Bebekten katil yaratılan ülkede, çocuktan bomba da üretilir – Prof. Dr. Serdar M. DEĞİRMENCİOĞLU
Şiddetin sıkıştırdığı çocukların şiddetle patlaması, en ufak örneklerden en korkunçlarına dek şaşırtıcı değildir. Sorumlu yine devlet.
Şiddetin sıkıştırdığı çocukların şiddetle patlaması, en ufak örneklerden en korkunçlarına dek şaşırtıcı değildir. Sorumlu yine devlet.
Hayatımızdan şiddeti, savaşları, ölümleri çıkarmanın ilk adımı zorunlu askerlik uygulamasına son vermek ve vicdani ret hakkı için gerekli yasal düzenlemeleri yapmaktır.
Demirtaş’ın şehir savaşları istemiyoruz söylemi bazı ucuz siyasetçiler için PKK karşıtlığı olarak değerlendirilse de yukarı da söylediğim gibi bu asıl hükümetin ve devletin savaş çağrısına karşı atılmış bir adımı ifade ediyor.
Eğer bu kanlı askeri darbe girişimi başarıya ulaşsaydı…
Bu ülkede demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin son kalan kırıntıları da askıya alınacaktı.
Aynen şimdi olduğu gibi…
Herkes ordunun yapılanması reformundan söz ediyor ama ‘TSK Personel Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’dan söz etmiyor… Oysa EMASYA protokolünü kaldırmış olan AK Parti şimdi askere aynı yetkileri veriyor.
Türk siyasetinin en önemli aktörü emekli oluyor. Gönüllü değil zorunlu bir emeklilik bu; sahneden kovuluyor.
Başkalarını böcek gibi gören militarizmle, başkalarını böcek gibi görerek mücadele edemezsiniz! Savaşla beslenen militarizmle, savaşla beslenerek, savaş besleyerek mücadele edemezsiniz. Otoriterlikle kardeş olan militarizmle, otoriterlikle kanka olarak mücadele edemezsiniz! Şunu yapabilirsiniz: O militarizm başkalarının değil, sizin malınız olur.
Bir yandan orduyu güvenliğimiz için besliyoruz, donatıyoruz, ama diğer yandan da namlusunu bize yöneltmesinden korkuyoruz. Bu paradoksu nasıl, hangi kurumsal mekanizma ile aşarız?
Batı demokrasilerinde ordu teşkilatlarının “dağıtılmış yetki ve koordinatör genelkurmay” mantığı üzerine kurulmasının temel nedeni, askeri kurumların elinde yetki toplanmasını ve sistemlerin askerileşmesini engellemektir.
Şiddet kısa vadede “başarılı” olsa bile uzun vadede genelde intikam ve karşı-şiddete yol açar ve böylelikle yüzyıllardır süren ‘şiddet sarmalını’ idame ettirir.