ABD’de bireysel silahlanma yine gündemde
ABD’de dün en az 58 kişinin hayatını kaybettiği, 500’ün üzerinde kişinin yaralandığı Las Vegas saldırısı Amerikan toplumunda on yıllardır tartışılan ve bir türlü sınırlandırılamayan ‘bireysel silahlanma’ sorununu yeniden gündeme getirdi.
ANF NEW YORK Salı, 3 Eki 2017
320 milyonluk nüfusa 300 ila 350 milyon arasında silahın düştüğü Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) toplumun önemli bir kesimi potansiyel tehlike durumunda.
Her ne kadar ABD’deki en kanlı iki katliam olan Orlando ile Las Vegas saldırılarında DAİŞ çetelerinin adı geçse de, ülke tarihinde buna benzer katliamlar birkaç ayda bir tekrarlanıyor. Her gün en az bir, birden fazla kişinin hedef alındığı saldırı vakası kayıtlara geçiyor.
Yılda 30 bini aşkın kişinin silahlı saldırılarda yaşamını yitirdiği ülkede esas sorun olarak tarihsel olarak Amerikan toplumunda silaha önem verilmesi ve silah edinme yasalarındaki büyük boşluklar öne çıkıyor.
ABD’de Barack Obama döneminde 2012 ve 2016 yıllarında uzun süreler gündemde kalan silah yasasını değiştirme çabalarına rağmen, özellikle silah lobisi ve bu lobiyle doğrudan çalışan siyasetçilerin varlığı bilinen bir gerçek.
YÜZLERCE TOPLU SALDIRI, DOĞRUDAN SALDIRILARDA 11 BİNİ AŞKIN ÖLÜM
ABD’de üçte ikisine yakını intiharlar şeklinde olmak üzere 30 bin kişinin yaşamına mal olan ateşli silahlarla yapılan ve birden fazla kişinin yaşamını yitirdiği saldırılar ise yüzlerle ifade ediliyor.
Toplu silahlı saldırıları takip eden ve önemli bir veri tabanı olarak görülen ‘Gun Violence Archive’ adlı siteye göre, sadece bu yıl içerisinde yapılan toplu saldırıların sayısı 318’i buluyor. Diğer tüm saldırılarla birlikte toplamda 46 bin 600 kadar olay kayıt altına alınırken, yaşamını yitiren bireylerin sayısı 11 bin 650 kadar olarak tespit edilmiş. Toplamda 23 bin 500 kadar kişinin yaralandığının kaydedildiği bu rakamlara 2017’nin ilk 9 ayındaki 22 bin civarındaki intihar vakası ise dahil edilmemiş.
Tüm bu saldırı veya kaza türü olaylarda yaşamını yitiren ya da yaralananların 545’ini 11 yaşına kadar çocuklar, 2 bin 430 kadarını ise 12-17 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Olaylarda yaşamını yitiren her bir kişiye karşın iki kişinin yaralandığı dikkate alındığında, saldırıların önemli bir kısmının doğrudan hedef alınarak yapıldığını gösteriyor. Birçok olayda ise, ‘haneye tecavüz’ gerekçesiyle ‘bireysel savunma’ hakkını kullanma iddiasıyla insanların öldürüldüğü verilere yansıyor.
HER OLAYDA YENİDEN GÜNDEME GELİYOR
Aralık 2012’de Connecticut eyaletindeki Sandy Hook adlı köyde bir ilkokula düzenlenen saldırıda 20’si çocuk 27 kişi katledilmiş, bu olayın ardından ise bireysel silahlanmanın önüne geçilmesinden yana olanların çağrıları yükselmişti. O dönemde tepkiyi en yüksek telden dillendiren ABD Başkanı Barack Obama’nın silahlanmayı sınırlamaya yönelik değişiklikleri sınırlı düzeyde kalmıştı. Çünkü ABD’deki silahlanma anlayışı bizzat anayasaya dayandırılıyor.
ANAYASAYA DAYANDIRILAN ‘BİREYSEL SAVUNMA’
ABD’de silahlanma kültürü bugüne dair fenomen değil ve kıtaya ilk göçlerden sonra hakim olan şiddet kültürünün daha sonraki dönemlerde yasalarla desteklendiği görülüyor. 1787’de kaleme alınan ve ‘Özgür ülkenin güvenliği’ gibi bir teze dayanan ABD Anayasası’na 1791 yılında ‘ülke güvenliği için’ bireysel silahlanmaya vurgu yapılan bir düzeltme sayesinde, “’İyi organize edilmiş bir milis özgür bir ülkenin güvenliği için şart olduğundan, halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı ihlal edilemez” ibaresi yer alıyor. ‘Bireysel Haklar Bildirgesi’nde yer alan bu ibare, Amerikan toplumunda nereden geleceği pek belli olmayan düşmana karşı savunma adı altında oluşan korkunun da yasallaştırılması anlamına geliyor.
Yine 2008 yılında Columbia Yüksek Mahkemesi’nde alınan bir kararda, ‘bireysel savunmanın meşru’ olduğuna vurgu yapılmıştı. Bu karar, silah bulundurma ve kullanma taraftarları açısından önemli bir zafer olarak görülmüştü.
YASAL DEĞİŞİKLİKLER HEP SINIRLI KALDI
Eski ABD Başkanı Barack Obama, Aralık 2012’de Sandy Hook’ta meydana gelen okul baskını ardından silah lobisine yönelik girişimi kısmen de olsa Cumhuriyetçi Parti tarafından da desteklenmişti. O dönemde silah satın almak isteyen bireylerin detaylı öz geçmişlerinin kayıt altına alınması konusunda anlaşılmıştı. Ancak yine de birçok eyaletin silah edinme ve kullanımı konusundaki farklı yasaları nedeniyle bu anlaşma yetersiz kalmıştı.
2016 yılında ise yine silah satışlarını daha etkili bir biçimde kontrol etmeyi amaçlayan düzenlemeler getirilmişti.
Kimi bireylerin silah edinim ve kullanma yasalarının daha esnek olduğu eyaletlerde silah satın almaya yöneldiği de bir diğer gerçek.
Ülkedeki en önemli silah lobisi olarak bilinen ve 4 milyonu aşkın üyesi bulunan National Rifle Association (NRA) gibi kurumların silahlanmaya yönelik çalışmaları da devam ediyor.
OBAMA ‘KONTROLLERİ’ ARTTIRMIŞTI
Barack Obama’nın 2016 başında duyurduğu bazı düzenlemelerle de satın alacak bireylerin geçmişinin daha sıkı kontrol edilmesi, silah mağazalarında çalışan herkesin lisans sahibi olması ve müşterilere dair bilgileri daha iyi kontrol etmeleri gibi zorunluluğu getirilmişti.
Yine Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından silah satış ve alımlarına ilişkin verilerin daha sıkı kontrol edilmesine imkan tanıyan veri bankasının iyileştirilmesi hedefleniyordu. FBI bünyesine yüzlerce müfettişin alınmasının yanı sıra silah kontrolünden sorumlu kuruluş olan ATF’ye benzer biçimde yeni memur alımları yapılmıştı.
Tüm bunlara ek olarak psikolojik rahatsızlık veya hastalığı olan bireylerin tedavileri için 500 milyon dolar bir ek bütçe ayrılması, bu kişilere dair bilgilerin kontrol sisteminde daha detaylı yer alması kararlaştırılmıştı.
KONTROLLER ARTTIRILMAK İSTENDİKÇE SATIŞLAR PATLADI
Ancak bireysel silahlanma karşısında durmayan Donald Trump’ın göreve geldiği döneme kadar Obama’nın attığı adımların ve bazı terörist saldırıların etkisiyle satışların son yıllarda arttığı görülüyor.
2012 yılındaki verilerde ülkedeki silah sayısının 300 milyon dolayında olduğu tahmin ediliyordu. NRA verilerine göre bu sayı geçtiğimiz yıl ortalarına doğru 357 milyona ulaşmıştı.
Silah satışlarında sadece Aralık 2015’te 1,6 milyon gibi rekor bir rakama ulaşılırken, bunda Obama dönemindeki tartışmalar ve bazı düzenlemelerin getirdiği endişeyle daha fazla silah alımına yönelinmesi etkili olmuştu. Birçok kişinin olası yasal değişiklikler öncesinde silah edinmeye yöneldiği vurgulanıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan verilerde de, ABD nüfusunun yüzde 89’unun silah sahibi olduğu belirtilmişti.
SİLAH ENDÜSTRİSİ SADECE MADALYONUN GÖRÜNEN YÜZÜ
Amerikan toplumundaki silahlanmanın önündeki en büyük engel olarak silah lobileri ve endüstrisi gösterilse de, sinemadan bilgisayar ve video oyun üreticilerine kadar geniş bir yelpazeden çıkar çevreleri söz konusu.
Bireysel silahlanmanın yıllık 2-3 milyar dolarlık bir üretim sağladığı bilinirken, şiddet toplumunun varlığından en fazla kazanan kesimler olarak savaş oyunları satan üreticiler ile Hollywood gösteriliyor. ABD’de şiddet içerikli video ve bilgisayar oyunlarının piyasasının 20-25 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
SALDIRILARI ÖNLEMEK İÇİN DAHA FAZLA SİLAHLANMA İSTEYEN DAHİ VAR
ABD’deki bireysel silahlanma tartışmalarında her iki tarafın birbirinden zıt tezler ileri sürdüğü biliniyor. Karşıtlar, ölümlerin sorumluluğunu silahlanmaya bağlarken, silahlanma yanlıları ise ölümleri ‘yetersiz silahlanmaya’ ve ‘silah kullanımının sınırlandırılmasına’ bağlıyor.
Silahlanma yanlıları, toplu saldırıların önemli bir kısmının meşru savunma adı altında bireysel silah kullanımının sınırlandırıldığı eyaletlerde gerçekleştiğine vurgu yapıyorlar. Bu kesime göre, silah kullanımı ve bireysel savunmaya yönelik kısıtlamalar hem saldırıları tetikliyor hem de ölümlerin artmasına yol açıyor. Bu teze ülkedeki polis birliklerinin önemli bir kısmının destek verdiği daha önceki araştırmalara yansımıştı.
Kaynak: ANF