Halkı askerlikten soğutma suçu ve bir beraat kararı
2018 yılının Haziran ayında sosyal medya paylaşımlarımdan derlenen bir dosya 8 Mart 2019’da bir davaya dönüştürüldü. Söz konusu dosyada iki kişisel beyanım baz alınmıştı. Birincisi, “Bütün asker kaçakları benim kahramanımdır”, ikincisi ise, “Askere gitme diskoya git.” Bunlar benim beyan ve düşüncelerimdi. Doğal olarak bu beyanlarımı sahiplendim ve soruşturma aşamasında da tereddütsüz savundum. Bir vicdani retçinin ahlaki görevi halkı askerlikten soğutmaktır. Suç belirlendi. “Halkı askerlikten soğutmak.”
8 Martta yapılan duruşmada yaptığım savunmayı daha önce bir yazı ile kamuoyuyla paylaştığım için, o duruşmaya bu yazıda uzun uzadıya atıfta bulunmayacağım. Özetle, hukuki savunmayı avukatlarım Aysel Aba Kesici ve Mehmet Ali Başaran’a havale ettikten sonra, mahkeme hakimine kendimi savunmayacağımı, artık bu durumun beni utandırdığını hatırlatarak bir soru sordum. Soru şuydu: “Ben halkı hangi askerlikten soğutmuşum; darbeci vesayetçi askerlik mi burada söz konusu olan yoksa artık para ile alınıp satılan bedelli askerlik mi?” Halkı hangi askerlikten soğuttuğum tanımlanıp kesinleştirilmeden, halkı askerlikten soğuttuğum iddiası ileri sürülemez…
Beklendiği gibi mahkeme hakimi kendini bu sorunun muhatabı olarak algılamadı ve sorumu karşılıksız bıraktı. “Şimdi karar vermek istemiyorum, kararı 2 Temmuz 2019 günkü duruşmaya erteliyorum” dedi. 2 Temmuz duruşmasına özellikle avukatlarım, uluslararası hukuk metinlerinden oluşan çok ciddi bir yazılı savunma ile hazırlandılar. Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve mevcut yürürlükteki anayasanın 90’ıncı maddesine bolca atıfta bulundular.
Hakim 2 Temmuz duruşmasında karar vermeden önce bir kez daha söyleyecek bir şeyim olup olmadığını sordu. “Var” dedim. “Bilindiği üzere yeni bir askerlik yasası çıktı. Bu yasaya göre askerlik 6 aya indirildi ve bedelli askerlik kalıcılaştırıldı. Özellikle bedelli askerlik para ile alınıp satılan bir ‘hak’ haline getirildi. Bu durum hem zorunlu askerlik yasasını deldi hem de artık askerlik denilen kavramın hiçbir ahlakiliği kalmadı” dedim.
Hakim “Tamam, tamam. Seni beraat ediyorum” dedi. Elime tutuşturulan duruşma tutanağında şunlar yazılıydı:
“Gereği düşünüldü: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Sanığın üzerine atılı Halkı Askerlikten Soğutma suçundan TCK 318/1 maddesi gereğince hakkında açılan kamu davasından, üzerine atılı eylemin suç oluşturmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE…
2-Yargılama giderinin kamu üzerine bırakılmasına.
3-Beraat eden sanığın kendisini vekille temsil etmiş olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 2,725 TL maktu vekalet ücretinin hazineden sanığa ödenmesine…”
02/07/2019 tarihinde 41. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Volkan Çetinkaya’nın 2018/671 esas dosya no ya ilişkin kararı böyle verildi.
Bu karar emsal teşkil eden bir karardır. Bu karar ile birlikte halkı askerlikten soğutma suçu tarihin rafları arasına kaldırılmıştır.
July 09-2019
Kaynak: Kurdistan24