2010, 4 Aralık Yunus Özdemir – Kürt Vicdani Red Hareketinin aktivistlerinden
………….
Kürt Vicdani Red Hareketi’nin aktivistlerinden Yunus Özdemir vicdani reddini açıkladı.
Savaşssız bir dünya umuduyla
KÜRT VİCDANİ RED HAREKETİ…
Basın Birimi
Ben yunus ozdemir agri ilinin eleskirt ilcesinde 10.03.1980 yilinda dogdum. vicdani reddimi aciklamaya calisirken vicdan olgusundan yola cikarak hakli ve hakkim olan vicdani reddimi aciklamaya calisacagim. yasayip buyudugum toplumun kosularini gozonune alarak bende olusan bu duygularin insanlarla paylasilmasini bir intiyac olarak gormekteyim. insan ile beraber olan vicdani duygularinin aciga cikarilmasi ve buyutulmesi gerekliligine inanmaktayim. zira bunlarin olusabilmesi icin de buyuk bir ozveriyle ve durustlukle paylasmak gerektigine inanmaktayim. on yillardir suren savasin uzerimizde biraktigi etkiye baktigimda belkide gec kalinmis bir aciklamadir. kendi bedenimizi o kadar kolelestirmisiz ki savas tamtamlari istedikleri an bedenimizi istedikleri sekilde kullanabiliyorlar. onlar icin ister ahlaki olsun ister olmasin. ama ben ahlaki degerlerimin bana ogrettigi yasam seklini gozonune alarak bana dayatilan kirli yasam seklini rededecegim.
Vicdan her ne kadar insani bir kavram olarak algilansa da aslinda çok daha genis bir alani kapsar. Kiside farkindalikla beraber olusmaya baslayan çok genis bir olgudur. Hatta Insanla çok buyuk farkliliklari olmasina ragmen bir hayvanin ya da bir bitkinin dahi bazi davranislarini bu kapsamda degerlendirmek mumkundur. Çunku temelde vicdan, varligi uzerinde etki eden seylere karsi tutum gelistirme egilimidir. Her canli kendi kosullarinda varligiyla ilgili surekli bir eylemsellik içerisindedir. O halde vicdan olgusunun insanla sinirli olmadigi, diger varliklarda da muhtemel oldugu ortaya çikiyor. Buna vicdanin sozluksel anlamina bakarak da ulasmak mumkundur. Bilindigi uzere vicdan sozlukte; kisiyi kendi davranislari hakkinda bir yargida bulunmaya iten, kisinin kendi ahlak degerleri uzerine dolaysiz ve kendiliginden yargilama yapmasini saglayan guç olarak tanimlanir. Dikkat edilecegi uzere yer edinmis olan esas seyler soz konusudur. Fakat sozluk anlamina ragmen vicdan nedir denildiginde kisa bir tanim getirmek zordur. Ancak bir olay karsisinda kimligimizin bize dayattigi davranislari vicdanla bagdastirmak mumkundur. Kimligimizin bize dayattigi sekilde bir tutum gelistirmemiz vicdanidir.
Yukaridaki tanimlamalari yorumlarken, mevcut kaliplardan kendimizi arindirdigimizda ve kendimizi her seyi insana dair gorme aliskanligimizdan kurtardigimizda, daha da onemlisi tum canlilarin bir degerlendirme kapasitelerinin oldugu gerçegini kabul ettigimizde vicdanin aslinda tum canlilarda ortak bir olgu oldugu sonucuna kolaylikla varabiliriz. Sahsen vicdan kavramini kendimle iliskilendirerek degerlendirdigimde tum canli oraganizmalarda olabilecek bir olgu oldugu sonucuna variyorum. Çunku kendimi diger varliklarin bir parçasi olarak goruyorum. Parçayla butun iliskisi bende olabilecek seylerin diger varliklarda da farkli sekillerde olabilecegi kanisi uyandiriyor.
Vicdan olgusunu direk benlikle es deger tutuyorum. Benligimi olusturan tum etmenler ayni zamanda benligimin içinde yer alan vicdanimi da olustururlar.
Bu paralellik ya da iç içelik vicdanin aslinda kimligin bir diger ifade sekli oldugunu gosteriyor. Dolayisiyla askerlige karsi tutumumu kimligim olarak goruyorum. Mevcut olan kimligim bu kurumu hazmedecek mekanizmaya sahip degildir. Deger yargilarimla ortusmeyen yapida olan bir kurumun içinde bulunmam varligimi inkar etme anlami tasiyacagindan dolayi askerlik kurumuna karsi vicdanimin sesine kulak veriyorum. Fakat ozellikle belirtmek isterim ki vicdani çikisımi yalnizca askerlik kurumuyla sinirlandirmiyorum. Çikisim varligimi inkar etmeme sebep olabilecek her seye karsi bir tutumdur. Askerlik kurumunun olusmasinda ve giderek daha da guçlenmesinde pay sahibi olan her kurum ve kurulusa ve kisilere karsiyim. ayni kisilerin, kurum ve kuruluslarin sebep olduklari diger yikimlardan dolayi da vicdanen rahatsizlik duyuyorum. Nasil ki insan benim kimligimde bir yer sahibiyse ve militarist orgutler tarafindan zarar gordugunde vicdanim sizliyorsa benzer sekilde dogada bulunan tanidigim her varlik kimligimde yer edindigi için, bu varliklara verilen zararlar da vicdanimi sizlatiyor. Bir dalin kirilmasi, suyun kirletilmesi veya hayvanin darp edilmesi olaylarinda oldugu gibi. Fakat ozellikle insana karsi daha derin hisler tasidigimi itiraf etmeliyim. Insana karsi daha derin olmasina sebep olarak insani daha yakindan taniyor olmama bagliyorum. Diger canlilari insan kadar tanimiyor olmayi aslinda kendim için bir eksiklik olarak goruyorum. Kendisini butunun bir parçasi olarak goren benim gibi insanlarin en çok eksik kaldiklari, yetemedikleri nokta, sanirim burasidir. Bu yikimlara karsi duyarsiz kalmak beni rahatsiz ediyor. Bu sebeple, vicdnimin sesine kulak verip bu metni paylasma ihtiyaci duyuyorum.
Ozelikle militarizmin direk etkilerinden dolayi bugunku açiklamami militarizmle baglamak istiyorum. Askerlik konusundaki kanaatlerim vicdanimin sesidir. Kimligimin kendisidir. Buyudugum toplumda açilan her yarayi bedenimde açilmis gibi hissediyorum. bedenimin bir ifadesi olan vicdanimin sesi aslinda derin olan yarama ilaç arama çabasidir. Vicdani red aciklamam; ulasmak istedigim vicdani yolculugumun bir gereksinimidir. Bu nedenle bana dayatilan; bu zoraki, kendilerince bir vatani zorunluluk olarak gorulen askerligi red ediyorum….
Ayrica devam etmekte olan savaslarin; yukarida anlatmaya calistigim olgular, doga, tabiat yikimina sebep veren etmenler oldugundan; askerligin direkt olarak savasa onculuk ettiginden dolayi vicdanimin yani kalbimle olan durustlugumden dolayi Türkiye cumhuruyeti askerligini red ediyorum..
EGER SAVASLAR VARSA BARISLAR MUMKUNDUR,
INSANLARIN KENDI YASAM DONGULERINDE KENDI DOGALLIKLARIYLARI BARIS ICINDE YASAMASI DILEGIYLE…
YUNUS OZDEMIR..