“Dünya için Bomba“ adlı belgesel, silah ticareti ve etik kuralları Almanya’nın gündemine taşıdı

Belgeselde sadece Alman silah devi Rheinmetall mercek altına alınıyor. Rheinmetall’in İtalya’daki Sardunya Adaları ve Güney Afrika’da açılan yan şirketlerinin savaş bölgelerine nasıl silah satışı yaptığı ve bunu nasıl yasal zemine entegre ettikleri irdeleniyor.

Bombalar insanlara kârı Almanya’ya

ELİF SONZAMANCI
18 Ocak 2018 Perşembe –
Almanya silah ticaretinde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. Bu nedenden dolayı silah satışları ve etik kurallar ülke gündeminde sürekli tur atan konular arasında.

Almanya’da silah ticareti hükümet tarafından çıkarılan izinlerle mümkün. Zira yurtdışına satışlar ancak ve ancak bu izinlerle söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla her silah talebi karşılık görmüyor.

Almanya NATO ve AB üyesi olmayan, çatışmaların yaşandığı kriz bölgelerine, silahların satılması ve siparişlerin onaylanmasını Federal Hükümet ve Federal Güvenlik Konseyi’nin özel iznine tabi tutuyor. Dolayısıyla böylesi kriz bölgelerine silah satışı daha meşakkatli. Fakat ticarette çareler tükenmiyor. Farklı ülkelerde kurulan kardeş firmalar vasıtasıyla, riskli ülkelere silah satışları daha kolay devam ediyor. Silah şirketleri bu şekilde ticaret yaparken hiçbir yasal ihlal yaşanmıyor. Zira silah yasasındaki ibare sadece ülkeden yapılan satışları kapsıyor.

Uzun süredir Almanya’nın silah ticaretindeki tutumu özellikle muhalifler tarafından eleştiriliyor. Silah ticaretinin durdurulmasına yönelik savaş karşıtı platformlar büyük eylemler düzenliyor.

Gazeteci Philipp Grüll ve Karl Hoffmann tarafından yapılan ve Alman devlet kanalı Das Erste’de gösterilen, “Dünya için Bomba“ adlı belgesel filmle silah ticareti ve etik kurallar tekrar ülke gündemine geldi. Belgeselde sadece Alman silah devi Rheinmetall mercek altına alınıyor. Rheinmetall’in İtalya’daki Sardunya Adaları ve Güney Afrika’da açılan yan şirketlerinin savaş bölgelerine nasıl silah satışı yaptığı ve bunu nasıl yasal zemine entegre ettikleri irdeleniyor. Buralarda üretilen ağırlıklı bombalar sivil insanların ölümünde de sorumluluk sahibi. Belgeseldeki verilere göre Sardunya Adaları’nda yakın bir geçmişte 411 milyon Euro değerinde bir sipariş verilmiş durumda. Verilere göre alıcı Suudi Arabistan. Fakat Rheinmetall bunu doğrulamak istemiyor. Yine Güney Afrika’daki yan şirkette ise 2017 yılında yüzde 70’lik bir büyüme söz konusu.

Almanya’dan yapılan silah ticaretinde de rakamlar oldukça kabarık. 2017’nin üçüncü çeyreğinde 298 milyon Euro silah satın alan Mısır, en fazla Alman silahı ithal eden ülke oldu. Suudi Arabistan’a ise aynı dönemde 148 milyon Euro tutarında silah satıldı. Özellikle Sol Parti yıllardır silah satışına yönelik mecliste önerge veriyor. Bu artış karşısında Sol Parti milletvekili Stefan Liebich, özellikle Yemen’de yıllardan bu yana kirli bir savaş yürütmekte olan Suudi Arabistan ve Mısır’a yapılan silah ihracatlarındaki artışın kabul edilemez olduğunu söylemişti.

Almanya’nın Türkiye ile silah ticareti de bu kirli pazar içerisinde farklı bir yerde durmuyor. Kürdistan’da birçok operasyonda Alman tanklarının ve cephaneliğinin kullanıldığı defalarca gündeme geldi. Ayrıca Türkiye Almanya’dan her geçen yıl biraz daha fazla silah alıyor.

Yine özellikle referandum sürecinden gündeme bir kez daha gelen Rheinmetall’in de ortak olduğu Türkiye’de tank fabrikası kurma planları, eleştirilere rağmen devam ediyor. Projelerin ilk aşamasında Leopard tanklarının modernizasyonu ve iki ülkenin birlikte savaş uçakları için mühimmat üretme planları bulunuyor. Çavuşoğlu’nun Gabriel ziyaretinin ardından gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasına karşılık, bu projelerin hayata geçirilmesi taahhütü kamuoyunda oldukça tepki çekmişti.

Yücel cezaevinde yaptığı açıklamada, özgürlüğünün Rheinmetall’in tank ticareti ya da diğer silah tüccarlarının faaliyetleriyle lekelenmesini istemediğini belirtti. Fakat bu söylemler hala gündemde tazeliğini koruyor.

Dünya’da silah ticareti önemli kârlar getiren bir sektör.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre uluslararası silah ihracatının yüzde 74’ünü ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya gerçekleştiriyor.

ABD’li şirketlerin küresel çaptaki silah satışlarındaki payı yüzde 57,9. Bu da silah ticaretinde ağırlık kimde zaten ortaya koyuyor.

SIRPI’nin verilerine göre, dünyanın en büyük 100 savunma şirketinin 2016’da gerçekleştirdiği silah ve askeri hizmet satışı yüzde 2’lik bir artış göstererek 374.8 milyar Dolara ulaştı.

Rapora göre Alman şirketleri Krauss-Mafei Wagmann ve Rheinmetall şirketlerinin özellikle de Avrupa içi, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da satışlar yaptığı belirtiliyor.

Almanya etik olmayan silah ticaretinde ciddi paralar kazanırken, Federal Hükümet durumu, ortada yasaları ihlal durumu yaşanmadığından, görmezlikten geliyor. Savaşlar artıkça, şirketlerdeki kâr oranı da artıyor. Buna paralel olarak etik kurallar da her geçen gün biraz daha görmezden geliniyor.

Kaynak: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org