Guernica
Osman Erden
14 Şubat 2024
Kuşkusuz sanat tarihinin savaş karşıtı belki de en önemli eseri Picasso’nun ‘Guernica’ resmidir. Picasso’nun talebi ile New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nin himayesi altına giren eser, Franco’nun 1975’de ölmesi ve İspanya’nın 1978 yılında demokratik bir anayasaya kavuşmasından sonra Picasso’nun doğumunun 100. yılında yani 1981’de İspanya’ya verilir.
Geçtiğimiz hafta Madrid’de göstericiler Pablo Picasso’nun Reina Sofia Müzesi’nde sergilenen eseri Guernica önünde bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemciler İspanyol hükümetinin Filistin’deki katliama yönelik politikasını protesto ederek İsrail ile olan diplomatik ve ticari ilişkilerin kesilmesine dair bir kamuoyu oluşturma gayesi taşıyorlardı.
Guernica geçtiğimiz sene de Madrid’te toplanan NATO Zirvesi vesilesiyle bir gösteriye sahne olmuştu. 27 Haziran 2022 günü otuza yakın eylemci NATO’nun Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa dair tutumunu protesto ettiler. Eylemcilere göre Ukrayna’ya verilecek silah desteği savaşı körükleyecek, katliamları arttıracaktı.
1937 yılında Paris’te gerçekleşecek olan Uluslararası Fuar için İspanya’daki Cumhuriyetçi hükümet Joan Miro, Alexander Calder, Pablo Picasso gibi sanatçılardan eser talebinde bulunur. Hükümet, 1936 yılında cumhuriyet rejimini yıkmak için bir iç savaş başlatan Franco cephesine karşı uluslararası alanda bir kamuoyu oluşturmak istemektedir. Picasso gelen talep üzerine çalışmaya başlar. Franco’nun talebi ile Alman uçakları 26 Nisan 1937 günü Guernica’ya saldırırlar. Hedef olarak özellikle kentin o esnada en kalabalık bölgesi olan pazar yeri seçilmiştir. Üç saat süren bombardıman sonucunda binden fazla insan hayatını kaybeder. Katliam bir iki gün gecikmeyle uluslararası basına yansır.
Paris’te yaşayan Picasso olayı ilk kez İspanyol şair Juan Larrea’dan duyar. Ertesi gün Paris’te de yayınlanan The Times Gazetesi katliama dair George Steer’in haberini yayınlar. Habere Picasso’yu çok etkileyecek olan fotoğraflar da eşlik etmektedir. 1 Mayıs 1937’de Paris’te on binlerce kişi protesto gösterisi yaparlar. Fuar için politik bir eser yaratmayı planlamamış olan Picasso fikir değiştirerek sanat tarihinin en çarpıcı siyasi eserlerinden birini yaratmaya koyulur.
John Berger, 1965 yılında yayınlamış olduğu “Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı” isimli kitabında Guernica için şu tespitte bulunur: “Guernica çok derinden öznellik taşıyan bir yapıttır– gücü de buradan kaynaklanır zaten. Picasso, gerçek olayı imgelerde gerçekleştirmeye çalışmamıştır. Kent yoktur, uçaklar yoktur, patlama yoktur; günün, yılın, yüzyılın belli bir zamanına ya da İspanya’da olayın geçtiği kesime hiçbir gönderme yoktur. Gene de yapıt bir protestodur–resmin tarihini bilmese bile anlar insan bunu.” Resim aslında olayın kendisini değil, sanatçının olaya dair hissettiklerini yansıtmaktadır. Berger’a göre Picasso kendi ülkesinden gelen haberleri dinlerken kendi çektiği acıları resmetmiştir.
Yaklaşık olarak üç buçuk metreye sekiz metre boyutlarındaki devasa resim, birçok Avrupa ülkesini dolaştıktan sonra Amerika’ya gönderilir ve bu ülkedeki sergilenmesinden elde edilen gelir Franco rejiminden kaçan İspanyol mülteciler için harcanır. Picasso’nun talebi ile eser New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nin himayesi altına girer.
Büyük ihtimalle Picasso’nın bir vatan haini olduğunu düşünen ve tabloyu İspanya’nın imajı için sakıncalı gören Franco, resmin İspanya’ya verilmesi için sürekli olarak girişimlerde bulunur. Picasso yaşarken bu girişimleri sonuçsuz bırakır ve Franco rejimi yıkılmadıkça eserinin İspanya’da sergilenmemesine yönelik bir vasiyet bırakır. Picasso 1973, Franco ise 1975 yılında ölür. İspanya 1978 yılında demokratik bir anayasaya kavuşur. Guernica Picasso’nun doğumunun 100. yılında yani 1981’de İspanya’ya verilir.
Guernica MoMA’da sergilendiği yaklaşık kırk yıl boyunca çeşitli protestolara sahne olur. Gazeteci Seymour Hersh’ün 12 Kasım 1969 tarihinde The New Yorker Dergisi’nde yayınlanan haberi protestolardan birine vesile olacaktır. Habere göre Amerikan Ordusu 16 Mart 1968 tarihinde Vietnam’daki My Lai köyünde katliam yaparak içinde kadınların ve çocukların ağırlıkta olduğu beş yüze yakın insanı öldürmüştür. İçinde Hans Haacke, Carl Andre gibi sanatçıların bulunduğu Sanat Emekçileri Koalisyonu kadın ve bebeklerin cesetlerinin bulunduğu bir fotoğraf üzerine “Q: And Babies? A: And Babies” (Soru: Ve Bebekler? Cevap: Ve Bebekler”) ibaresini ekleyerek tasarladıkları afişler ile Guernica önünde protesto gerçekleştirir. Mary Kelly gibi sanatçılar My Lai’de ölen bebeklerin anısına eyleme bebekleri ile katılmışlardır.
Protestonun MoMA’da gerçekleşmesinin nedeni yalnızca Guernica değildir. Müzenin mütevelli heyetinde David Rockefeller ve Nelson Rockefeller yer almaktadır ki Rockefeller Ailesi Amerikan dış politikasında belirleyici bir etkiye sahiptir. Haberin yayınlanmasından bir süre sonra ordu içinde soruşturma açılır ve katliamın gerçekliğinin ispatlanmasıyla yirmi altı asker yargılanır. Yargılananlar arasında yalnızca subay William Calley yirmi iki insanın katili olarak suçlu bulunur. Cezası ise üç buçuk yıl ev hapsinden ibarettir.
Guernica, 1974 yılında Vietnam Savaşı’nı protesto eden İranlı bir eylemci tarafından hedef alınır. Kırmızı sprey boya ile Guernica’nın üzerine “kill lies all,” yazan Tonf Shafrazi ilerleyen yıllarda ABD’nin en önemli sanat tacirlerinden biri olacaktır. Guernica üzerindeki vernik sayesinde zarar görmeden kurtarılır.
Guernica’nın 1955 yılında yapılan halı kopyası uzun yıllar Birleşmiş Milletler Binası’ndaki Güvenlik Konseyi Toplantı Salonu’nun girişinde sergilenmiştir. 27 Ocak 2003 tarihinde Colin Powell ve John Negroponte’nin Irak üzerine yapacakları basın konferansı öncesinde Amerikan diplomatları halının bulunduğu yerden kaldırılmasını talep eder. Zira, Powell’ın savaşı savunacağı basın toplantısı esnasında arka planda sanat tarihinin savaş karşıtı belki de en önemli eserinin görülmesi trajikomik bir durum yaratacaktır. Guernica kaldırılmaz fakat mavi bir perde ile örtülür. Gerçi o halı Nelson Rockefeller tarafından sipariş edilmiş ve Birleşmiş Milletler’e bağışlanmıştır. Rockefeller Ailesi’nin Amerikan dış politikasına yön veren en kudretli ailelerden biri olduğu göz önünde bulundurulursa zaten en baştan beri trajikomik bir durum söz konusudur.
Kaynak: Yeni Arayış