ASKER İNTİHARLARINI KONU EDEN HABER DİLİ MİLİTARİZMİ NASIL GİZLİYOR?
Askerler intihar etmeye devam ediyor.
Asker Hakları Platformu’nun verilerine göre 2014 senesinde bugüne kadar takip edilebilen 16 zorunlu asker intiharı gerçekleşti. Vurgulamak gerekir ki bu rakam yalnızca medyadan takip edilen veya varsa paltforma doğrudan ulaştırılan bilgilerle ediniliyor.
Platforma göre gerçek intihar sayısı aslında basına yansıyan rakamın 1.5 katı.
Bu da 2014 senesinde ayda en az 3-4 askerin intihar etmesi demek ve toplumsal açıdan ciddi bir soruna işaret ediyor!
Elbette bu sorunun altındaki en önemli neden militarizm. Çocukluğumuzda itibaren bize öğretilen “her Türk asker doğar”, “ordu-millet” kavramları aslında bir mit. Çünkü insanlar asker doğmazlar, asker olmak onlara öğretilir. Askerlik doğuştan gelmeyen, sonradan öğretilen, insan öldürmek bağlamında uzun bir eğitim süreci gerektiren profesyonel bir olgudur. Bu olgu, toplumumuzda aynı zamanda kültürel bir gösterge haline gelmiş ve “erkek olmanın” aşamalarından biri olarak yerleşmiştir.
Militarizm yalnızca ordu kurumunda değil, sivil yaşamda da etkinlik sağlamıştır.
Kimse asker doğmadığı ve askerlik “insan doğasına” ait bir olgu olmadığı için, 18-20 yaşına gelen ve askere zorla alınan bireylerin sıkıntı yaşamaları son derece beklenir bir durum. Zorunlu olarak askere alınmanın yanı sıra, “erkek olmanın” en önemli aşamasından geçmek zorunluluğu bireylerde psikolojik ve toplumsal baskılar yaratıyor.
Peki, asker intiharları haber dilinde nasıl okuyucuya aktarılıyor?
7 Ağustos 2014 tarihinde maalesef bir asker intiharı daha gerçekleşti. Şimdi bu asker intiharını konu eden İHA tarafından yayınlanan haber metnine göz atalım.
*
Kahtalı Asker Ankara’da İntihar Etti
Edinilen bilgilere göre, Ankara’da vatani görevini yapan Adıyaman’ın Kahta ilçesinde ikamet eden Ekrem D.’nin intihar ettiği öğrenildi. Şahsın intihar ettiği gece geç saatlerde ailesine haber verildi. Babası daha önce vefat eden ve annesi de başka biriyle evlendiği için dedesi ve amcası tarafından büyütüldüğü öğrenilen şahsın, nasıl ve neden intihar ettiği ile ilgili detaylı bilgi bulunmazken, cenazenin akşam saatlerinde Cumhuriyet Mahallesi’ndeki evine getirileceği öğrenildi.
*
Son derece sade ve kısa bir haber metniyle karşı karşıyayız. Ancak bu kısa metin, asker intiharlarının haber dilinde nasıl kurgulandığına dair son derece önemli işaretler içeriyor.
Öncelikle, “vatani görev” söylemi son derece problemli. “Vatana hizmet” nedir, elbette bunun içeriği tartışılabilir. Ancak vatana hizmet veya vatani görev diye birşeyin mevcut olduğunu kabul edelim. Vatani görevin sivil yöntemleri de vardır ve bunun için ille de bireyin eline silah alarak militarize olması gerekmez. Ancak haber metni, toplumdaki yaygın kanaat gibi, zorla dayatılan bir askerlik işini “vatani görev” olarak aktararak henüz daha metnin başında militarizmi yeniden üretiyor. Oysa bu ifadenin yerine en basitinden “Ankara’da zorunlu askerlik yapan birey” denilebilir.
Metnin en kritik noktası ise intihar eden bireye dair metinde sunulan bilgiler. Yukarıda açıkladığımız gibi, zorunlu askerlik dayatılan bireyin, militarizmin mağduru olması mutlaka dikkate alınması gereken bir unsur. Ancak son derece dikkat çekici bir şekilde haber metni bunu gizliyor. Bunun yerine bireyin intiharının ardında yaşamış olabileceği “ailevi” psikolojik sorunları gündeme getiriyor. “Babası daha önce vefat eden ve annesi de başka biriyle evlendiği için dedesi ve amcası tarafından büyütüldüğü öğrenilen” şahıs şeklinde bir ifadeyle metin, bireyin neden intihar etmiş olabileceğine dair bir ipucu sunuyor.
Bu noktada militarizm haber dilinde tamamen görünmez kılınmış oluyor.
Bu metne göz atan bir okuyucunun şu tepkiyi vermesi muhtemel: “Asker intihar etmiş çünkü baksanıza, ailevi sorunları varmış, babası ölmüş, annesi de başkasıyla evlenmiş!”
Oysa bir asker intiharı metnini okuyan kimsenin şöyle bir tepki verebilmesi beklenir: “Asker intihar etmiş, zaten son yıllarda asker intiharları giderek arttı, militarizm toplumda kalıcı travmalara bırakıyor, zorunlu askerlik son derece sorunlu bir müessese ve birilerinin birşeyler yapması gerekiyor!”
Bir asker intiharını konu eden habere göz atan bir okuyucu, militarizmin muhtemel olumsuz sonuçlarına karşı uyarılabilmeli ve yaşamını yitiren bireye dair bir empati geliştirebilmeli.
Elbette metnin diğer bir sorunu da “aile” kavramını yüceltmiş olması. “Ailesi bozulan” bireylerin “sağlıksız” bireyler oldukları yönünde bir argüman üreten metin, bu durumu asker intiharına bağlayarak aslında iki şeyi birden gerçekleştiriyor:
Militarizmin görünmez kılınması ve “aile” kavramının kutsallaştırılması.
Gayet kısa ve sade bir üslupla yazılmış, gündelik hayata dair sıradanlaşmış bir “üçüncü sayfa” haberi aktaran bu haber metni, aslında militarizmin son derece ciddi bir ideolojisini barındırıyor…