Merhaba, ben Vural
Asker dendiği zaman zihnimde canlanan kelimeler başkalarının adına yapılan savaşlar, işkence ve asimilasyondur. Kendi aile fertlerim ve köyümüzdeki insanların askerler tarafından işkenceye maruz kaldıkları anılarını dinleyerek büyüdüm. Bende böyle bir temel üzerine kurulu olan askerlik mantığın, sorgulamanın ve vicdanın olmadığı bir sistemdir. Kesin itaat ile özgür düşünceye kelepçe vuran bu sistem, yoksul halk çocuklarını milli ve dini yalanlarla kandırıp, sermayenin çıkarlarını korumak için kendisi gibi ezilen, devrimci-demokrat insanları baskı altına alıp sindirmektir. Bu sitemin benim üzerimden devam etmesine razı gelmeyeceğim.
Eğer bu sömürü sistemine itaat edip, razı gelirsem :
* Dersim’de, Karadeniz’de doğasını ve nehirlerini korumak isteyen insanlara saldırmaya devam edecekler.
* Kürt halkının meşru, demokratik taleplerini « terör » adı altında bastırmaya ve insanları devam edecekler.
* Ben itaat edersem parası olanların tatil şehirlerinde, olmayan gençlerin ise savaş bölgelerinde ölmeye ve öldürtmeye devam edecekler.
* Roboski’de kendi vatandaşlarını savaş uçaklarıyla bombalamaya devam edecekler.
Ben itaat ettiğim sürece bu çark dönecek Suriye’de kafa kesen, katliamlar yapan canilere tırlarla silahlar gönderilmeye devam edilecek. Böyle birçok sebepten dolayı, devrimci bir birey olarak bizlerin canları üzerinden yürütülmek istenen bu eli kanlı sitemin bir parçası olmayacağım. Devletin ve sermayenin halkları katletme, baskı altına alma aygıtı olan militarizmi kabul etmiyorum.
Özgür, eşit ve savaşsız bir dünya özlemiyle vicdani reddimi açıklıyorum.
15/07/2019
Vural Subaşı / Fransa
