Küresel ısınma: Uzmanların uyardığı çatışmalar başladı mı?
HABER MERKEZİ 13.02.2015 07:19:50
Yıllardan beridir bilim insanları ve güvenlik sorunu uzmanları, iklim değişikliklerinin yol açacağı olası riskler konusunda uyarıyor. Eğer küresel ısınma mevcut hızda deva ederse istikrarsızlık ve çatışmaların kaynağı olacak.
CO2 emisyonlarının salınımı bu şekilde sürerse bir yandan fırtınalar, aşırı sıcaklar, kuraklıklar, diğer yandan su baskınları daha sıklıkla görülecek. Ama beraberinde, kaynaklar üzerinde çatışmaları da getirecek.
Bilim insanlarından oluşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (GIEC) yayınladığı son raporunda “Daha az su ve beslenme kaynakları ve artan göç… tüm bunlar dolaylı olarak şiddetli çatışma risklerini arttıracak” dedi.
Peki bu çatışmalar şimdiden başlamadı mı? Bazıları “evet” diyor, daha ihtiyatlı olan bazıları da ince bir fark koyuyor.
Merkezi Güney Afrika’da bulunan Institute for Security Studies (ISS) ya da Güvenlik Araştırmları Enstisütü, 2012 yılında yayınladığı bir raporda, “Bazı Afrika ülkelerinde şiddetli çatışmaların patlak vermesi iklim değişikliklerinin yol açtığı etkilerin en çarpıcı işaretidir” diyordu.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli de, Sahel ya da diğer bir adıyla Sahra Kuşağı’nda çölleşmenin, hayvan yetiştiricileri ve çiftçiler arasında var olan araziler etrafında çatışmalara yol açtığına dikkat çekiyor.
Rapora göre iklimle bağlantılı bu tip etkiler, şimdiden Nijerya’nın kuzeyi, Sudan ve Kenya’da şiddetli çatışmaların kökeninde yer alıyor.
2011 yılında gözlemciler, birçok tahıl üreticisi ülkede Arap Baharı olarak ifade edilen isyanlar ve iklimle bağlantılı aşırı sıcaklar arasında bağ kurmuştu.
Rus, Ukranya ve Kazakistan’daki tahıl krizinden dolayı gıda fiyatlarındaki rekor artışın, yoksulluk, işsizlik ve siyasi baskı kıskacındaki bu Akdeniz ülkelerinde yaşanan isyanların kıvılcımını yaktığı belirtiliyor.
SURİYE’DEKİ KRİZİ KÜRESEL ISINMA MI TETİKLEDİ?
Eski Amerikan Başkan Yardımcısı Al Gore, küresel ısınmanın Suriye çatışmasına da yabancı olmadığına dikkat çekiyor.
Al Gore, Ocak ayında Davos’ta yaptığı konuşmada şöyle diyordu: “2006’dan 2010 yılına kadar, iklimle bağlantılı tarihi bir kuraklık Suriye’de çiftliklerin yüzde 60’ını, hayvanların yüzde 80’ini yok etti ve bir milyon mülteciyi şehirlere taşıdı. Bu mülteciler kendilerini şehirlerde, Irak savaşından kaçan başka bir milyon ile karşı karşıya buldular.”
Buna karşın bir o kadar bilim insanı da iklim değişiklikleri ile mevcut çatışmalar arasında doğrudan bağ kurma konusunda daha ihtiyatlı bir tutum takınıyor.
İklim bilimci Jean Jouzel, “İklim Sorunu” isimli kitabında, şunları ifade ediyor: “İklim değişikliklerinin toplumlar arasındaki çatışmalar üzerindeki etkisini göstermek için genellikle Darfur örneği verilir. Ama burada ince bir realite var ve araştırmacıların çoğu siyasi ve ekonomik ortamın çatışmanın birinci faktörü olduğunu kabul ediyorlar.”
New York’taki Columbia Üniversitesi’nde iklim ve toprak bilimleri profesörü Mark Cane de ihtiyatlı ifadeler kullanmayı tercih ediyor.
Profesör Mark Cane, Suriye’deki çatışmaların iklim değişiklerinden kaynaklandığına ilişkin güçlü bir argüman olsa da, bugün dipte onlarca yıldır kaynayan bir hareketi, meteorolojik olaya bağlamanın zor olduğunu ifade ediyor.
Cane, ancak bununla birlikte bir kuraklık veya bir iklim bozukluğu ile hiç bir bağlantısı olmayan tek bir çatışmanın dahi örnek gösterilemeyeceğini sözlerine ekliyor.
Eski amiral ve İngiliz hükümetinin eski iklim danışmanı Neil Morisetti’ye göre ordular şimdiden iklim değişikliklerinin yol açacağı risklere karşı hazırlıklarını yapmaya başladı.
http://www.firatnews.com/news/guncel/kuresel-isinma-uzmanlarin-uyardigi-catismalar-basladi-mi.htm