‘İşkence, sistemin mevcut bir parçası’ diyen BM Raportörü’nden Türkiye’ye: Ayrımcılık düşüncede başlıyor
2 Mart 2018 15:30
HABER MERKEZİ – Türkiye’de işkencenin “sistemin mevcut bir parçası” haline geldiğini söyleyen BM İşkenceye Karşı Özel Raportör Nils Melzer, “ayrımcılığın düşüncede başlaması, acil durumlar ortadan kalktıktan sonra da devam edeceği için çok tehlikeli bir durum” sözleriyle uyarıda bulundu. Hukukçu Massimo Frigo ise tutuklu gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan için AYM’nin verdiği kararın yerel mahkeme tarafından reddedildiğini hatırlatarak, “Yargı sistemi bağımsız değil” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi 37. İnsan Hakları Oturumları İsviçre’nin Cenevre kentinde devam ediyor.
Türkiye’deki işkence iddiaları BM İnsan Hakları Konseyi’nde gündem oldu
Son olarak Türkiye’de yaşanan insan hakları ve işkence konusunda Dünya İşkence Karşıtı Organizasyon (OMCT) ile Uluslararası Hukukçular Komisyonu (İCJ) tarafından bir konferans düzenlendi.
MA’nın haberine göre konferansta konuşmacı olarak ise Türkiye’deki işkence iddialarına ilişkin raporunu sunan BM İşkenceye Karşı Özel Raportörü Nils Melzer, ICJ Yönetim Kurulu Başkanı Massimo Frigo ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim Kurulu üyesi Osman İşçi yer aldı.
“İşkence, sistemin bir parçasına dönmüş durumda”
İlk sunumu gerçekleştiren Melzer, Türkiye yaptığı ziyaret esnasındaki gözlem ve tanık anlatımlarından yola çıkarak oluşturduğu işkence iddialarını içeren raporuna atıfta bulunarak, tarafsız ve adil bir soruşturma yürütülmediğini belirtti.
BM: Türkiye’de işkence arttı, hesap soracak mekanizma yok
Melzer ayrıca “Türkiye’de işkence, sistemin bir parçasına dönmüş durumda” diye konuştu.
“Durum öyle bir hal almış ki, başına kötü bir şey gelen birisi için ‘demek ki kötü bir insan’ yaklaşımı mevcut” ifadelerini kullanan Melzer, insanları iyi ve kötü diye ayırmanının sonuçlarının tehlikeli olabileceğine vurgu yaptı:
“OHAL süreci, insan haklarını felç ediyor. Toplum ‘biz ve sizler’ diye ikiye ayrılıyor ve bu çok tehlikeli bir durum. İnsan haklarının kutuplaşması veya ayrımcılığın düşüncede başlaması, acil durumlar ortadan kalktıktan sonra da devam edeceği için çok tehlikeli bir durum. Her şey kafalarda, OHAL kalksa bile bu kutuplaşmanın ortadan kalkması kolay olmaz.”
Frigo: Yargı bağımsız değil
Uluslararası Hukukçular Komisyonu üyesi Massimo Frigo da konuşmasında Olağanüstü Hal (OHAL) süreçlerinin devletlerin yaşanan bir durum karşısında tekrardan normalleşmeyi sağlamak için yaptığı ve mümkün olduğunca kısa sürmesi gereken bir durum olduğunu, ancak Türkiye’de yaşananın bunun dışında bir durum olduğunu söyledi.
Frigo, OHAL yasalarından doğan hak ihlallerini araştırmak için kurulan OHAL Komisyonu’nuna gelen dosyaların fazlalığına dikkat çekti, ardından tutuklu gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın dava sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Geçtiğimiz aylarda yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayı reddettiğini de gördük. Bütün bunlar mevcut yargı sisteminin bağımsız bir yargı kapasitesinde olmadığını gösteriyor.”
“Gözaltı merkezlerinde incelemeye izin verilmiyor”
Konferansa video bağlantısı ile katılan İHD Yönetim Kurulu üyesi Osman İşçi ise OHAL’den kaynaklı pasaportuna el konulduğu için konferansa fiziki olarak katılamadığını ifade etti.
Bu durumunun aslında insan hakları savunucularına yönelik uygulamaların bir örneği olduğunu belirten İşçi, “İnsan hakları savunucuları olarak örneğin gözaltı merkezlerinde yaşananları incelemek istesek de buna izin verilmiyor ya da çok kısıtlı. Yaşanan ihlallere ilişkin açıklama yapan veya itirazlarını dile getirenler ‘hain’ veya ‘terörist’ olmakla suçlanıyor” dedi.
Kaynak: Gazete Karınca