14 Nisan 2015 / Mayıs
Küçükken savaş oyunları oynardık, büyüdük askere çağırıyorlar bizi. Oysa “Bunu kabul etmeseler de hemen tüm yetişkinler birer haindir; çünkü çoğu bir zamanlar çocuk olduklarını unutmuştur.” Büyümeyi reddettik biz, savaş ancak kimsenin ölmediği bir oyunken güzeldi bizim için. Şimdi “Hiç kimsenin askeri olmayacağız” diyoruz ısrarla ve sapanlarımızı arka cebimizde saklıyoruz direnişin güzelliği adına. (“Tutatis adına” diye haykırırdı bizim manyaklar.)
Çocukluğumuzdan bir figür; Romalı askerlerin işgaline direnen bir Galya köyü. Yiyen, içen, ormanda domuz kovalayan, gırgır, şamata bir halk. Orduları yok. Yaman bir şefleri var evet, Toptoriks; ama rütbeleri, üniformaları, apoletleri yok. Bütün Galya Romalıların işgali altında ancak bu minik köy eksilmez neşeleri, deli cesaretleri, eh tabii bir de Büyüfiks’in muhteşem iksiri “Devegücütazıhızı şerbeti” sayesinde Jül’ün ordularına kafa tutmakta.
Yeri gelmişken Jül’le (Jül dediğimiz Sezar’ın ta kendisi) ilgili bir hikaye vardır Thoreua’nun aktardığı:
İsa vergilerden şikayet eden Herodiyalılar’a “Bana haraç ödediğiniz akçayı gösterin!” der. Birisi cebinden bir akça çıkarır. İsa da “Üzerinde Sezar’ın resmi olan ve onun geçerli kıldığı akçayı kullanıyorsanız, yani Devlet’in adamıysanız, Sezar’ın sağladığı nimetlerden de yararlanıyorsanız, o zaman Sezar isteyince kendi akçalarından birazını geri verin ona; Sezar’ınkini Sezar’a, Tanrı’nınkini de Tanrı’ya verin” der.
Evet, Sezar’ın hakkı Sezar’a. Ama bizim Galyalılara bakarsak hakkı falan yoktur Sezar’ın. Devletsiz barbarlardır onlar ve yalnızca Sezar’ın ordusunda asker olmamakla kalmazlar, toptan bir reddiye içindedirler. Roma İmparatorluğu’nu hiçbir şekilde tanımazlar, akçasını kullanmazlar, hizmetinden faydalanmazlar.
Militarizmin yalnızca orduyla ilgili olmadığını, yaşamlarımızın her alanına sızdığını kabul etmek gerekir. Ödediğimiz vergiler bize yol, su, elektrik olarak geri dönmenin yanı sıra tank, tüfek, silah, mermi ve cop olarak da karşımıza çıkmakta. Silahlı kuvvetler bütçeden aslan payını alırken anti-militarizm yalnızca askere gitmemekle sınırlanamaz. Vergi vermek, yurttaşlığın kabulü ve devletin bekasının desteklenmesidir. Hopdediks’in vergi kazanını Romalı lejyonerin kafasına geçirmesi boş yere değil. Bu anlamda Asteriks tam bir anti-militaristtir. Galyalılar vergi ödemezler, devlete tabi olmazlar.
Asteriks’in köyünde okul da olduğunu sanmıyoruz, çocukların öğrenim gördüğü bir yer varsa da muhakkak “Milli Savunma ve Yurttaşlık Bilgisi” dersleri okutulmuyordur orada. Bugün okuduğumuz okullar ise ordularla beraber, özgür insanları boyunduruk altına alan devletlerin en büyük işbirlikçileridir. Milli Savunma derslerinin müfredattan çıkarıldığını, üniformaların atıldığını hayal etsek bile okulların kendisi devletin usullerinin ve yollarının egemen kılınmasının aracı olarak hayatı militarize eden kurumlardır.
Ha, Asteriks savaşçıdır evet. Ama anti-militarizmi salt savaş ya da şiddet karşıtlığı olarak okumak da bir yanılgı değil mi? Ordusuz, rütbesiz, hiyerarşisiz özgür insan topluluklarının militer devletlere karşı bildikleri tüm araçlarla özgürlüklerini koruma çabalarının militarizmle ne gibi bir ilgisi olabilir ki? Militarizm, şiddet hakkının hiyerarşik ve kurumsal bir biçimde örgütlenmesidir ve anti-militaristler hiçbir orduda asker olmasalar da şiddete güllerle direnmek mecburiyetinde de değildir. Asteriks de hiç kimsenin askeri değildir, bileği bükülmez “domuzuna” bir Galyalı’dır ve hakkını verelim sıkı dövüşür. Dövüşmeyi sever ama askerliğe ve beraberinde gelen feda, ölüm düşüncelerine de övgü düzmez. Parolası “Korkmadan gitmek, ölmeden dönmek”tir Asteriks’in.
Derseniz, ya milliyetçilik? Evet, Galyalıdır Asteriks ve Galya için dövüşür ama Galya’nın henüz Fransa adını almadığı ve bir bayrağının olmadığı günlerde geçer tüm bu hikaye ve “domuzuna” Galyalıların yaşadıkları yere olan bağlılığın da ulus devletin içinde kök salan milliyetçilikle bir ilgisi yoktur aslında. Bu yiğit köylüler yaşam alanlarını koruyan bir klandır yalnızca bir millet değil.
Tabii bu arada, anti-militarist bir “kahraman” düşüncesinin kendisi bile bir çelişki gibi görünebilir. Bir çizgi ürün olarak düpedüz kahramandır Asteriks ve kahramanlık da militarizme göbekten bağlı bir kavramdır. Ama şunu da unutmamalı; minik Galyalı’mızın ne herhangi bir meydana heykelinin dikilmişliği vardır ne de köy sokaklarına adının verilmişliği. Askeriyenin değil gözleri ışıldayan çocukların kahramanıdır o. Ve biz çocuklar Roma ordularına ve tüm ordulara karşı gözüpek Galyalılardan, itaatsiz direnişçilerden yanayız.
REDDET, DİREN, HAYIR DE! ASKERE GİTME!
http://nedircikler.com/antimilitarist-bir-kahraman-olarak-asterix/