“İnsanların gözü önünde yaşanan bu trajediye sessiz kalmak adeta bu katliamı desteklemekle ve insani duruşu kaybetmekle aynı şeydir. Sesiz kalınan her dakika insanlığında ölümüne seyirci olmaktır.”
Beşiktaş’ın muhalif taraftar grubu Çarşı, Kobani’deki IŞİD saldırılarına karşı resmi Twitter hesabından, ’Sessizlik saf tutmaktır, bizim safımız insanlıktır’ mesajını paylaşarak, bölgede devam eden IŞİD vahşetine sessiz kalanlara göndermelerde bulundu.
Tekirdağ Otomotiv Meslek Yüksekokulu ikinci sınıf öğrencisi olan Aydoğan İşçi, “kan gölüne dönen bir coğrafyanın yanı başında dili, dini, ırkı, cinsi ne olursa olsun halkıma karşı silah tutmayı reddediyorum” dedi.
Biz, vicdani retçiler, antimilitaristler ve savaş karşıtları, bu tezkerenin de bir çözüm olmayacağı görüşümüzü yineliyor, devletlerin sınırları uğruna yarattıkları savaşların bir parçası olmayacağımızı tekrarlıyor ve ne askere ne tezkere diyoruz.
Vicdanî retçi ve antimilitarist bir aktivist olan Tarhan’a “cepheden izlenimleri” sorulduğunda ise, “Barışın yolu her yerin silahlandırılmasından geçmiyor ama ortada IŞİD gibi silahlandırılmış vahşi bir çete varken, kendi evini savunanlara, ‘Hayır savunmayın yoksa militarist olursun’ deme gibi bir lüksümüz olduğunu, bu kadar densiz olamayacağımızı düşünüyorum” diyor.
Gencay Gürsoy, Vedat Türkali, Oya Baydar, Büşra Ersanlı, Eşber Yağmurdereli, Şebnem Korur Fincancı, Ali Nesin, Aydın Çubukçu, Baskın Oran gibi isimlerin de yer aldığı aydın, gazeteci, akademisyen ve sendikacılar bir bildiri yayınlayarak IŞİD’e karşı Kobani’ye destek olma çağrısında bulundu.
Yeni eğitim döneminin açılmasıyla birlikte Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari’de Kürtçe eğitim veren kurumların açılışı yapıldı. Sonuç ise militarizm oldu; okullar kapatıldı, mühürlendi, soruşturmalar açıldı, polisler yığıldı ve anadilde eğitimin yasak olduğu militarist ideoloji yeniden ortaya kondu.
Son 30 yılın şiddeti, meselenin nedeni değil sonucudur. Meseleyi tabii ki daha da ağırlaştıran ve yeni boyutlar ekleyen bir yanı vardır şiddet ögesinin, ama bu meselenin kökensel nedeni eşitsizliktir.
Batı emperyalizmi, “en büyük tehdit” olarak gördüğü Irak Şam İslam Devleti’ne karşı bir yandan ABD aracılığıyla ülkeyi havadan bombalıyor, bir yandan da mezhepçi katliamlara imza atan örgüte karşı savaşanları silahlandırmayı tartışıyor. İngiliz sosyalistler, Kürtlere verilecek silahların niçin çözüm getirmeyeceğini anlattılar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseryası (HCR), Irak içerisinde IŞİD çetelerinden kaçarak Güney Kürdistan’a sığınanların sayısının 700 bine ulaştığını kaydetti.
