Silahlı çatışmalara son vermek için düşmanınızla konuşmanız gerekir – Jonathan Powell*
Silahlı çatışmalara son vermek ve bundan kaçınmak için bir yol mevcut. Güçlü bir liderlik, sabır ve düşmanlarınızla konuşmak için niyete ihtiyaç duyar.
Silahlı çatışmalara son vermek ve bundan kaçınmak için bir yol mevcut. Güçlü bir liderlik, sabır ve düşmanlarınızla konuşmak için niyete ihtiyaç duyar.
Şiddetsizlik Merkezi’nin ideallerini ve faaliyetlerini daha yakından dinlemek için derneğin başkanı Hilal Demir ile yaptığımız söyleşiyi sizlere sunuyoruz.
Bugünün “büyük filozofu”, yaşadığı çağda vatanın bekâsı adına yok edilmesi gereken bir “vatan haini”, taşlanması gereken bir “şeytan” ya da en iyimser ifade ile sözüne değer verilmemesi gereken bir “kaçık”tır. Öyleyse artık daha yürekli davranıp, tarihin derinliklerinden birtakım vatan hainlerine kulak kabartmanın da tam vaktidir.
Bizler, ülkesini seven, derdi çok olan, tehlike çanları çalmanın ötesine geçmiş ekonominin yükünü çeken, sosyal yaşamda bin türlü haksızlıkla boğuşan, sömürüye karşı bir an önce ayağa kalkması gereken yurttaşlar olarak savaş kapımızı çalarsa ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Bu gerilim hattı yeni bir yükü kaldırmayabilir ve Türkiye bazı tercihlerde bulunmak zorunda kalabilir. Varna’daki son zirvede AB ile gerilimi düşürme eğilimine girilmesi, Patriot alternatifiyle ilgili makul bir teklif gelmesi halinde S-400’den vazgeçilebileceği sinyali ve Erdoğan’ın Afrin’den sonra Suriye’de operasyonları genişletme hevesi Ruslarla ortaklığın kırılgan noktalarına işaret ediyor.
Tabii NATO üyelerinin bu artışı kendilerine ve vatandaşlarına meşru gösterebilmeleri için ortada “tehdit” olması lazım. Öyle, “ortada fol yok, yumurta yok” iken bu ülkeler sırf “büyük patron” istedi diye fazladan kolayca para harcayamıyorlar. Bunun için Avrupa’ya yönelik tehdidin arttığına kendilerini olmasa da vatandaşlarını ikna etmeleri lazım.
Metropollerdeki Kürtlerin elindeki her şeye göz dikecek sermayelerine el koyacaklar. Laik elitleri de kovup mallarına mülklerine el koyacaklar. Kimse felaket senaryosu demesin, sadece FETÖ operasyonlarındaki el konulan sermaye birikimi bile gözlerini nasıl kararttıklarının bir delilidir.
Bedelli Askerlik Platformu başkanı Ferhat Doğan’a göre, Milli Savunma Bakanlığı bu konu hakkındaki gerçek rakamları hiçbir zaman açıklamayacak, çünkü irade kurup askere alma görevi olan bir kurumdan söz ediyoruz. Son rakam olarak bedelli askerlik bekleyen üç milyon kişi olduğu görüşünde.
“Vahşi Batı” geleneği, kuzeyin tekrar güneye saldırması, bir eyaletin herhangi bir tehdit karşısında milis gücüne de ihtiyacı yok. İnsanların sürekli kendilerini güvende hissetmeyerek ve tehdit altındaymış gibi hissettirilerek, yoğun bir şekilde kişisel silahlanma artırılıyor.
Çocukların masum, saf algı dünyasını silah, savaş, ölüm gibi kavramlarla kirletmek ve onlara çok sevdikleri bir oyun (futbol) üzerinden düşmanlığı ve vatan için can alıp vermenin “kutsallığını” özümsetmeye çalışmak, kindar nesil yaratma projesinin bir parçası olsa gerek…