Ölü Ele Geçirme – Tanıl Bora
Ölü ele geçirme, bir av terimidir. Öldürülmesi caiz görülenleri ava (sürek hayvanına), öldürenleri av sürüsüne dönüştürür. “Ölü ele geçirme” söylemine uyum sağlayanlar da bir ucundan dahil olurlar av sürüsüne.
Ölü ele geçirme, bir av terimidir. Öldürülmesi caiz görülenleri ava (sürek hayvanına), öldürenleri av sürüsüne dönüştürür. “Ölü ele geçirme” söylemine uyum sağlayanlar da bir ucundan dahil olurlar av sürüsüne.
Barış savaşın tersi değil. Savaşta kazanılan zafer barış getirmez. Savaştan barış doğmaz. Barış onu ortadan kaldıran şeyle sağlanmaz. Savaşın sona ermesi, silahların susması ateşkes ile gerçekleşebilir. Ancak bu barış anlamına gelmez.
Çünkü savaşlarda ülke olarak tarafsanız ya da kendi ülkeniz bizzat savaşın öznelerinden biriyse işiniz daha da zordur; işte bu noktada barış gazeteciliğinin kavram ve terimlerine daha fazla ihtiyaç vardır.
Rusya’daki milliyetçilik ateşi, artık Ukrayna Savaşı ile körüklenemiyor. Yeni ve daha büyük, daha heyecanlı bir “manşete”, “flaş habere” ihtiyaç var.
Devleti yönetenlerin çıkarları için gencecik insanların ölümlerine yol açmalarını engellemek için, tam da o politikaları insanların iyice gözüne sokmak için vicdani retlerimizi açıklamaya devam edeceğiz.
İmzalanan anlaşmadaysa, üç ana başlık var: “Kırsal kesim için reform”, “Siyasete katılım için demokratik açılım” ve “Uyuşturucu ticaretinin önlenmesi”.
Arkanıza yaslanın, bir an dünyanın değişik bölgelerinde savaşlardan dolayı yaşamlarını yitiren binlerce insanı düşünün. Sonra Wolfgang BORCHERT aşağıdaki mükemmel yazısını okuyun. Insan olduğunuzu hatırlayacaksınız
Şehit kelimesi ile şahit kelimesinin aynı kökten geldiğini biliyor musunuz? Aramcadan hem Batı dillerine hem Arapçaya geçen bu kelime, peygamberin mucizesine ve yüce Hakikat’e tanık olmak anlamına geliyor.
Avrupa’nın birçok ülkesinde yasal bir hak olan ya da sivil hizmet alternatifi sunulan vicdani ret hakkı Türkiye’de anayasada tanımlanmış değil. Vicdani reddini açıklayan kişiler çeşitli hukuki yaptırımlarla karşılaşırken; kişi vicdani reddi sonrası toplumsal baskı, işsiz kalma ve hapse girme gibi birçok riskle yaşamak zorunda kalıyor.
Peki TSK, şiddetin yeniden başgöstermesi karşısında salt iktidarın, “Son terörist ölünceye kadar çatışmalara devam” talimatı doğrultusunda, isteksiz olarak mı sahada hareket ediyor?