2015 hak ihlalleri raporu açıklandı
2015-12-09 13:10:01
ANKARA (DİHA) – İHD ve TİHV’in birlikte hazırladığı 2015 yılı hak ihlalleri raporunu açıklayan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, acilen atılması gereken adımları bu yıl sıralamadı. Türkdoğan, “Çünkü bugün Türkiye’de insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır. O da acilen barışın tesis edilmesidir. Barışın sağlanamadığı koşullarda yaşam hakkı korunamamakta, yaşam hakkı olmayınca da diğer tüm haklardan söz etmek mümkün olamamaktadır” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolaysıyla Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu açıkladı. İHD Genel Merkez binasında raporu açıklayan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, insan haklarının ertelenemez haklar olduğunun altını çizerek, 2015 yılında yaşanan hak ihlallerine müdahale etmeyen Birleşmiş Milletleri’nin (BM) sisteminin çöktüğünü söyledi.
Çözüm sürecinin rafa kaldırılması ihlalleri artırdı
2015 yılında ağır insan hakları vakalarının yaşandığına dikkat çeken Türkdoğan, “Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamları yaşandı. Kürt sorununda barışçıl demokratik çözümün rafa kaldırılması ve yeniden başlayan çatışma ortamında en kolay ihlal edilen yaşam hakkı ihlali oldu. Özellikle kentlerin, mahallelerin abluka altına alınması sırasında genç, kadın, yaşlı, çocuk demeden siviller katledildi. Basına yönelik baskı ve tutuklamalar oldu. Türkiye dahil mülteciler konusunda dramatik olaylar yaşandı” dedi.
Bilanço ürkütücü
1 Ocak ve 5 Aralık 2015 tarihleri arasında yaşanan yaşam hakkı ihlallerinin İç Güvenlik Yasası’nın onaylanmasıyla artış yaşandığına dikkat çeken Türkdoğan, rapordaki verileri şöyle sıraladı:
“*Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 173 kişi yaşamını yitirmiş 226 kişi de yaralanmıştır. 135 ölüm ile 191 yaralanma olayı oldu.
*Canlı bombalar tarafından yapılan intihar saldırıları sonucu, canlı bombalar hariç Diyarbakır katliamında 5 kişi, Suruç’ta 33 kişi, 10 Ekim 2015 Ankara’da 100 kişi olmak üzere toplam 138 kişi yaşamını yitirmiş, her üç olayda en az 929 kişi de yaralanmıştır.
*4 kişi gözaltında yaşamını yitirmiştir.
*Faili meçhul cinayet sonucu 19 kişi yaşamını yitirmiştir.
*Cezaevlerinde çeşitli nedenlerle yaşamını yitiren kişi sayısı en az 28’dir.
*Zorunlu askerlik hizmetini yaparken en az 33 kişi şüpheli biçimde yaşamını yitirmiştir.
* Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 5 kişi yaşamını yitirmiş 22 kişi ağır yaralanmış,
*Çatışmalar nedeniyle 171’i asker, polis, korucu, 195’i militan, 157’si sivil olmak üzere toplam 523 kişi yaşamını yitirmiştir.
* Erkek şiddeti sonucu 23 Kasım 2015’e kadar 255 kadın yaşamını yitirmiştir.
*Nefret cinayetleri, ırkçı saldırılar ve linçler sonucu 4 kişi yaşamını yitirmiştir.
* İş kazaları/cinayetleri sonucu 1 Aralık 2015’e kadar 1593 işçi yaşamını yitirmiştir.
*An az 16 sığınmacı ve mülteci geçiş yollarında yaşamını yitirmiş, 160 kişi de yaralanmıştır.”
Bin 433 kişiye gözaltında işkence
Türkiye işkence ve kötü muamelenin devam ettiğini belirten Türkdoğan, şunları kaydetti: “Güvenlik güçlerinin gözetim ve denetimi altındaki yerlerde, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, askeri kışlalarda işkence halen devam etmektedir. Ayrıca, toplantı ve gösterilere yönelik kolluk güçlerinin aşırı, ölçüsüz, orantısız müdahalesiyle işkence ve diğer kötü muamele fiilleri sokakta, açık alanda da yapılır hale gelmiştir. Özellikle Kürt sorunu nedeniyle tırmanışa geçen savaş ve çatışma koşullarında gözaltı prosedürleri ve koruma hakları uygulanmayıp, işkence ve kötü muamele yaygın hale getirilmiştir. 2015 yılının ilk 11 ayında 560 kişinin işkenceye maruz kaldığı için başvurduğu, başvuranlardan 347’si bu yıl içinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını belirtmiş. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre ise 2015 yılının ilk 11 ayında bin 433 kişinin sadece gözaltında ve gözaltı yerleri dışında işkence gördüğünü belirtmiştir. Cezasızlık hala işkence ile mücadele de en önemli engeldir” diye konuştu.
Kürt sorununda ihlaller ağır
Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğunun altını çizen Türkdoğan, Kürt sorununda ağır ve ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığını söyledi. Türkdoğan, “Kürt illerine ve ilçelerine yönelik hukuka aykırı olarak aylardır uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında burada yaşayan halkın elektrik, su, yiyecek ve sağlık gibi temel gereksinimlerden yoksun bırakılması, bilgi edinme ve haberleşme hakkının kısıtlanması, güvenlik güçlerinin özel harp yöntemlerine başvurması, genç, yaşlı, kadın çocuk demeden çok sayıda sivilin yaşamını yitirmesi kaygı vericidir. Söz konusu il ve ilçelerde süreklilik kazandırılan bu olağanüstü hal/savaş hali uygulamaları nedeniyle ekonomik ve sosyal yaşam tümüyle çökmüştür” diye konuştu
Türkoğan, “2015 yılında çatışmalar nedeniyle 171’i asker, polis ve korucu, 195’i militan, 157’si sivil olmak üzere toplam 523 kişi yaşamını yitirmiş, 338’i güvenlik gücü, 145’i militan, 70’i sivil olmak üzere toplam 553 kişi de yaralanmıştır” dedi.
6 bin 744 kişi gözaltına alındı, bin 285 kişi tutuklandı
Siyasi soykırım operasyonlarına da değinen Türkdoğan, “17 belediye başkanı tutuklanmış, 9’u tutuklu olmak üzere toplam 15 belediye başkanı görevden alınmıştır. Korucu sayısı artmaya devam etmiş. KCK soruşturmalarından, yanı sıra HDP/DBP ve HDK’ye yönelik operasyonlardan toplam 6 bin 744 kişi gözaltına alınmış, bin 285 kişi ise tutuklanmıştır” dedi.
Mutabakatın gereği yapılmalı
Dolmabahçe Mutabakatı’nın derhal gereğinin yapılması gerektiğinin altını çizen Türkdoğan, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı, anti Kürt ve anti Şii politikalarından vazgeçilmeli ve Rojava kantonları tanınarak iyi komşuluk ilişkileri geliştirilmelidir” dedi.
105 bin 958 internet sitesine erişim engeli
Düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde ciddi baskıların olduğunu belirten Türkdoğan, “Hâlâ 30 gazeteci cezaevindedir. En son Nokta Dergisi’nden 2 kişi tutuklandı. Erişime engellenen internet sitesi sayısı 105 bin 958 olmuştur. Bu sayı 2014 yılında 40 bin 773, 2013 yılında ise 35 bin 1 idi. Artış kaygı vericidir” dedi.
Kürtlere ve muhaliflere karşı şiddet
2015 yılı içinde 417’si HDP, 11’i AKP ve 4’ü CHP olmak üzere toplam 432 parti binasına saldırı olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, şöyle devam etti: “Kolluk güçlerinin bu yıl içinde de barışçıl gösterilerde basınçlı su, plastik mermi, kimyasal silah/gösteri kontrol ajanları ve hatta ateşli silahlar kullanarak aşırı/ölçüsüz/orantısız güç ve şiddete başvurmuştur. Bu şiddetten, Kürtlerden, emekçilere, Alevilere ve kadınlara, LGBTİ bireylerden taraftar gruplarına kadar hemen her toplumsal kesim istisnasız nasibini almaktadır. Kolluk güçlerinin toplantı ve gösterilere yönelik müdahaleler sonucu 210 kişi yaralanmıştır. Kolluk güçlerinin toplantı ve gösterilere yönelik müdahalesi sonucu 3 bin 377 kişi gözaltına alınmış, 201 kişi ise tutuklanmıştır. Toplam 256 etkinlik ise yasaklanmıştır” diye konuştu.
İmralı F Tipi Cezaevi bir an önce kapatılmalı
AKP’nin iktidara geldiği zaman cezaevindeki tutuklu sayısının 59 bin 429 kişi olduğunu hatırlatan Türkdoğan, Adalet Bakanlığı’nın verdiği son bilgilere göre cezaevlerinde toplam 164 bin 461 tutuklunun olduğunu ifade etti. Türkdoğan, “Cezaevlerindeki çocuk tutuklu, hükümlü kişi sayısı 2 bin 165 kişi vardı. Cezaevlerinde intihar, işkence ve kötü muamele, kaza, ihmal, hastalık, mahkûmlar arası kavga vb. nedenlerle en az 28 kişi yaşamını yitirmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 10 tutuklu ve hükümlünün haftada 10 saat bir araya gelerek sosyalleşmesini öngören 22 Ocak 2007 tarihli genelgesi (45/1) yürürlükte olmakla birlikte halen etkin ve sorunsuz biçimde uygulanmamaktadır. Tecridin en sık uygulandığı İmralı F Tipi Cezaevi bir an önce kapatılmalıdır” diye konuştu.
282 kadın yaşamını yitirdi
“2015 yılının ilk 11 ayında tüm iş alanlarında iş kazaları/cinayetleri sonucu en az bin 593 işçi yaşamını yitirmiştir. Türkiye, küresel iklim değişikliğinin artmasına yol açan karbon gazı salınımın da dünya ülkeleri arasında 23. sırada yer almaktadır” diyen Türkdoğan 2015 yılının ilk 11 ayında 282 kadının yaşamını yitirdiğine, 367 kadının yaralı olarak kurtulduğuna ve 132 kadının ise taciz ve tecavüze maruz kaldığına dikkat çekti.
‘Barış sağlanmadan yaşam hakkı korunamaz’
İnsan hakları belgesinin kabul edilişinin 68. yılına girildiğini hatırlatan Türkdoğan, “Geçmiş yıllarda acilen yerine getirilmesi gereken asgari talepleri sıralardık. Bu kez böylesi bir sıralama yapmayacağız. Çünkü bugün Türkiye’de insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır. O da acilen barışın tesis edilmesidir. Barışın sağlanamadığı koşullarda yaşam hakkı korunamamakta, yaşam hakkı olmayınca da diğer tüm haklardan söz etmek mümkün olamamaktadır” diye konuştu. Türdoğan, Şengal’in DAİŞ işgalinden kurtulmasının ve özgürleşmesinin sevincini de paylaştı.