İsveç’te orduda seferberlik hazırlıkları
MURAT KUSEYRİ – STOCKHOLM /ANF 2014-12-12 07:08:02
Yazdir
İsveç Hükümeti, dün daha önceki asker ve temel eğitimini yapmış askerlerin yeniden orduya çağırmalarını ve yeniden askeri eğitime tabi tutulmalarını kararlaştırdı.
Hükümetin kararı 2004 yılından sonra orduda görev yapan ve temel askerlik görevini yerine getiren 7500 kişinin yeniden ordu saflarına katılması ve askeri eğitimlerini yeniden gerçekleştirmeleri anlamına geliyor.
İsveç Savunma Bakanı Peter Hultkvist, İsveç Devlet Televizyonu’na bölgede tatbikak ve istihbarat çalışmalarında bir artış gözlemlediklerini gözledikleri için böylesi bir kararı aldıklarını savundu.
“Hem Rusyanın silahlanması hem de Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi ve Ukraynada’ki silahlı çatışmanın dünyayı olumsuz yönde değişitirdiği” değerlendirmesini yapan Hulkvist, bundan dolayı İsveç’in askeri yeteneklerini artırması gerektiğini söyledi.
Tekrar orduya katılma çağrısı yapılan eski askerlerin bu çağrıya uyma zorunlulukları bulunuyor. Ancak orduya başvurarak bu kararın bir süre ertelenmesini isteme hakları da bulunuyor.
Son yıllarda İsveç’in ABD ve Nato’nun tatbikat yapması için topraklarını açması, Nato bünyesinde yapılan tatbikatlara kara, deniz ve hava kuvvetleriyle katılması İsveç’in tarafsızlık politikasından giderek uzaklaştığını gösteriyordu.
Ukrayna’daki gelişmelerden sonra ABD ve Avrupa Birliği’nin Rusya’yı köşeye sıkıştırma ve bölgedeki etkisini sınırlamak için başlattıkları hamlelerle birlikte İsveç’i Nato’nun bir parçası haline getirebilmek için her türlü manipülasyona baş vuruluyor.
NATO ÜYELİĞİ İÇİN RUS FOBİSİ KÖRÜKLENİYOR
Medyada sık sık Rus uçaklarının İsveç ve Baltık ülkelerinin hava sahalarını ihlal ettiği, Rusya’nın silahlanmayı sürdürdüğü, Rus denizaltılarının İsveç’in karasularını ihlal ettiği ve İsveç Genel Kurmay Başkanı’nın bir Rus saldırısı karşısında İsveç’in bir hafta dayanamayacağı yolunda çıkan haberlerin tek bir amacı var. İsveç halkını Rus fobisiyle korkutarak İsveç’i Nato’ya girmesine ikna etmek.
Nitekim daha önce İsveç’in tarafsız bir politika izlemesine karşı olmasına ve İsveç’in Nato üyesi olmasını istemesine rağmen bunu gündeme getiremeyen Liberal Halk Partisi’nin tüm bu gelişmelerden sonra açıkca bu talebi dillendirmesi ve İsveç halkı içerisinde Nato karşıtlığının giderek azalması sürdürülen propaganda ve yapılan manipülasyonların etkili olduğunu gösteriyor.
Eski askerlerin yeniden orduya çağırılmasını da İsveç’in bir Rus tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna halkı inandırma ve halkı Nato üyeliğine hazırlamanın bir parçası olarak değerlendirmek gerekiyor.
İSVEÇ GİZLİ BİR NATO ÜYESİ GİBİ
Eylül ayında kurulan yeni Hükümetin Başbakanı Stefan Löfven, Nato üyeliğinin gündemde olmadığını söylemekle birlikte, gelişmeler ve açığa çıkan Nato-İsveç ilişkileri İsveç’in Nato’nun bir parçası haline gelmekte olduğunu gösteriyor.
Bang adlı derginin son sayısında yayımlanan bir makalede Nato ile İsveç arasındaki ilişkiler sorgulanıyor. İsveç ordusunda yedek subay olarak görev yapan Sigrid Aliki, İsveç’in kamuoyunun bildiğinden daha fazla Nato ile işbirliği içinde olduğunu ve adeta Nato’nun bir üyesi gibi davrandığını açıkladı.
Aynı zamanda hukuk eğitimi gören Yedek Subay Sigrid Aliki, İsveç’in Nato ile daha fazla işbirliği yapmak için gizli girişimlerde bulunduğunu da söylüyor.
Dergide Brüksel’de Nato’da görev yapan İsveç delegasyonunun hazırladığı rapora da yer veriliyor. Raporda delagasyonun “Biz kulislerin ardındakiler Norveç ve ABD’nin yardımlarıyla aktif olarak İsveç’i daha yakın bir ortak yapmaya çalışanlar” ifadelerine yer veriliyor.
Sigrid Aliki, İsveç halkının çoğunun İsveç’in Nato üyeliğine karşı olmasına rağmen, gizlice Nato’ya girme hazırlıklarının yapıldığını belirterek “Öteki Nato üyesi ülkelerin personeli gibi muamale görmemiz ve bizlerle paylaştıkları bilgiler beni şaşırttı. Bundan dolayı dergiye bu açıklamaları yapıyorum. İsveç ve Nato ilişkilerini artık tartışmaya başlamalıyız” diyor.
Aliki, Stockholm’un dışında kurulan bir eğitim merkezinin tamamıyla Nato’nun bir okuluna dönüştürüldüğüne de dikkat çekiyor. Eğitim merkezinin başlangıçta İskandinav ülkelerinin başlattıkları bir proje olmasına rağmen Nato’nun bir okuluna dönüştürülmesinin tesadüf olmadığını dile getiriyor.
İSVEÇ HÜKÜMETİ ANAYASAYA AYKIRI SÖZLEŞME İMZALADI
Haziran ayında yapılan seçimlerden iki gün sonra dönemin hükümeti Nato ile yapılan ve 2016 yılının sonuna kadar geçerli olacak olan bir sözleşmeye imza attı. “Ev sahibi Sözleşmesi” olarak adlandırılan sözleşmenin yeni hükümet tarafından da kabul edilmesi durumunda, İsveç Batı Avrupa ülkelerinin Rusya’yı kuşatmasının bir parçası haline geliyor.
Uzmanlar sözleşmenin Nato ülkelerine üs kurma ve bu üslerden üçüncü bir ülkeye muhtemelen Rusya’ya askeri müdahalede bulunma olanağını tanıdığını ve bu nedenle sözleşmenin İsveç Anayasası ve yasalarına aykırı olduğunu söylüyorlar.
Sözleşmeyi imzalayan eski hükümeti bölgede barış ve gerginlinlerin azaltılması yerine büyük ülkeler arasındaki çatışmada taraf haline getirmekle ve tüm bunları İsveç halkına sormadan ve görüşlerini almadan yapmakla suçluyorlar.
Ukrayna’daki kitle eylemleri ve iç savaşın çıkmasından bu yana İsveç’te bazı sağ partilerle medyanın büyük bir kesiminin İsveç’in Rus tehditi altında olduğu ve bu nedenle de Nato’yla işbirliğinin artırılması yönünde yoğun bir çaba içinde bulundukları gözleniyor.
RUS DENİZALTILARI FİYASKOSU
Bu yılın Ekim ayı sonlarında bir kişinin Stockholm’un dışında bulunan takımadaların yakınlarında denizaltıya benzer bir cismi gördüğünü açıklamasıyla birlikte Rus denizaltısı histerisi yaşandı. Tam 9 gün boyunca İsveç ordusu tüm olanaklarını seferber ederek İsveç karasularını ihlal eden Rus denizaltılarını aradı ve görsel ve yazılı basın olanları canlı olarak nakletme yarışına girdiler.
Hiç bir somut veri ve bulgu olmamasına karşın ordu yetkilileri İsveç karasularının Rus denizaltıları tarafından ihalal edildiğini belirten sorumsuzca açıklamalar yaptılar. İsveç’in başlattığı ve milyonlarca krona malolan askeri operasyon fiyaskoyla sonuçlandı ama bu operasyonu başlatanlar Rus fobisi ve korkusunu daha da yaygınlaştırarak İsveç halkını Rus tehditi olduğu konusunda ikna etmeyi bir ölçüde başardılar.
Aslı astarı olmayan ve ileride bir senaryo olacağı açığa çıkacak olan Rus denizaltıları histerisi İsveç halkının Nato’ya olan yaklaşımında değişime yol açtı.
Bu yılın Mayıs ayında yapılan kamuoyu yoklamalarında İsveç halkının % 56’sı İsveç’in Nato üyesi olmasına karşı, %28’i ise üyelikten yana görüş belirtmişti. Denizaltı histerisinden sonra yapılan kamuoyu yoklamalarının biri halkın % 47’sinin Nato üyeliğinden yana % 33’ünün karşı olduğunu, diğeride Nato üyeliğine karşı olanların % 36, yana olanların % 37 olduğunu ortaya koydu.
DENİZALTI İHLALİNİN YALAN OLDUĞU AÇIĞA ÇIKMIŞTI
Bundan tam 32 yıl önce 1982 yılının Ekim ayında İsveç tarihinin en büyük denizaltı avı başlatılmış, İsveç Hükümeti Rus denizaltılarının İsveç karasularını ihlal ettiğini ileri sürerek Sovyetler Birliği’ne nota vermiş ve büyükelçisini geri çekmişti.
Rus denizaltılarının İsveç karasularını ihlal ettiği iddiası dönemin milletvekili Carl Bildt tarafından değişik vesilelerle Sovyetler Birliği’ni suçlamak amacıyla kullanılmış, Bildt 1990’lı yıllarda başbakanlık yaptığı dönemde konuyu sık sık gündeme getirmeye devam etmişti.
Olayı araştıran “İsveç Savunma Araştırma Enstütüsü” İki ülke arasında büyük bir diplomatik krize yol açan denizaltı krizinin gerçek olmadığını ve seslerin Rus denizaltılarından değil İsveç’in bir okul gemisinden geldiğini 2008 yılında kamuoyuna açıklamıştı. Dönemin Sovyetler Birliği Büyükelçisi Boris Pankin, Sovyetlere yönelik suçlamalarından dolayı İsveç Hükümeti’nin Rus halkından ve kendisinden özür dilemesini talep etmişti.
ANF
http://www.bestanuce1.com/haber/156987/isvecte-orduda-seferberlik-hazirliklari&dil=tr