Anti-Militaristler Kobani’deki özsavunmayı tartıştı

Vicdani Ret Derneği ve Lamdaistanbul’un birlikte örgütlediği “Kobani özgülünde gelişen özsavunma ile birlikte anti-militarist mücadele ve vicdani ret” etkinliğiLamdaistanbul’ da gerçekleştirildi.

23 Kasım 2014 Pazar 12:17
“Kobani özgülünde gelişen özsavunma ile birlikte anti-militarist mücadele ve vicdani ret” konuşuldu…

Vicdani Ret Derneği ve Lamdaistanbul’un birlikte örgütlediği “Kobani özgülünde gelişen özsavunma ile birlikte anti-militarist mücadele ve vicdani ret” etkinliği gerçekleştirildi.

Moderatör’lüğünü Lamdaistanbul aktivisti Hüma Talay’ın yaptığı etkinliğe konuşmacı olarak Vicdani Ret Derneğinden Ercan Jan Aktaş ve Anarşist Kadınlar’dan Didem Deniz Erbak katıldı.

Lamdaistanbul’da gerçekleşen etkinlikte Hüma Talay’ın “Lamdaistanbul olarak Kasım ayı etkinliklerimizi özellikle coğrafyamızda yaşanan savaş/şiddet ikliminden dolayı barış teması üzerinden hazırladık, bu bağlamda her hafta bir etkinlik planladık. Anti-militarist mücadele ve vicdani ret de bu etkinliklerden biri olarak örgütlendi, bu etkinliği Vicdani Ret Derneği ile birlikte örgütledik” sözleriyle yaptığı açıştan sonra Kobani sürecini daha yakından izleyen ve Kobani’ye de gitmiş olan vicdani retçi Ercan Jan Aktaş söz aldı.

Ercan Jan Aktaş şunları söyledi: ”Kobani Ortadoğu tarihinde hepimize bambaşka bir şey söyledi, bu sözünü 19 Temmuz 2012 tarihinde söyledi, daha sonra bu söz büyüdü Rojava Kadın Devrimi olarak tamamlandı. Neydi bu söz? Bu söz(1), ‘tek’lik üzerinde ulus sınırlar çizilirken korkunç katliamların, soykırımların yaşandığı bir coğrafyada bütün etnik aidiyetleri, inançları gören bir sözdü ve bunun hayat bulacağı bir yaşamdı. Kadın özgürlükçü bir perspektif ile bambaşka bir hayatın inşası başladı. Bu inşa korkuttu erkek egemen, militer sistemleri. Onun içindir ki boğmak istediler. BM, Türkiye ve de diğer güçler 20 Eylül tarihinde Kobani’nin düşmesi üzerine planlar yaptılar, ama beklemedikleri bir şey oldu, tıpkı bilim kadını Nazan Üstündağ’ın ifade ettiği gibi ‘şairane bir direniş’ ortaya çıktı.”

Konuşmasının devamında vicdani retçi ve de anti-militaristler olarak Kobani/Rojava’nın neden ciddi bir şekilde görülmesi gerektiğini anlatan Ercan Jan Aktaş; ”19 Temmuz 1936 ne ise bugün Kobani’de yaşanan direniş de odur. Burada özsavunmayı temel alan bir mücadele var, bu mücadele anti-militarist bir mücadeledir.”

Anarşist Kadınlar’dan vicdani retçi Didem Deniz Erbak ise neden vicdani retçi olduğunu anlattıktan sonra; ”Anarşist kadınlar olarak “sınır”a gittik, Suruç’da kadın yoldaşlar ile birlikte nöbet eyleminde bulunduk ve yoldaşlar ile Kobani’ye geçtik. Sınırların anlamsızlığını yaşayarak gördük. Kobani’de muazzam bir direniş veriliyor, bu direnişin her aşamasında kadınlar var. Bu durum biz anarşist kadınlara da moral ve de güç vermekte. Bu moral ve de güç ile hayatlarımızı özgürleştirmek için bizler de hayatın her alanında erkek egemen sisteme karşı direniş içindeyiz. Dayanışma ve direniş devam edecektir” dedi.

Sunumlardan sonra katılımcıların soru ve katkıları ile tartışmalar devam etti.


 

_______

(1) – Rojava’daki Demokratik Özerk Yönetim üç kantondan (Cizîre, Kobanê, Efrîn) oluşur. Kamışlı, Demokratik Özerk Yönetimi Cizîre Kantonu’nun merkezidir. Bu kanton Kürt, Süryani, Ermeni, Çeçen, Müslüman, Hıristiyan ve Ezidîlerin ortak yönetimidir. Kantonda yaşayan halklar ve inançlar arasındaki ilişkiler halkların kardeşliği, ortak yaşam ve dayanışma temellidir. Hiçbir halk bunlardan ayırt edilemez. Cizîre kantonunun resmi dili Kürtçe, Arapça ve Süryanicedir. Bunların yanı sıra diğer diller de güvence altına alınır.

(Dehttp://www.demokrathaber.net/yasam/anti-militaristler-kobanideki-ozsavunmayi-tartisti-h41158.html

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org