KAPILARIN DIŞINDA
Gelin bir masala ortak edelim sizi. Kırmızı başlıklı kızın kurtulmasını değil, kurdun bağırsaklarının dışarı akmasını izlediğimiz bir masala. İçinde, savaştan yeni dönmüş bir adamın hayatta kalmakla ölmek arasında gidip gelişlerini barındıran, diğerlerinin birer kuklaya, gülünç karikatürize edilmiş insan bozuntularına dönüştüğü bir masala.
Gelin bir suça ortak edelim sizi. Beckmann’ı birlikte öldürelim. Ölümü birlikte doyuralım. Tanrıyı birlikte gömelim. Üstüne bastığımız ölülere kayıtsız kalalım. Bütün cep(he)lere askerler yığalım. Hiç hayır demeyelim. Görmeyelim. Bilmeyelim. Duymayalım.
Gelin bir kâbusa ortak edelim sizi. Beckmann’ın kâbusuna. Emrindeyken ölen onbir askerin sorumluluğunu geri vermeye gittiği Binbaşına kadeh kaldıralım. İş bulmaya gittiği Kabare Müdürü’nün gerçeği sanata(!) dönüştürmesini birlikte alkışlayalım. Doğduğu eve yerleşen Bayan Kramer’e yağmalanacak bir ölü de biz uzatalım.
Gelin bir oyuna ortak edelim sizi. Yazarının savaştan döndükten sonra bir haftada yazıp bitirdiği, ilk sayfasına ‘HİÇ BİR TİYATRONUN OYNAMAK, HİÇBİR SEYİRCİNİN GÖRMEK İSTEMEDİĞİ OYUN’ yazdığı, ilk gösterimini göremeden hastalığına yenik düşüp öldüğü bir oyuna. Sahne üzerinde ve gerisinde emek veren herkesin, ‘gönüllü’ olma anlayışıyla, kendi dilini kattığı ve yaratısını ortak bir söze dönüştürdüğü bir oyuna.
Gelin bir yalana ortak edelim sizi. Duyarlıyız diyelim. Ahlanıp vahlanalım. Gözyaşlarımız kahkahalara dönüşsün. Görsel ve işitsel dil bize gerçeği unuttursun. Sanat diyelim. Sanatın gerçekle ilgisi vardır diyelim. Alkışlayalım. Rahatlayalım.
Gelin…
Kapınız kapalı olsun ne çıkar…
Biz, kapıların dışına ortak ederiz sizi…
Yiğit Sertdemir
Tarih: 14 Kasım Perşembe
Saat: 20.00
YER: Sabancı Gösteri Merkezi (SGM) – Sabancı
Bir Savaşın Masalı…
II. Dünya Savaşından döndükten sonra, hastalığına yenilip henüz 26 yaşındayken ölen, Alman yazınının en önemli isimlerinden Wolfgang Borchert’in oyununda; savaşta ayakta kalabilmeyi başaranlar ve savaşı tüm sorumluluklarıyla omzunda taşıyanlar, bir savaş masalının eciş bücüş kahramanları olarak canlanıyor. Tüm bunlar; savaş sonrası yurduna dönen bir askerin, hayatta kalmakla ölümü seçmek arasındaki çatışmasının tam ortasında, onun gözünden yansıyan bir görsellik içerisinde seyirciye sunuluyor.
Yazan: Wolfgang Borchert
Çeviren: Behçet Necatigil
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Dekor Tasarımı: Yiğit Sertdemir
Kostüm Tasarımı: Nihal Kaplangı
Işık Tasarımı: Mahmut Özdemir
Müzik: Onur Kahraman
Maske ve Kukla Tasarımı: Candan Seda Balaban
Hareket Düzeni: Özgür Tanık
Afiş-Broşür Tasarımı: Muzaffer Malkoç
Yönetmen Yardımcısı: Gülhan Kadim
Işık Uygulama: Erkan Kortan – İhsan Dehmen
Müzik Uygulama: Gülhan Kadim
Oynayanlar: Ebru Gözdaşoğlu, Onur Kahraman, Seda Özen Yürük
Y. Ömer Erzurumlu, Yiğit Sertdemir
Ses: Tomris İncer
…Bundan elli yıl önceki bir “kült” oyunu büyük bir cesaret ile yeniden ele alan ve küçük bir mücevher olarak karşımıza getiren Altıdan Sonra, son yıllarda (“Bekleme Salonu” ve özellikle “OBEB” ile) ülkemizin İYİ tiyatro toplulukları arasına girmiştir…
Robert Schild, Tiyatro… Tiyatro Dergisi – Nisan 2007
Kaynak: altidansonra.com