyle şubeye teslim olmayacağımı ve uluslararası sözleşmeler gereği herhangi bir ceza ödemeyeceğimi beyan ederim”
Yeni açılan soruşturmalar ile birlikte anlaşılıyor ki, ‘halkı askerlikten soğutmak’ bu ülkede bir suç olarak görülmeye devam edecektir.

Çünkü TCK 318, Anayasa’ya Aykırıdır
318’inci madde, “(1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır” demekte, Terörle Mücadele Kanunu 4’üncü maddesi ise ‘halkı askerlikten soğutmak’ suçunu ‘terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde” işlendiğinde terör suçu saymaktadır.
Oysa Anayasanın 25’inci maddesi düşünce ve kanaat özgürlüğünü, 26’ıncı maddesi ise düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Bu özgürlüklerin kullanımı, telkin, teşvik ve propagandanın da güvence altına alınması ile olanaklıdır. Anayasal güvence altına alınan özgürlükler,TCK md. 318’in yasaklamaya çalıştığı içeriği korumaktadır. 
Düşünce ve ifade özgürlüklerinin sınırlanması, ancak Anayasa’nın 13 ve 26’ıncı maddesindeki koşullarda mümkündür. Oysa TCK’nın 318’inci maddesi hiçbir şekilde bu koşulları taşımamaktadır ve “askerlikten soğutmaya yönelik teşvik, telkin veya propagandada bulunmak” şeklindeki ifadeler, ‘hukuk devleti’ ilkesine aykırı olarak “suç unsuru” sayılmaktadır.
Çünkü TCK 318, Uluslararası Hukuka Aykırıdır
Anayasanın 90/5’inci maddesi, bir uluslararası sözleşme hükümlerinin iç hukuk kurallarıyla çatışması halinde uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağını açıkça ifade etmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 18 ve Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi 18’inci maddelerinde herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne hakkı olduğu belirtilmektedir. Türkiye uluslararası düzenlemelere ve AİHM kararlarına uyma yükümlülüğü altında iken, TCK md. 318’i uygulayark bu anlaşmaları ihlal etmektedir.
“İfade özgürlüğü, sadece lehte olduğu kabul edilen ya da zararsız ya da ilgilenilmeye değmez görünen bilgi ve düşünceler için değil, aynı zamanda devletin ya da nüfusun bir bölümünün aleyhine olan, şok eden, rahatsız eden düşünceler için de uygulanır. Bunlar demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan; çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir”. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı: ‘Handyside v. Birleşik Krallık, 1976’) 
Biz de diyoruz ki
Yıllardan bu yana, 318. madde olarak bilinen “halkı askerlikten soğutma suçu”ndan birçok soruşturmaya maruz kaldı savaş karşıtları. “Herkes bebek doğar” dedikleri için yargılandı vicdani retçiler. Kutsal addedilen ve yaşamları gasp eden zorunlu askerlik hizmetini reddettikleri için türlü baskıya maruz kaldılar, 318. madde de bu baskının yalnızca bir kısmıydı.
“Halkı askerlikten soğutuyorsunuz” diyerek bizlerden yaşamlarımızı savunuyor olmamızın hesabını soranlar kendi medyalarında manipüle edip kendi mahkemelerinde yargıladılar bizleri. Ancak savaştan değil barıştan yana olan vicdani retçiler, savaş karşıtları ve antimilitaristler tüm bu baskıya karşı yaşamı savunmaya devam ettiler ve bugün burada olduğu gibi, her defasında yeniden soğuttular halkı askerlikten, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmekten. 
Suç diyerek korkutsa, soruşturmalarla yıldırmak istese de iktidar barışı savunanları, burada olduğu gibi her yerde haykırmaya devam edeceğiz: Halkı askerlikten soğutmak suç değildir!
VİCDANİ RET DERNEĞİ

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org