Barış Bloku: Cepheler Değil, Barış Pencereleri Açılmalı…

İktidarın dayattığı bu savaşı reddediyoruz. Olumsuz sonuçları kısa sürede görülecek bu yanlıştan bir an önce dönülmeli, TSK komşu ülke topraklarını terk etmelidir. Ülkemizde ve komşu halklar arasında ihtiyaç duyulan tek şey diyalog, kardeşlik ve barıştır.

Cepheler değil barış pencereleri açmaya ihtiyaç var.
Suriye’ye tankla topla, cihatçı çetelerle değil, ekmekle, suyla, aşla, ilaçla girmeye ihtiyaç var.
Yeni çatışmaların değil barışın önünü açacak bir dille diyaloglara, kucaklaşmalara, dostluklara ihtiyaç var.
Bütün bunları yüreğinde hissedecek, hırsının ardına düşmeyen bir akla ihtiyaç var.
Barış Bloku olarak;
Kuruluşumuz sırasında, yani 1 yıl önce “AKP Hükümeti Suriye’deki savaşa birinci dereceden müdahil olmak için şimdiye dek elinden geleni yapmış, IŞİD’in büyüyüp palazlanmasında doğrudan ya da dolaylı rol oynamıştır” demiştik. Bu süre içinde her geçen gün daha fazla kan ve gözyaşı gördük. Savaştan, kandan beslenen bir anlayış giderek ülke siyasetine daha da fazla egemen oldu. Bu yönlendirmeyle her geçen gün yüreklerin daha da katılaştığını acıyla gözlüyoruz.
Şimdi ise TSK, başlangıçta kurdukları İslam devletinde farklı inanç ve mezheplere ve özellikle kadınlara karşı insanlık suçlarını IŞİD’le birlikte işleyen, yakın zamanda çocukların boğazlarını kesen çetelerle birlikte savaşa dahil oluyor. Cerablus’a yönelik operasyonda desteklenen ÖSO’nun IŞİD’den farkı nedir? Cerablus’a müdahalede bulunmak, IŞİD’in yerine diğer cihatçı-selefi çeteleri bölge halklarının başına bela etmekten başka bir işe yaramaz.
En son Gaziantep katliamında da görüldüğü gibi ülke içinde IŞİD’in saldırılarına karşı önlem almayan, hatta yol veren AKP, anlaşılıyor ki Rojava halklarının bu çetelere karşı elde ettiği kazanımlara göz dikmiş… Türkiye bu anlayışla büyük bir girdabın içine sürükleniyor. Komşu topraklarda süren iç savaşa taraf olarak ulusal çıkar uman bir anlayış kabul edilemez. Bu operasyonun ne Suriye’nin bütünlüğüne ne de Türkiye’nin birliğine yararı vardır. Yaratılan bu zorlama dengelerin, Suriye savaşına çözüm getirmeyeceği gibi şeriatçı çeteleri sınırlarımızın içine daha da fazla taşıyacağı açıktır. DSG’nin IŞİD’den temizledikleri bölgelerde, en son Minbic’te görülen halkın, özellikle de kadınların özgürlük sevinci Cerablus’ta neden yok? Tek başına bu bile bölge halklarının ÖSO ve IŞİD arasında bir fark görmediğinin göstergesi değil midir? IŞİD Suriye’den ancak bölge halklarının iradesi ve özgücüyle temizlenir. Kuzey Suriye halklarının iradesine saygı duyulmalıdır. Bunun dışındaki müdahaleler, bütün zora dayalı yapay dengeler çözüm olamayacağı gibi ülkemizi de Suriye halklarına düşman edecektir. Bedelini ödemek de ülkemizi savaşa sürükleyenlere ve onlara alkış tutanlara değil yine sivil halka düşecektir.
Bu bedeli ödemeyi ve iktidarın dayattığı savaşı reddediyoruz. Olumsuz sonuçları kısa sürede görülecek bu yanlıştan bir an önce dönülmeli, TSK komşu ülke topraklarını terk etmelidir. Ülkemizde ve komşu halklar arasında ihtiyaç duyulan tek şey diyalog, kardeşlik ve barıştır.
Barış Bloku

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org