Güvenlik harcamaları – Ümit Kardaş

Hollanda’da 25 milyon euroyu aşan tüm tedarik kararlarında parlamentonun da onayı alınır. 100 milyon euroyu aşan büyük projelerde parlamentoya daha sık ve ayrıntılı raporlar sunulmasını öngören farklı bir süreç uygulanır.

27 Aralık 2014
Süleyman Yaşar, Taraf gazetesindeki köşesinde 2015 bütçesinde fonksiyonel bütçe sınıflandırmasına göre savunma ve güvenlik hizmetlerine 58 milyar lira ödenek ayrılırken, sağlık hizmetleri için 22 milyar ayrıldığını belirtiyor; bütçe gelirlerini oluşturan toplam vergilerin yüzde 70’ini dolaylı vergiler yoluyla düşük gelirli grupların ödediğini böylece halkın asıl ihtiyacı olan hizmeti tam alamadığını vurguluyordu. Hükümet, polis için 162 milyon liralık zırhlı araç siparişi vermiş bulunmakta. Başbakan da daha fazla Toma almaktan kaçınmayacaklarını belirtti.

Amerikalı bilim adamı Robert A. Dahl’a göre “siyasetin en temel ve kalıcı sorunu, otokratik yönetimin önüne geçmektir”. Bu nedenle parlamento gözetimi, devlet düzeyindeki güç paylaşımının temel unsurlarındandır. Temsiliyet olmadan vergilendirmenin olmayacağı (bütçe) ilkesi uyarınca güvenlik sektörü bütçenin önemli bir bölümünü kullandığından, sınırlı kaynakların etkin ve verimli kullanılıp, kullanılmadığının parlamento tarafından denetimi çok önemli.

İç ve dış güvenlik, bir halkın refah ve mutluluğunda merkezî öneme sahip olduğundan ulusal güvenlik siyasetinde halkın görüşlerinin ifadesini bulması bir zorunluluk. Bu nedenle halkın parlamentoda seçilmiş temsilcileri yasal parametrelerin oluşturulması, bütçenin onaylanması ve güvenlik etkinliklerinin gözetiminden sorumludur. Parlamento bu sorumluluklarını ancak bilgiye sınırsız ulaşım olanağına, gereken teknik uzmanlığa ve hükümeti hesap vermeye zorlama güç ve niyetine sahipse tam anlamıyla yerine getirebilir. Parlamento diğer siyasi alanlarda olduğu gibi, güvenlik konusunda da yürütmeyi izlemek ve denetlemekle görevli.

Güvenlik kurumları üzerinde parlamento denetiminin bulunmadığı bir devlete eksik bir demokrasi gözüyle bakılmakta. Güvenlik sektörü, devletin temel görevleri arasında yer aldığından bu alanda yürütmenin gücünü dengeleyebilmek için denetim ve denge sisteminin oluşturulması gerekir. Ancak Ümit Cizre’nin belirttiği gibi her sivil denetim demokratik değildir. Ama her demokratik denetim sivildir. Şeffaflık ve hesap verebilirliği barındırmayan bir sivil denetimin demokratik olmayacağı ortadadır. Ortadoğu ülkelerinin birçoğunda olduğu gibi Türkiye’de de gözetim sivil olmasına rağmen demokratik değildir. Oysa sivil gözetim hem siyasal hem toplumsal anlamda demokratik olmalı.

Akademik kurumlar, düşünce kuruluşları, insan hakları örgütleri ve siyaset odaklı hükümet dışı örgütler, siyasi liderlere kamu harcamaları ve devlet politikaları hakkında karar verirken birbirleriyle rekabet hâlinde olan çok çeşitli talep ve çıkarların bulundurulması gerektiğini hatırlatırlar. Hükümet Dışı Örgütler ve araştırma kuruluşları güvenlik sektörünün parlamenter ve demokratik gözetimine katkıda bulunurlar.

Parlamento silah alımlarının toplum üzerinde yaratacağı etkileri ve mali yükü ayrıntılarıyla değerlendirmek göreviyle karşı karşıyadır. Silah almaya karar vermek yalnızca bir teknik uzmanlık ve güvenlik meselesi değildir. Aynı zamanda paranın “ekmeğe mi, silaha mı” yatırılacağına, silahlara harcanacak ise hangi silahlara niçin ve ne kadar harcanacağına karar verme meselesidir. Silah alım süreçlerinin şeffaflığı ve parlamentoya hesap verebilir olması yolsuzlukların, kamu fonlarının israfının ve kötüye kullanmaların önüne geçer.

Hollanda’da 25 milyon euroyu aşan tüm tedarik kararlarında parlamentonun da onayı alınır. 100 milyon euroyu aşan büyük projelerde parlamentoya daha sık ve ayrıntılı raporlar sunulmasını öngören farklı bir süreç uygulanır.

Demokratik sivil denetimin bulunduğu ülkelerde bu örgütler güvenlik konuları hakkında bağımsız analiz ve bilgileri parlamento, medya ve kamuya yayarlar. Hükümetin güvenlik siyaseti, savunma bütçesi, tedarik ve kaynak seçenekleri hakkında alternatif uzman görüşü sunarak, bu konulardaki kamusal tartışmayı desteklerler ve farklı siyaset seçenekleri oluştururlar. Güvenlik sektöründe hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıyı yakından izleyip özendirirler.

Parlamentosu yürütmenin hatta tek kişinin emrine girmiş, otoriterliğe meyilli ve sivil toplumu zayıf kalmış bir ülkede bu standartları tartışmayı ne yazık ki kimse ciddiye almaz.

[email protected]
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas

http://www.taraf.com.tr/yazarlar/guvenlik-harcamalari/

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org