Genelkurmay’ın Savunma Bakanlığı’na bağlanması sivil-asker ilişkilerinde demokratikleşmenin bir adımı mıdır?

Güvenlik uzmanı Metin Gürcan, güvenlik kararlarının parlamento tarafından gözetim ve denetiminin sağlanmadığı sürece asker-sivil ilişkilerinde tam anlamıyla bir demokratikleşmeden söz etmenin mümkün olmadığını dile getiriyor.

Genelkurmay’ın Savunma Bakanlığı’na bağlanması ne anlama geliyor?

Genelkurmay Başkanlığı, 15 Temmuz’un ikinci yıldönümünde Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı. Uzmanlar, tam bir demokratikleşme için güvenlik konularında parlamento gözetimi sağlanması gerektiği görüşünde.

Genelkurmay Başkanlığı ile kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oluşturulmasına dönük cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşti. Kararnamede, genelkurmay başkanlığı ile kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlıklarının milli savunma bakanlığına bağlı olduğu belirtilirken, cumhurbaşkanının gerekli gördüğü durumda genelkurmay başkanı ile kuvvet komutanlarından doğrudan bilgi alabileceği ve bunlara doğrudan emir verebileceği belirtildi. Peki, hükümetin “Sivil-asker ilişkilerinde yeni bir açılıma gidiliyor, güvenlik konularında daha hızlı ve etkin karar alınmasının yolu açılıyor” diye savunduğu bu düzenleme ne anlama geliyor? Türkiye’de sivil-asker ilişkilerinde demokratikleşmeden söz etmek mümkün mü?

“Devrim diye niteleyebiliriz ama…”

Güvenlik uzmanı, stratejist Metin Gürcan DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye’de yeni bir düzenlemenin ortaya konulduğunu, genelkurmay başkanı ile milli savunma bakanı olarak iki başlılık gösteren yapının ortadan kaldırıldığını söylüyor. “Bu düzenleme Genelkurmay ile Milli Savunma Bakanlığı’nın birbiri içinde zamanla eriyeceği düşüncesiyle yapıldı. Genelkurmay Başkanlığı zamanla koordinatör, sorun çözücü, konsept geliştirici bir yapıca dönüşecek” diyen Gürcan, yeni yapıda ‘rütbe esaslı bakış açısından’, ‘makam esaslı bakış açısına’ geçileceğinin işaretlerinin verildiğini anlatıyor. Gürcan, “Sistem; bunu içinde hazmederken elbette krizler de olacak ancak bunu devrim diye niteleyebiliriz. Türkiye’de stratejik bir kültür değişikliği gündeme gelmiştir” yorumu yapıyor.

Gürcan, tüm dünyada genelkurmay başkanlıklarının ‘personel yönetimi, istihbarat, operasyonel faaliyetler ve lojistik akış’ açısından bütünüyle sivil bir kurum olan milli savunma bakanlıklarına bağlanmasının ‘demokratik sivil kontrol’ açısından bir norm kabul edildiğine vurgu yapıyor. Gürcan’a göre Türkiye’de de böylesi bir düzenlemeye gidilerek “bir anomali” düzeltilmiş oldu. Ancak sisteme ilişkin bazı kilit soruların da sorulması gerektiğini anlatan Gürcan, “Cumhurbaşkanı ile milli savunma bakanı, bakan ile yeni genelkurmay başkanı, bakan ile kuvvet komutanları arasında uyum sağlanmış görünüyor. Burada kişisel, çok da kurumsallaşamamış bir yapıdan bahsediyoruz” derken, bu kritik görevlere başkalarının gelmeleri durumunda böylesi bir ahengin sağlanıp sağlanmayacağının sorgulanması gerektiği uyarısında bulunuyor. Gürcan, “Sivillerin askerlerin uzmanlığına, askerlerin de sivillerin makamına saygı göstermesi tam olarak sağlanabilecek mi? Bunları henüz bilmiyoruz” sorusunu yöneltiyor.

“Parlamentonun gözetim ve denetimi olacak mı?”

Gürcan, Türkiye’ye ilişkin yanıtlanması gereken bir başka kritik soru dizesi daha olduğunu söylüyor. Gürcan “Parlamento ile milli savunma bakanlığı arasındaki ilişki nasıl olacak, güvenlik konusunda daha hızlı ve etkin karar alınabileceği söyleniyor” diyor ama yanlış bir karar alınması ihtimaline dikkat çekiyor. Gürcan, güvenlik kararlarının parlamento tarafından gözetim ve denetiminin sağlanmadığı sürece asker-sivil ilişkilerinde tam anlamıyla bir demokratikleşmeden söz etmenin mümkün olmadığını dile getiriyor. Gürcan, parlamento denetiminin de demokratikleşme açısından birinci aşama olacağını, bu denetimin sivil toplum, akademi ve medyanın yanısıra bütçe üzerinden Sayıştay tarafından da yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Gürcan “İşte bu nedenlerle getirilen yeni düzenlemenin takipçisi olacağız. Bu sivilleşme bir demokratikleşmeye evrilecek mi hep birlikte göreceğiz” diyor.

“Nasıl iş yapacaklar”

Güvenlik uzmanı, stratejist Nihat Ali Özcan da yeni düzenlemenin birçok soruyu beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. Özcan, düzenlemeye ilişkin DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunurken, “Kuvvet komutanları Genelkurmay’a değil de, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olacak. Genelkurmay’ın fonksiyonu ne olacak” diye soruyor. Özcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği durumda kuvvet komutanlarına emir verebileceğini hatırlatırken de, “Bu emirin icrası nasıl yerine gelecek” sorusunu gündeme getiriyor. “Sistemin nasıl bir hiyerarşik yapı öngördüğünü, kararların nasıl denetleneceğini, nasıl bir iş yapma biçimi geliştirileceğini bilmiyoruz” diyen Özcan, yeni düzenlemenin sivil-asker ilişkileri açısından bir açılım olarak değerlendirilebileceğini ancak buna demokratikleşme demenin ‘erken olduğu’nu dile getiriyor.

Özcan, Türkiye’de ‘devletin yeniden yapılandırıldığını, tartışmalı asker-sivil ilişkilerinde yeni bir sayfa’ açıldığını belirtirken, mevcut güvenlik ortamının daha fazla asker-sivil işbirliğini gerektirdiğine de dikkat çekiyor. Özcan, “Siviller askerlerin dünyasını, değerlerini anlamalı, askerler de güvenliğin askerlikten öte uzmanlık olduğunu kavramalı. Yeni sistemin yerine oturup, oturmayacağını zaman içinde daha iyi anlayacağız” diyor.

Parlamento ile ilişki henüz belirlenmedi

Ağustos 2016’da OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle Genelkurmay Başkanı’nın görev ve yetkileri yeniden düzenlenmişti. Düzenlemeyle cumhurbaşkanının önceki dönemlerdeki gibi genelkurmay başkanını kara, hava, deniz komutanları arasından değil de, herhangi bir orgeneral veya oramiral arasından atayabileceği belirtilmişti. Aynı düzenlemelerde kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlıklarının her durumda Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandığı duyurulmuştu. Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ uyarınca Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasıyla bu durumda bir değişiklik olmadı. Milli Savunma Bakanlığı’nın görev ve yetkileriyle ilgili yeni düzenlemede bakan siyasi, hukuki, sosyal, askeri okullardaki eğitim, mali ve bütçe hizmetlerini yürütecek. Bakan, ayrıca, TSK’nın, cumhurbaşkanınca kararlaştırılacak savunma politikası çerçevesinde genelkurmay başkanlığınca belirlenecek ana programlara göre asker alma hizmetlerini, silah, araç, gereç ve her çeşit lojistik ihtiyaç maddelerinin tedarikini, savaş sanayi hizmetlerini, sağlık hizmetlerini, inşaat, emlak ile iskan hizmetlerini de yerine getirecek.
Teftiş, inceleme ve soruşturma hizmetleri de Milli Savunma Bakanı tarafından gerçekleştirilecek. Bakanlığın parlamento ile ilişkilerinin nasıl olacağına ilişkin düzenlemeler bütün ayrıntıları ile henüz netleşmedi. Milli Savunma Bakanlığı, mevcut sistemde diğer bakanlıklar gibi Sayıştay denetimine tabiydi, yeni sistemde bu denetimin ayrıntılarının ne olacağı ise merak konusu.

Hilal Köylü / Ankara

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org