Barış gazeteciliğinin ilkeleri – Ulaş Doğa Eralp

Savaşların ilk kaybedeni her zaman gerçekler olduğu için gazetecilere gerçekleri barış odaklı yazma görevi düşüyor.

Barış gazeteciliği hemen şimdi!

10 Şubat 2016 00:30
WASHINGTON’DAN
Eminim “Barış Gazeteciliği” sözünü daha önceden duymuşsunuzdur. Barış gazeteciliğinin ilkeleri gazeteciliğin temel ahlaki ilkelerinin yanı sıra barış odaklı haber yazma ve yayma amacını da içeriyor. Savaşların ilk kaybedeni her zaman gerçekler olduğu için gazetecilere gerçekleri barış odaklı yazma görevi düşüyor.

1. GERÇEKLERİ TÜM TARAFLARIN GÖZÜYLE HABERLEŞTİRMEK

Çatışma yaşayan toplumlarda medya çok parçalı olduğundan, aynı olay birçok farklı haber kaynağı tarafından farklı şekilde yorumlanır. O nedenle haberleştirilen bir olayın elden geldiğince tüm tarafların gözüyle aktarılması önemli. Örneğin Cizre ve diğer güneydoğu kentlerinde süregelen güvenlik güçleri ve PKK/ YDGH arasındaki çatışmalar anlatılırken iki tarafın da görüşleri yansıtılmalı. Ne var ki giderek otoriterleşen, otoriterleşirken de saldırganlaşan ülkemizin ana akım medyasında buna benzer habercilikten söz etmek mümkün değil. Tüm tarafların görüşlerinin aktarıldığı bir haber kolaylıkla savaşı seçmiş ana akım medya tarafından vatana ihanetle suçlanabilir.

2. ÇATIŞMA BÖLGESİNİN EKONOMİK, SİYASİ VE TOPLUMSAL ARKA PLANININ AKTARIMI

Hiçbir devlet kaynaklı veya devlet karşıtı şiddet sebepsiz yere gerçekleşmez. Şiddetin altında yatan ekonomik, politik ve toplumsal arka plandan bahsetmek haberin içeriğine derinlik katacaktır. Örneğin Silopi’deki çatışmalardan bahsederken kentteki ortalama gelir seviyesi, eğitim durumu, işsizlik oranından bahsetmek yerinde olacaktır. Benzer şekilde Silopi’de son iki seçimdeki oy oranları, yerel yönetimlerden de dem vurmak gerekir. Üstünkörü sadece kazılan hendeklerden, kurulan barikatlardan bahsetmek okuyucuya bir şey katmayacağı gibi çıkışsızlık izlenimini de gereksiz yere yoğunlaştıracaktır.

3. KULLANILAN DİLİN ÖNEMİ

Toplumsal bir şiddet olayı aktarılırken kullanılan dil de en az haberin kendisi kadar önemli. Örneğin son dönemde Doğan Medya grubunun ana gazetelerinde yeniden yer bulmaya başlayan 1993 model “hain düşman- kahraman bizler” benzeri habercilik dili okuyucuyu siyasi baskıların istediği tarafa yönlendirmekten başka bir işe yaramıyor. İçi boş, hamasi bir anlatım tarzı kısa dönemde ortalama okurun ilgisini çekse de uzun dönemde özellikle ana akım yazılı ve görsel medyanın daha tarafsız bir dil kullanması toplumsal gerginliklerin önüne geçmek anlamında çok daha yararlı olacaktır. İşe, çatışma taraflarından bahsederken kullanılan olumsuz sıfatlardan kaçınarak başlanabilir. Çözüm süreci henüz rayındayken bu konuda gösterilen hassasiyeti eminim hatırlıyorsunuzdur.

4. SÜREKLİ VE ISRARLA BARIŞTAN BAHSETMEK

Barış gazeteciliğinin en önemli ayrıntısı, gazetecinin haberleştirdiği şiddet olayının eylem ayrıntısından çok neden gerçekleşmiş olabileceğine yönelik tüm tarafların görüşünü alması, ve bir sonraki olası şiddet olaylarının önüne geçebilmek için güvenlik, siyaset ve ekonomik önlemler çerçevesinde yapılması gerekenlerden bahsetmesi. Sürekli şiddetten bahsederek şiddeti olağanlaştıran ana akım medya karşısında barış gazetecisinin yapması gereken, ısrarla ve sürekli barıştan bahsederek okuyucuyu- izleyiciyi sorgulayan katılımcı bir barış gönüllüsü olmaya çağırmak olacaktır. Günümüzde bu çabanın en güzel örneğini Haber Nöbeti dayanışması çerçevesinde şiddet olaylarının yaşandığı kentlere giderek olayları sadece güvenlik güçlerinin açısından değil bölgede yaşayan halkın gözünden aktaran gazeteci arkadaşlar sergiliyor. Kendilerini cesaretlerinden ötürü kutluyorum.

@UlasDogaEralp

http://www.taraf.com.tr/baris-gazeteciligi-hemen-simdi/

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org