50 İsrailli vicdani reddini açıkladı: “Askerlik yapmak var olan politikaları onaylamaktır.”
Askerlik yapmayanların hapis cezasına çarptırıldığı İsrail‘de, 50 genç Başbakan Benjamin Netanyahu’ya hitaben açık bir mektup yayımlayarak, zorunlu olan askerlik hizmetini yapmayacaklarını açıkladılar. 8 Mart’ta, devrimci ve pasifist bir organizasyonun (Yesh Gvul, Bir sınırı var) Facebook sayfasında yayımlanan mektupta “Askerlik yapmayı ret etmemizin en önemli nedeni, Filistin topraklarının İsrail ordusu tarafından işgal edilmesinden kaynaklıdır” açıklaması yapıldı. Mektubu imzalayan elli genç, “İnsan haklarının ihlal edildiği, infazların, yeni kolonilerin yapıldığı, Filistinli tutsakların keyfi bir şekilde cezaevinde tutulduğu, işkence ve toplu cezalandırmaların yapıldığı, su ve elektriğin adil bir şekilde dağıtılmadığı Filistin’de askerlik yapmanın, bu durumu devam ettirmek anlamına geleceğini ve bütün bunları yapan bir sistemin bir parçası olmak istemediklerini” açıkladılar.
İsrail’de orduya ve işgale karşı sivil itaatsizliğe dair kısa bir hatırlatma
İsrail, 1948’de kurulurken Araplar zorunlu askerlik hizmetinden muhaf tutuldu, bunlara daha sonra dini bir okula yazılan aşırı radikal yahudiler de katıldı. İsrail’in ilk vicdani redcisi orduya hizmeti ve ordu ile her türlü işbirliğini ret eden kemancı Joseph Abileah’tır. 1950’de pasifist avukat Amnon Zichroni de orduya hizmet etmeyi rdt edenlerden. Refuznikler, yani bizdeki adıyla Vicdani Retçiler, 1979’da Gadi Algazi zorunlu eskerliğini Filistin’in işgal edilmiş topraklarında yapmayı ret ettiğinde ve on ay hapis cezası aldığı dönemde ortaya çıktı. Onlarca Refuznik vicdani reddini açıkladı ve çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. İsrail’in yayılmacı ve işgalci politikalarının ivme kazanması ile birlikte, zorunlu askerlik hizmetine karşı sivil itaatsizlik de ülke gündeminin bir parçası haline geldi. 1982’de, 168 asker İsrail-Lübnan savaşına katılmayı ret ettiği için tutuklandı. Daha sonra, 1988’de ilk İntifada olduğunda, Yesh Gvul sempatizanı olan Tsahal Adam Keller tuvalet kapılarına, tankların üstüne, askeriyenin duvarlarına, işgal edilen Filistin topraklarında askerlik yapmayı ret etmeye çağıran sloganlar yazdı. Ordu disiplinini bozmaya yönelik propaganda yapmaktan askeri mahkeme tarafından yargılanan Keller, üç ay hapis cezasına çarptırıldı.
1990’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başında Refuznikler hareketi yeniden ortaya çıktı. 600 askerin imzaladığı açık bir mektupla İsrail hükümetine seslenen Refuznikler, 1967’deki İsrail sınırları dışında tüm bir halkı domine etmek, aç bırakmak, küçük düşürmek, yerlerinden yurtlarından etmek amaçlı yapılan hiçbir askeri operasyona katılmayacaklarını deklere ettiler. 2001’de ise, içlerinde ordunun üstdüzey yöneticilerinin de bulunduğu bir öğrenci hareketi, orduya karşı sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdi, birçok öğrenci bu eylemlerinden dolayı tutuklanıp cezaevine gönderildi. 2003’de İsrail Ordusu’nda görevli 27 pilot birçok sivilin ölümünden sorumlu tutulan bir Hamas yöneticisinin bombalanması emrini ret ettiler. Pilotlar, devam eden işgalin ahlaki olmadığı ve savunulamayacağını dile getirdiler . Devlet kurumları ve toplumun yoğun bir baskıya maruz kalan ve görevlerinden alınan pilotlara, sivil havacılık da dahil pilotluk yapma yasağı getirildi.
8 Mart’ta elli gencin daha işgale ve militarizme karşı “askere gitme, işgale ve savaşa ortak olma!” çağrısıyla birlikte, Refuzniklerin (Vicdani retçilerin) sayısının bini aştığı sanılıyor.
Kaynak: AFP
**
İsrail’de vicdanı ret furyası
- 11.03.2014
İsrailli gençler, Filistin işgali gerekçesiyle zorunlu askerliğe karşı vicdani ret kampanyası başlattı
İsrail’de orduya katılmayı reddeden Yahudi gençler, Başbakan Benyamin Netanyahu’ya yazdıkları mektupla zorunlu askerliği protesto etti. İsrail’deki vicdani retçiliği destekleyen Yesh Gvul adlı sivil toplum kuruluşunun Facebook’ta yayımladığı mektupta gençler, vicdani ret haklarını kullanarak orduya katılmayı reddetmelerinin gerekçesi olarak Batı Şeria’da süregelen işgali ve ordunun İsrail toplumunda şovenizm, militarizm, şiddet, eşitsizlik ve ırkçılığı yükseltmesini gösterdi. Mektubu imzalayan gençler, İsrail ordusunun Batı Şeria’da insan haklarını ihlal etmesi ve uluslararası hukuk tarafından savaş suçu olarak gösterilen eylemlerde bulunmasından şikâyetçi oldu. Filistin halkına yapılan yargısız infazlardan, işkencelerden ve işgal edilen Filistin topraklarındaki yeni yerleşim alanlarından rahatsızlıklarını dile getiren vicdani retçiler, böyle bir sistemin bir parçası olamayacaklarını belirtti. İsrail’de Yahudiler için zorunlu kılınan askerlik hizmetini erkekler üç, kadınlar iki yıl süreyle yerine getiriyor. Vicdani ret mektubunu imzalayan 50 gencin isimlerinin önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.
ASKERLİK ÖFKESİ NEW YORK’A SIÇRADI
İsrail’de sık sık zorunlu askerliği protesto edenlere New York’tan destek geldi. Manhattan’da büyük bir caddeyi dolduran 50 bini aşkın Ultra Ortadoks Yahudi, İsrail meclisinde görüşülen ve kendilerinin de askere gitmesini öngören kanun taslağını protesto etti. Yahudi geleneklerine uygun bir şekilde gerçekleştirilen protestoda erkekler ve kadınlar ayrı gruplar halinde yer alırken, bütün erkeklerin geleneksel kıyafet giymesi dikkat çekti.
**
İsrailli gençlerden vicdanî ret
Son güncelleme: 09 Mart 2014 Pazar 11:02
Dün İsrail Başbakanı Netanyahu’ya gönderdikleri mektuplarla onlarca İsrailli genç ahlakî sebeplerden dolayı İsrail Ordusu’nda askerlik yapmayı reddettiklerini duyurarak vicdanî retlerini ilan etti.
Küre Medya / Haber Merkezi
İsrailli haber sitesi Ynetnews’in bildirdiğine göre dün onlarca İsrailli genç İsrail Başbakanı Netanyahu’ya gönderdikleri mektuplarla vicdani retlerini ilan etti. Gençler söz konusu mektuplarda “Filistin topraklarında süregelen işgali ve ordunun İsrail toplumunda şovenizm, militarizm, şiddet, eşitsizlik ve ırkçılığı yükseltmesini” protesto ettiklerinden dolayı silah altına girmeyeceklerini söylediler. Ayrıca 18 yaşına yaklaşan gençleri “ordunun mahiyeti” hakkında tekrar düşünmeye davet ettiler.
İsrail Başbakanı’na gönderilen mektuplarda “İşgal edilmiş topraklarda İsrail’in egemenliği altında yaşayan Filistinliler hem bu devletin sınırları içerisinde yaşamayı kendileri seçmedi hem de alınan kararlara tesir edebilecekleri ve karar alma mekanizmalarına katılabilecekleri hiçbir resmi yol mevcut değil. Bu durum hiç adil değil.” ifadelerine yer verildi.
Mektupları kaleme alan gençler aynı zamanda Batı Şeria’da süregelen insan hakları ihlallerinden ve uluslararası hukuk bakımından savaş suçu olan fiillerin işlenmesinden de şikayetçi oldu. İsrailli gençler ülkede süregelen “yargısız infazlardan, işgal edilmiş topraklara yeni yerleşimlerin inşa edilmesinden, idari ve keyfi tutuklamalardan, işkenceden, kolektif cezalandırmadan, su ve elektrik gibi kaynakların haksızca paylaşılmasından ve benzeri hak ihlallerinden” rahatsızlıklarını dile getirdiler.
Yazdıkları mektuplarda “vicdanımızı dinlediğimizde yukarıda saydığımız cürümleri işleyen sistemin bir parçası olamayız” diyen gençlere göre ülkedeki insan hakları ihlalleriyle dolu mevcut durumu İsrail ordusu sürdürüyor.
Mektupların yazarlarından olan Mandy Kretner, Tel Aviv’de basın mensuplarına verdiği beyanatta “Bize göre ordunun eylemleri çözüm üretici olmaktan ve adalet, güvenlik ve barışa ulaşmaya hizmet etmekten çok uzak.” dedi.
Diğer bir yazar olan Shaked Hararî ise “Ordu sadece bir araç olan ortalama insanlara değil, yalnızca güçlü insanlara hizmet ediyor. Ben ve arkadaşlarım savaşta harcanan bir piyon olmayı reddediyoruz” dedi.