İsmail Yıldız

2012 27 Şubat-İsmail Yıldız (KCK tutuklusu olarak, cezaevinden gönderdiği mektupla vicdani reddini açıkladı)   Üzerinde yaşadığımız kürenin birkaç kapitalist üretim merkezinin, dünyamızı adeta mayınlı bir sahaya çeviren politikaları sonucunda her gün binlerce yoksul ya da yoksun insan yaşamını kaybetmektedir. Dünyayı kendi yörüngelerinde tutmak için sarıldıkları tek argüman olan öldürmeyi, biz ‘cüzamlılara’ tek hak olarak sunan emperyalist

2012 27 Şubat-İsmail Yıldız (KCK tutuklusu olarak, cezaevinden gönderdiği mektupla vicdani reddini açıkladı)

 

Üzerinde yaşadığımız kürenin birkaç kapitalist üretim merkezinin, dünyamızı adeta mayınlı bir sahaya çeviren politikaları sonucunda her gün binlerce yoksul ya da yoksun insan yaşamını kaybetmektedir. Dünyayı kendi yörüngelerinde tutmak için sarıldıkları tek argüman olan öldürmeyi, biz ‘cüzamlılara’ tek hak olarak sunan emperyalist bloğun bu tavrı Kolombiya’dan Filistin’e, Latin Amerika’dan Kürdistan’a, Afganistan’dan Tamil coğrafyasına kadar her tarafı bir insan kıyım mezbahasına çevirmiştir. Ürettikleri kimyasal ve biyolojik silahlarla üzerimizdeki mezar taşını her geçen gün biraz daha kalınlaştıran militarist hâkimiyet, hayatımızın her alanına yerleştirdiği dijital gözleriyle de özel hayatımızın her karesini hallaç pamuğuna çevirmektedir.
Ellerindeki bindirilmiş kıtalarla, tepemizden indirmedikleri silahlarıyla her gün yeni savaşlar yaratıp, kâinatın bütün kurallarını hiçe sayarak, dünyayı adeta bir toplu mezara çevirmişlerdir.
Kapitalist militarizmin ince ayarlarıyla, kurdukları ordulara dahil edilen yoksul ve yoksun insanlara birbirlerini öldürmeyi mecbur kılan hakim güçler, yarattıkları bu vahşetin en korkunç örneklerinden birini dün olduğu gibi bugün de Kürt coğrafyasında sahnelemektedir.
Cinsiyet ayrımcı politikalarıyla insan olmanın temellerine dinamitler döşeyerek bütün insan olma ve özgürlük alanlarını ortadan kaldırmıştır. Silahlarıyla biz ‘lanetlileri’ yok ettikleri yetmiyormuş gibi, bir savaş müptelalığıyla, doğamız tahrip edilmekte, ormanlar yakılmakta ve en temel hak olan su bile bize çok görülmektedir.
İşte bütün bu gerekçelerle bizlere düşen, bu kirli satranç oyununda piyon olmayı reddetmek, savaşların bir parçası olmamak ve birbirimize namlu doğrultmayı kabul etmemektir.
Ben de; akıl, izan, vicdan ve insaftan yoksun gerekçe ve haktan azade delillerle şuan tutuklu bulunmaktayım. Kaldığım Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi, dünyadaki on binlerce hapishanelerden biri olup, yüzlerce kişi ailelerimizden, dostlarımızdan ve özgürlük düşlerimizden mahkûm edildiği bir kara deliktir.
Ben de; en başında annesinin karnında bir bebek olarak, bir tiyatrocu ve gazeteci olarak, bir Kürdistanlı olarak, bir anarşist ve savaş karşıtı olarak, bir antikapitalist ve antimilitarist olarak, kısaca, yeryüzünün bir lanetlisi olarak öldürme makinelerine dönüşmüş ordulardan birinde yer almayı reddediyorum.
Evrende sadece ve sadece küçük bir parçacık olarak, taştan, ağaçtan ve kuştan hiçbir farkım olmadığını bilerek, evrenin bana tanıdığı hakkı kullanarak asker olmayı reddediyorum.
Evrene, insana ve barışa olan inancım ve saygımdan, özgürlük tahayyülün kapsamında asla yeri olmayan savaş ve öldürmeyi reddediyorum.
Hiçbir devletin askeri olmadan, hiçbir tetiğin parmağı olmadan, hiçbir liderin, başkanın, kralın, komutanın ve otoritenin emir kulu olmadan yaşamaktaki ısrarım zindanda da, dışarıda da devam edecektir.
Temel vasfı öldürmek olmakla birlikte; ayakta kalma çimentosu erkeklik, Türklük ve Müslümanlık olan bir ordunun silahım olmak inancım, düşünce biçimim ve özgürlük tasavvurum içinde bulunmamaktadır.
Ayrıca yakında doğacak olan kızımın nefesini, sesini, emeklemesini görebilmenin ve onun yanında olabilmenin her türlü kutsal ve fetişten daha üstün ve değerli olduğunu düşünerek, onun eline alacağı biberonun, yeryüzü üzerindeki tüm silah ve sahiplerin emirlerinden daha kutsal olduğunu temel düsturum sayarak askere gitmeyi ve silah taşımayı reddediyorum.
Bu gerekçelerle insan olmanın en önemli koşullarından biri olan yaşamı savunarak, öldürmeyi kabul etmeyerek, vicdani reddimi açıklıyor ve savaş karşıtları saflarındaki yerimi alıyorum.
Bir vicdani retçi olarak, yaşamımın geri kalan kısmını, bugüne kadarında olduğu gibi enternasyonalist dayanışma, antikapitalist ve antimilitarist bir çerçevede sürdüreceğimi deklare ediyorum.
Yaşasın sınırsız, sömürüsüz, ordusuz, silahsız ve tahakkümsüz dünya!
Yaşasın ezilen halkların enternasyonalist dayanışması!

Kocaeli 1 No’lu F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu A7/20

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org