Tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini, örgüt ve siyasi parti temsilcilerini yarın, 20 Nisan, Cuma günü, sabah 9:30’da Anayasa Mahkemesi önünde dayanışmaya çağırırız…
Murat Kanatlı
15 Nisan, 14:00
Vicdani ret konusunda yeni bir yol kavşağındayız…
Bu Cuma, 20 Nisan tarihinde, sabah saat 9:30 Anayasa Mahkemesi ben ve Haluk Selam Tufanlı ile ilgili davada kararı okuyacak… Karar neticesi ne olursa olsun, bizlerin Askeri Mahkemedeki yargılama sürecini etkilemeyecek, çünkü dava adil yargılama üzerineydi, yani karar olumlu olsa bile adil yargılama konusundaki sorunlar giderildikten sonra Askeri Mahkemede yargılanmaya devam edeceğiz. Bunun anlamı şu anda Askeri Mahkemede hâlâ daha yargılanmaya devam eden Halil Karapaşaoğlu ve Haluk Selam Tufanlı ile benim Askeri Mahkemeye geriye dönecek davalarımda süreç nihai karara doğru gider… Ben ve Haluk ilk davalarımızda 10 gün tutukluluk aldığımız göz önüne alındığında yeni süpriz bir karar beklemek mümkün değil, tekrar olduğu içinde daha fazla süre mahkumiyet verilmesi de mümkün… yani en yalın Türkçe hali ile 3 vicdani retçi yeniden hapishane yolunda… ne zaman olacağı ise çok net değil ancak yakın bir gelecekte olacağı kesin!
Uluslararası belgelere uzun uzun atıf yapmak mümkün ama bu konular geçen sene meclis kürsüsünden de okundu, Anayasa Mahkemesi kararına dayanarak Meclis dilekçe komisyonu Başbakana yasal düzenleme konusunda çağrı yaptı. Devamlılık varsa, Dilekçe Komisyonu Başkanı Tufan Erhürman da çağrı yapmış oldu. Seçim bildirgesinde vicdani ret hakkı olduğunu söyleyen Serdar Denktaş’ın hükümette olduğu koşullardan bahsetmekteyiz! Çok net olmasa da Kudret Özersay’ın da vicdani ret hakkında olumlu görüşü olduğunu düşündüğümüz koşullardan bahsetmekteyiz. Cemal Özyigit ve TDP’nin de desteklemeyeceklerini düşünmek zor… Yani hükümette pek de itirazı olmayanın olduğu koşullarda 3 vicdani retçi cezaevinde olacak, geliyorum diyen bir durum olduğunun altını çizelim, biz suçsuz olduğumuza inanıyoruz, bu nedenle para cezasını ödemeyeceğimiz açık, bunun altını çiziyoruz ki sonra birileri hükümete komplo kuruyor demesin…
Sorun çok net, pratik bir halde, vicdani ret suç değil, cezalandırılması kabul edilemez, suçlu gibi para cezası ödenmeyecek, yasal düzenleme dilekçe komisyonu çağrısına rağmen hâlâ gündeme alınmadı…
Biz yeninden ve bir kez daha kendi pozisyonumuzun değişmediğini ilan edelim, gerisini artık zaman gösterecek..
Bu koşullarda geçen ay Kıbrıs’ta vicdani ret İnisiyatifi’nin açıklamasını hatırlamakta yarar var:
İlk dava sonucu Anayasa Mahkemesi konunun çözüm adresinin meclis olduğunu söylemişti.
(Haluk Selam Tufanlı’nın cezaevinden çıkışı)
Meclise verdiğimiz dilekçe üzerine toplantılar yapan Dilekçe Komisyonu üyesi olan milletvekillerinden Fazilet Özdenefe, Dr. Esat Ergün Serdaroğlu, Dr. Hüseyin Erçal, Dr. Ahmet Kâşif’in oybirliği görüşü ile 5 Ekim 2017 tarihli raporunda şu görüşlere vurgu yapmıştı:
“Komitemiz, değerlendirmesini yaparken uluslararası hukuku, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini de göz önünde bulundurmuştur. Bu noktada Komitemiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin savaş karşıtı inançlara mensup kişilerin, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek istememesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9’uncu maddesi kapsamında koruma altına alındığını tespit etmiştir.
Komitemiz, Anayasanın 74’üncü maddesinin vicdani ret hakkının tanınmasının önünde mutlak bir engel olduğu görüşünü de değerlendirmiştir. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin bahse konu ile ilgili D. 2/2013 Sayılı Kararı ürettiği ve bu Kararda da, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önerdiği gibi bir düzenlemenin yapılmasının ancak Yasa Koyucunun, yani Yasama Organının takdiri ile mümkün olabileceğinin ve bu bağlamda Anayasanın 74’üncü maddesinin de dikkate alınarak bir düzenleme yapılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Komitemiz, bahse konunun Anayasa tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerle de bağlantısı nedeniyle hassas ve önemli bir konu olduğunu, insan hakları temelinde, uzman kişilerle birlikte sağlıklı bir şekilde tartışılıp detaylı olarak ve tüm yönleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varmıştır.
Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.”
Meclisin böylesi bir rapor hazırladığı, dörtlü hükümetin de bunu hükümet programına aldığı koşullarda vicdani retçilerin hala askeri mahkemede yargılanıyor olmasının nedenini anlamak mümkün değildir.
Başsavcılık kamu yararı için davalar açar. Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak bu davaların artık kamu yararı için açılmasını gerektirecek koşullarının ortadan kalktığına inanmaktayız. Meclis süreci başlamıştır. Hükümette olan siyasi partilerin önemli kısmı bunun yasallaşması için irade beyan etmiştir, vicdani ret hakkının suç olmaktan çıkması artık zamana bağlı teknik bir süreçtir.
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, kamu yararı olmayan, meclisin bile insan hakları olduğunu raporladığı vicdani ret hakkını kullananların özgürlüklerinin kısıtlanması, hapsedilmesi ile sonuçlanabilecek bu davaların geri çekilmesi gerektiğine vurgu yapar…
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, başka kimsenin hapishaneye girmeden hükümete yasal süreci tamamlama çağrısı yapar…
Doğuş Derya, Ayşegül Baybars, Serkan Mesutoğlu, Zeki Çeler
**
Vicdani ret davasında Anayasa Mahkemesi kararı yarın açıklanıyor!
Vicdani retçiler Murat Kanatli nin ve Haluk Selam Tufanlı’nın davalarında Anayasa Mahkemesi yarın (20 Nisan, Cuma) kararını açıklıyor!
2009 yılında vicdani reddini açıklayarak seferberliğe katılmayı, savaşın hazırlıklarını yapmayı reddeden vicdani retçi Murat Kanatlı hakkında açılan davada Askeri Mahkeme, Kanatlı’nın avukatı Öncel Polili’nin talebini kabul ederek, davayı Anayasa Mahkemesi’ne havale etmişti. Daha sonra benzer şekilde vicdani retçi Haluk Selam Tufanlı’nın davaları da Anayasa Mahkemesine aynı gerekçelerle havale edilmişti.
Anayasa Mahkemesi, yarın Askeri Mahkemelerin bağımsızlık ilkesiyle ve adil yargılama ilkesiyle çelişip çelişmediği hakkında kararını açıklayacak…
Hatırlanacağı gibi Kanatlı’nın avukatı Öncel Polili’nin Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi yasasına göre, Mahkeme GKK nezdinde kurulmakta, bu hususun veya herhangi bir mahkemenin herhangi bir kurumun nezdinde olamayacağı, bunun Mahkemelerin bağımsızlık ilkesiyle ve adil yargılama ilkesiyle çeliştiği düşüncesinde olduğundan dolayı Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesini talep etmişti.
Tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini, örgüt ve siyasi parti temsilcilerini yarın, 20 Nisan, Cuma günü, sabah 9:30’da Anayasa Mahkemesi önünde dayanışmaya çağırırız…