VR-DER’in Kuruluş Basın Açıklaması

Vicdani reddini açıkladığı için suçlanan, baskı ve yıldırmaya maruz kalan, vatandaşlık haklarından mahrum bırakılıp “sivil ölüm”e terkedilen vicdani retçi arkadaşlarımızın yanında olacak, onlara her türlü desteği vereceğiz.

Arkadaşlar,
Yaklaşık bir ay kadar önce, vicdani retçi arkadaşımız Ali Fikri Işık, tutuklu bulunduğu Edirne Askeri Cezaevi’nden salıverilmişti. Bunun üzerine bir grup arkadaş biraraya gelmiş, gelişmeler üzerine sohbet ediyorduk. Konumuz; arkadaşımıza hiç sahip çıkamadığımız, örgütlülüğümüzün olmadığı, vicdani reddin neredeyse en fazla gündemde olduğu günümüz koşullarında bunun büyük bir eksiklik olduğu üzerineydi. Bir diğer konuda, her yıl kutlamakta olduğumuz 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’yle ilgili de hiçbir çalışma yapmamış olduğumuzdu. Ortaya atılan bir öneriyle hem Vicdani Retçiler Günü’nde bir etkinlik yapılması ve hem de bir dernek kurulması fikri herkes tarafından benimsendi. Elbette bu fikirler biranda ortaya çıkmadı. Her iki konuda da niyet ve atılmış adımlar vardı. Ancak bir türlü ortaya somut bir şey çıkmıyordu. Sanırım attığımız adımı sağlıklı kılan yeni insan unsurları ve buna bağlı motivasyonumuzdu.
Hepinizin bildiği gibi, çok anlamlı bir günde, 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde Vicdani Ret Derneği’mizi kurduk. Doğrusu, işin başında, gereken sayıda kurucu üyeyi bulabilecekmiyiz diye düşünürken, sayının yavaş yavaş arttığını görünce önümüze “100 kurucu üye” hedefini koyduk ve bugün 87 sayısına ulaşabildik. Bu gerçekten de büyük bir başarı oldu. Bugün için, küçük bir ofisimiz ve güzel bir heyecanımız var diyebilirim. En kısa sürede yapacağımız ilk toplantıda, tüzüğümüzde belirlediğimiz amaçları gerçekleştirebilmek için hızla harekete geçip;
Türkiye Devleti tarafından da imzalanmış, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”, “Uluslararası Sivil ve Medeni Haklar Sözleşmesi” ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” gibi uluslararası belgelerde de yer alan ve bir insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkının anayasal bir hak olarak tanınması için mücadele edeceğiz.
Vicdani reddini açıkladığı için suçlanan, baskı ve yıldırmaya maruz kalan, vatandaşlık haklarından mahrum bırakılıp “sivil ölüm”e terkedilen vicdani retçi arkadaşlarımızın yanında olacak, onlara her türlü desteği vereceğiz.
Çeşitli gerekçelerle askere gitmeyen ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen “asker kaçakları”nın “kaçak” ya da “firari” olarak suçlanıp cezalandırılmalarının,
Askere alınmış olanların, “askeri eğitim” ya da “disiplin” adı altında maruz kaldıkları her türlü baskı, dayak ve işkencenin,
Kamuoyuna da yansıyan “intihar”, kaza” ya da “şehit” adı verilen “şüpheli asker ölümleri”nin
son bulması için mücadele edeceğiz.
Savaş, insan ve doğa için bir yıkımdır. Vicdani ret savaşın insan unsuru olmayı reddetmektir. Derneğimiz, savaşın bütün unsurlarına, silah üretim ve transferlerine, militer yapı ve organizasyonlara karşı çıkacak, savaş ve çatışmaların önlenmesi ve son bulması, savaş yaralarının sarılması, mayın ve serbest patlayıcılar gibi savaşın sonrasını da tehdit eden savaş atıklarının ortadan kaldırılması için çaba gösterecektir.
Bizler, militarizmin, silah, kışla ve apolet ile sınırlı kalmadığının, toplumsal yaşamı da kuşattığının bilincindeyiz. Bu bilincin gelişimi ve “barışçıl bir yaşam” için mücadele vereceğiz.
Tüm bu çabalarımızda, benzer anlayış ve tavır içinde olan ulusal ve uluslararası yapı ve organizasyonlarla birlikte eylem ve dayanışma içinde olacağız.
Eylemlerimizde sivil itaatsizliği, çalışmalarımızda konsensüs ile karar almayı temel alıyoruz.

Arkadaşlar,
İşimizin kolay olmadığını biliyoruz:
Askerlerin kurduğu, zaman zaman da olsa gelişen sosyal tepkileri bastırmak için darbeler yapıp, her darbe sonrası geliştirdiği anayasalarla militarist devlet aygıtının daha güçlendirildiği bir ülkede elbette işimiz zor.
“Asker milletiz”, “her Türk asker doğar” vb söylemlerle zenginleştirilmiş militer kültürün adeta içselleştirildiği bir ülkede elbette işimiz zor.
Bir savaşın sonlandırılmaya çalışıldığı sırada bir başka savaş tehlikesinin içine düşer gibi olduğumuz bir ülkede elbette işimiz zor.
Bölgesel ve küresel güç olma sevdasıyla yerli silah üretimini alabildiğine teşvik eden ve nükleer güç olmayı hedefleyen bir ülkede elbette işimiz zor.
Ancak, herkes bilmektedir ki; vicdani retçiler, bütün bu zorlukları aşacak kararlılığa sahiptir.

Vicdani Ret Derneği
18 Mayıs 2013

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org