Neden Türkiye uçakları hedefte
8 Ekim 2015 00:00
Türkiye’nin Suriye sınırında gerçekleşen ve Türk Silahlı Kuvvetleri uçaklarının hedef alması konusu ile ilgili gözden kaçan bir nokta var.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, bu “oyunla” NATO’yu, ABD’yi, Türkiye’yi hedef aldığı konuşuluyor da, asıl hedefin kendi ülkesi olabileceğine hiç dikkat çekilmiyor.
Putin’in, sadece TSK’yı hedef tahtasına oturtmakla değil, tüm Suriye tavrı, yani Suriye’deki savaşın ortasına atlamakla da, kendi ülkesini avucunun içinde tutmayı amaçlıyor.
Nasıl mı?
Öncelikle şuna dikkat çekeyim…
Rusya’nın Suriye’de doğrudan savaşa girmesine yönelik bir sürü yorum yapılıyor; yorumlar da genelde, uluslararası ilişkiler odaklı. Suriye’de kim kazanır, kim kaybeder, hangi ülke ne yapmalı, NATO’un rolü nedir…
Rusya’nın kendisi ve Putin rejiminin durumu, ne yapmaya çalıştığı; yani Rusya kapalı kutusunun içinde ne olup bittiği ile, Türkiye’de ilgilenen çok az.
Oysa, Rusya ve Türkiye, karşılaştırmalı olarak çalışmak, incelemek açısından çok ilginç örnekler. Örneğin son yıllarda, Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan iktidar vurgusu ile Putin yönetiminin, Ortodoks Kilisesi’ne yaptığı siyasi vurgu, kazandırdığı politik kimlik başlı başına bir inceleme konusu.
Rusya’nın savaş uçaklarını takdis eden Ortodoks rahiplerin görüntüleri veya Rus Ortodoks Kilisesi’nin Putin’in Suriye müdahalesini “kutsal savaş” olarak nitelendirmesine, Türkiye’de “eğlencelik haber” gözüyle bakılıyor. Oysa bu tarz hamlelerinin siyasette ve kamuoyu üzerinde ciddi karşılığı var Rusya’da. Günü gelip Türkiye’de de, güvenlik güçlerinin militarizm ile dindarlığı birleştirmeye başladığını da daha fazla konuşur olabiliriz.
Peki, Putin, Ukrayna’dan sonra neden Suriye’yi Rusya’nın savaş sahasına çevirdi?
Bir kere, iktidar gücünü televizyon ekranlarından alan bir liderden bahsediyoruz. Putin için ekranlara hükmetmek, Rusya’ya hükmetmek demek. Ve 1999’dan beri Rusya’nın kaderini elinde tutan Putin, “ABD hegemonyasına karşı Rusya’nın gücünü göstermesi” tezini işledikçe, televizyon ekranları başta, medya yoluyla bu propagandayı yineledikçe de kazanıyor.
Rusya devletinin medya üzerindeki propaganda makinesi, “barbar teröristlerle Batı’nın yarattığı pisliği temizleyen, Ortadoğu’ya medeniyet getiren güçlü ülke, güçlü ordu, güçlü lider, haklılığından ötürü dünya halklarının onayladığı ve ikiyüzlü Batı liderlerinin boyun eğdiği kurtarıcı ülke-lider” mesajını yayıyor.
Rusya halkı, ne kadar ülke dışında olan biteni, Rusya’nın ülke dışındaki olan rolünü konuşursa, ülke içinde ters giden şeylerden daha az haberdar olabiliyor.
Tam Putin’e destek düşerken birden dikkatin yoğunlaştığı Ukrayna Savaşı, artık Rusya’daki medyatik propaganda makinesi için “rutin haber” hâline geldi. Yani, Rusya’daki milliyetçilik ateşi, artık Ukrayna Savaşı ile körüklenemiyor. Yeni ve daha büyük, daha heyecanlı bir “manşete”, “flaş habere” ihtiyaç var.
Putin yönetimi, her şeyden önce Rusya algısının yönetilmesine dayalı bir halkla ilişkiler şirketine benziyor. ABD ile doğrudan karşı karşıya gelinen bir çatışma da, sadece ülkesinde değil ötesinde de sahne ışıklarını Putin’in üzerine çeviriyor. Batı İttifakı, güçsüz ve çaresiz gözükürken, sembolü ayı olan Rusya “kükrüyor”. Öte yandan, ABD ve Avrupa ülkelerinin kendi içlerindeki tartışmalara boğulup kalan “politikasızlığına” karşılık, Putin, hiçbir ilkeyle eli bağlanmayan, ülkesi adına her türlü riski alabilecek bir portre çiziyor.
Artı, Ukrayna Savaşı ile beraber, Rusya’yı ekonomik ve politik ambargolarla köşeye sıkıştırmış gözüken ABD ve Avrupa’nın güçlü ülkeleri, şimdi Putin’i muhatap alma durumunda. Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde ABD Başkanı Barack Obama’nın Putin ile buluşması, Rusya’nın resmî ve devlete yakın medyasında, tam bir zafer olarak lanse edildi.
Rusya’nın ekonomik olarak zor durumda olduğunu, kamuoyunun bu savaşı desteklemeyeceğini ve “Putin’in biteceğini” sananlar, yanı başımızdaki, tarihî benzerliklerin çok olduğu bu ilginç ülkeyi tanımıyorlar. Hele Putin rejiminin nasıl çalıştığını hiç bilmiyorlar.
Putin’e göre politika, kazananın her şeye diş geçirdiği zalim bir savaş. Bugün, Rusya’da Suriye’ye müdahaleye kamuoyu desteği; farklı araştırmalara göre yüzde 14 ila 39 arasında. Ama Kremlin’in propaganda makinesi, bu konuyu işlemeye daha yeni başladı. Ve Putin, sadece kazanmaya, ülkesinde iktidarı asla kaybetmemeye odaklı.
http://www.taraf.com.tr/yazarlar/neden-turkiye-ucaklari-hedefte/