Türkiye yatırımla değil terörle büyüyor
Zülfikar Doğan Haziran 27, 2016
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılının ilk üç aylık döneminde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,8 büyüdüğünü açıkladı. Bu oran, Türkiye’yi Avrupa’nın en hızlı büyüyen birinci ekonomisi yaptı.
2016’nın Ocak-Mart döneminde yüzde 4,2 büyüyen İsveç ve Romanya Türkiye’nin gerisinde kaldı.
Kötümser beklentilerin aksine yüzde 4,8 büyüme hükümeti memnun ederken büyümenin nereden kaynaklandığı tartışmalarını alevlendirdi. Başbakan Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ekonominin krize gireceğini söyleyenlerin yanıldığını savundular.
Orta Vadeli Planı’nda (OVP) 2016 yılı için büyüme hızı hedefi yüzde 4,5 olmasına karşın, hükümet ilk üç ayda yüzde 4,8 büyümeyle hedefin şimdiden aşıldığını belirtiyor.
TÜİK 2015’in son üç aylık büyüme hızını yüzde 5,7 olarak açıklamıştı. Bu durumda 2016’nın ilk üç aylık büyüme hızı 2015’in son üç ayındaki yüzde 5,7 büyümeden yüzde 4,8’e gerilemiş durumda.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Erdal Yorgancılar büyümenin özel tüketim ve kamu tüketim harcamalarından kaynaklandığını özel sektör yatırımlarının büyümeye etkisinin olmadığını belirterek Türkiye’nin her yıl en az 1 milyon kişiye istihdam yaratmak zorunda olduğunu söylüyor.
Türkiye G20 içinde en hızlı büyüyen dördüncü ekonomi olmasına karşılık büyümeye etki eden unsurlar içerisinde özel sektör yatırımları, üretim, ihracat ve istihdamın etkisi negatif. TÜİK’in açıkladığı büyüme bireylerin ve devletin tüketim harcamalarındaki artıştan kaynaklanmış durumda.
TÜİK verilerine göre, ilk üç ayda Hane Halkı Özel Tüketim Harcamaları yüzde 6,9 oranında, devletin tüketim harcamaları yüzde 10,9 oranında artmış. Devletin harcamalarındaki bu artış oranı 2009 yılından bu yana en yüksek oran. 2015’in ilk üç aylık döneminde devletin harcamalarındaki artış yüzde 6,7 idi. Bu yıl ise iki kata yaklaşan düzeyde artış var.
Özel tüketim harcamalarında en fazla artış yüzde 22 oranında “sağlık giderlerinde” görülüyor. Bu yükseliş, bir yıldır devam eden güvenlik operasyonları ve bombalı saldırılarda hayatını kaybeden ya da yaralanan, sakat kalan, aylardır tedavi gören, yüzlerce asker, polis, siviller için yapılan tedavi harcamalarındaki artıştan kaynaklanmış görünüyor.
Devlet harcamaları geçen yılın üçüncü (haziran-ağustos) ve dördüncü çeyreğinde (ekim-aralık) artış eğilimine giriyor. 2015 üçüncü çeyrekte yüzde 8, dördüncü çeyrekte yüzde 8,1 artan devlet harcamaları bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 10,9 düzeyinde artıyor.
Büyümeye en büyük katkıyı sağlayan özel ve kamu tüketim harcamalarındaki bu yükselişin 7 Haziran seçimlerinden sonra hızlanan terör olaylarına paralel olarak gerçekleşmesi dikkat çekiyor.
7 Haziran 2015’de tek başına iktidar olanağını yitiren AKP Kürt sorunu için başlatılan çözüm sürecini rafa kaldırdı. Güneydoğu’da operasyonlara hız verdi. Yeniden tek başına iktidar için erken seçimi gündemine alan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin bu yaklaşımı nedeniyle 1 Kasım 2015 seçimlerine yükselen şiddet, terör, intihar saldırıları, sokağa çıkma yasakları ve kent savaşları ortamında gidildi.
Binlerce asker ve polis, “geçici görevle” Güneydoğu’ya gönderildi. Operasyonlarda yüzlerce tank, zırhlı araç, helikopter, özel birlikler yer aldı, almaya da devam ediyor. Operasyonlar için yapılan askeri harcamalar, bölgede görevlendirilen boşaltılan okullarda, yurtlarda kalan binlerce asker ve polis için yapılan yeme, içme, barınma, taşıma, silah, mühimmat giderleri devletin harcamalarını ikiye katladı. Terörle mücadele harcamalarındaki bu büyük artış, büyümeye en çok katkı sağlayan unsurlardan birisi.
2016 ocak-mayıs dönemindeki beş aylık bütçe giderlerinde en yüksek artışlar, yüzde 17 oranında Cumhurbaşkanı ve Başbakanın gizli hizmet harcamalarını oluşturan örtülü ödenek ile yüzde 40,5 oranında savunma ve güvenlik harcamalarında görülüyor.
Terörün ve Güneydoğu’daki operasyonlara yapılan harcamaların ekonomik büyümeyi “harcama” temelinde yukarı çektiği gözleniyor.
Türkiye yaşanan bu gelişmelerle Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün açıkladığı 2016 Küresel Barış Endeksi’nde, 163 ülke arasında 10 sıra birden düşerek 135’incilikten 145’inci sıraya indi. Raporda 2015 yılındaki terör ve çatışmaların Türkiye’ye maliyeti 94 milyar dolar olarak yer alıyor.
Rapora göre, küresel düzeyde terör ve çatışmaların maliyeti 13 trilyon doların üzerinde. Milyonlarca insanın mülteci olmasına yol açan terör ve çatışmaların en çok etkilediği ülke Suriye. Türkiye’nin en uzun sınıra sahip olduğu komşusu Suriye, barış endeksinin en dibinde.
Türkiye’nin de içinde yer aldığı bölge terör ve çatışmaların, göçün, mülteciliğin en yoğun olduğu bölge olarak nitelendiriliyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) açıkladığı son verilerle Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke.
Dolayısıyla, terörün yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 milyar dolara ulaştığını açıkladığı mültecilere yönelik devlet harcamaları da ekonomik büyümeyi tetikleyen bir başka etken.
Büyüme gelecek aylarda yine devlet harcamalarıyla sürecek. Başbakan Binali Yıldırım Güneydoğu’da “gönüllerin ve şehirlerin yeniden onarılacağını” açıkladı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş da operasyonlarda yakılıp yıkılan Sur, Nusaybin, Şırnak, Cizre, İdil, Yüksekova’nın yeniden imarına başlanacağını, ilk aşamada 1 milyar TL (350 milyon dolar) harcanacağını açıkladı.
Erdoğan ve AKP yatırımı, ihracatı, üretimi büyütmeden, işsizliği azaltmadan, terörle mücadeleye, yakılıp, yıkılan kentleri yeniden inşa etmeye yapılacak harcamalarla ekonomik büyümeyi sürdürmeyi hedefliyor. Ancak bu büyüme, İsveç’i geçip Türkiye’yi Avrupa birincisi yapsa da halkı bir İsveçli seviyesine getiremiyor.