Ali Aydın Çiçek

2009 7 Mart-Ali Aydın Çiçek-(İstanbul-İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde açıkladı)   REDDEDİYORUM Bugün ülkemizde ve dünyada insanlık çok ağır sorunlar yaşamaktadır. Açlık, yoksulluk ve inanılmaz boyutlarda kültürel bir erozyon yaşanmaktadır. Cinsiyetçilik dayatılmakta, farklı dil, kültür ve renkler üzerinde, yine giderek tüm toplum ve doğa üzerinde korkunç bir sömürü, tahribat yok etme politikası uygulanmaktadır. Bu politika,

2009 7 Mart-Ali Aydın Çiçek-(İstanbul-İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde açıkladı)

 

REDDEDİYORUM

Bugün ülkemizde ve dünyada insanlık çok ağır sorunlar yaşamaktadır. Açlık, yoksulluk ve inanılmaz boyutlarda kültürel bir erozyon yaşanmaktadır. Cinsiyetçilik dayatılmakta, farklı dil, kültür ve renkler üzerinde, yine giderek tüm toplum ve doğa üzerinde korkunç bir sömürü, tahribat yok etme politikası uygulanmaktadır. Bu politika, açıktan şiddet ve zorla üstü örtülü olarak da inceltilmiş farklı yöntemlerle yaşamın her alanında sürdürülmektedir.
Yaşadığımız sorunların çözülememesinin ve giderek daha da ağırlaşmasının temel nedeni, iktidar ve onun gerçekleşme biçimleri olan militarizm, savaş, şiddet, zor, ölme ve öldürme gibi olguların kutsallaştırılıp sembolleştirilmesi, bunun topluma çeşitli araçlarla kabul ettirilmeye çalışılmasıdır. Ve yine yaşamımızdaki toplumsal rollerimiz de bu gerçekliğin etkisi altında şekillenmektedir. Bu şekillenme aileden başlayarak sosyal çevremize, okul ve iş hayatımıza, giderek bütün yaşamımıza işleyerek hergün kendini yeniden üretip sürdürmektedir.
Türkiye’deki bir çok sorunla birlikte Kürt meselesi de uzun yıllardır çözülememektedir. Bunun temel nedeni devletin kurumları ve bunları besleyen ideolojik aygıtları tarafından an be an yeniden üretilen militarist mantalitedir. Bununla Kürt meselesi sadece bir güvenlik sorunu olarak algılanmakta ve kültürel, politik, vicdani, ahlaki yani bir bütün olarak insani yanı görülememektedir. Oysa çözüme götürecek ilk adımlardan biri şiddetten arınmış bir dille meseleyi ele almaktır. Bu sadece Kürt meselesi için değil Türkiye’deki diğer sorunlar için de böyledir.
Yaşadığımız sorunların çözümü ataerkil zihniyetin ürünü olan savaş kültürüyle, militarizmle, milliyetçilikle, cinsiyetçilik ve benzeri gerçeklerle yüzleşmekten ve onları sorgulamaktan geçmektedir. Askerlik kutsal değildir. Ölmek ve öldürmektir. Eğer bir şeylere kutsallık atfedilecekse bu insan yaşamı olmalıdır, ölmek ve öldürmek değil.
Bu nedenle kendi vicdani ve ahlaki ‘cephemden’ militarist dayatmaları kabul etmediğimi ve koşulsuz bir insan hakkı olan vicdani red hakkımı kullanmak istediğimi belirtiyorum. Dolayısıyla tüm şiddet anlayışlarını toptan reddetmek gerektiğine inanıyor ve bana dayatılan zorunlu askerliği REDDEDİYORUM.
Ezmeyi, ezilmeyi, emir vermeyi, emir almayı, öldürmeyi, öldürülmeyi, savaşı, askerliği dayatan militarist anlayışı yaşamımın her alanında REDDEDİYORUM…

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org