İsrail’li vicdani retçi Atalya, toplumdan dışlanma pahasına orduya katılmayı reddediyor

Askerî yetkililer Atalya gibi davrananlara her zaman yaptığı gibi onu da hapse atar ve 110 gün boyunca onun kendi tezleri lehinde ikna olmasını beklerler.

Atalya’nın Vicdani Reddi

Devletin Filistinliler’e karşı yürüttüğü savaşta yer almak istemeyen İsrail’li genç kadın, toplumdan dışlanma pahasına orduya katılmayı reddediyor.

Murat Türker
İstanbul – BİA Haber Merkezi
21 Aralık 2019, Cumartesi 00:00
Atalya Ben-Abba askerlikteki başarılarından övgüyle bahsedilen bir aileden geliyor.

Bilhassa dedesi İsrail’in kuruluş aşamasının zorluklarını hatırladığı için askerlik müessesesini memleketin olmazsa olmazlarından biri olarak görüyor.

Atalya’nın askerlik yaşı geldiğinde annesi de kızının toplumdaki yerinin sarsılmaması için onu mantık çerçevesinde ikna etmeye çalışıyor.

Fakat abisi Amitai ile Atalya’nın sıkı bağları ve gittikçe olgunlaşan siyasi çizgilerindeki benzerlikler kararını vicdani redden yana vermesine yol açıyor.

Atalya’nın annesi tabii ki kızını yalnız bırakmayıp o andan itibaren onun en büyük destekçisi, sözcüsü ve davasının takipçisi haline geliyor…

Objector (Retçi) adlı belgesel kendilerine “vatansever”, Filistin’lilere “terörist” diyen sağcı İsrail’lilerin asabını bozacak cinsten.

32. IDFA’nın Öğrenci Filmleri Yarışmasına dahil edilmesinden, yönetmen Molly Stuart’ın mevzuya ne kadar heves ve heyecanla eğildiğini tahmin edebilirsiniz.

Fakat antimilitarist hareketin dünyadaki ve ülkedeki mazisine dair arşivi didikleyerek klişe bir eser ortaya çıkaracağına Stuart meselenin çağdaş yanına eğilerek zihni açık gençlerin bugünkü dünyaya bakış açısını zarafetle yansıtıyor.

Sistemi sorgulayabilmek

Yerkürenin pek çok diyarında olduğu gibi İsrail’de de toplum sorgulamayı unutmuş, kendini adeta otomatiğe bağlamıştır. Otorite adına hareket eden her türlü mekanizmanın yaptırımları edilgen biçimde kabul edilmektedir.

Yıllardan beri dünyadan tepki çekmesine rağmen, Filistinliler’in topraklarına yönelik işgalde etkin rolü olan ordu da, sorgulanması asla öngörülmeyen, davranışları eleştirilmeden desteklenen bir kurumdur.

Etrafı düşmanlarla çevrili mevzubahis coğrayada, en azından savunma amaçlı olarak gençlerin askerliğe alınması da mecburi bir yaptırım olarak bilinir.

Oysa bu son yıllarda gittikçe artan sayıdaki vicdani retçilerin sesi daha gür duyulmaya başlamıştır.

Ülkede Filistinliler’e yapılan haksızlıkların farkına vardıkça Atalya da sivil itaatsizliğini ortaya koymaya ve antimilitarist duruşunu sağlamlaştırmaya başlar.

İşin sonunda vatan haini ilan edilmek, toplum tarafından dışlanmak, kusurlu hissettirilmek, dışlanmak ve ezilmek olmasına rağmen kararından vazgeçmez.

Orduda yer alıp hazırlıksız yakalandığı için gencecik ruhların hayat boyunca izleri silinmeyecek travmalara maruz kaldıkları da bilinmektedir.

Askerî yetkililer Atalya gibi davrananlara her zaman yaptığı gibi onu da hapse atar ve 110 gün boyunca onun kendi tezleri lehinde ikna olmasını beklerler.

Oysa Atalya ilkelerinden vazgeçmediği gibi heyet karşısına her çıktığında duruşunu gittikçe artan bir sağlamlıkla savunur.

Gençlerde ümit var

Molly Stuart’ın iyimser belgeseli derdini açıklıkla ifade eden, kahramanı gibi mütevazı olduğu kadar etkili bir film.

Haysiyetini kaybetmemek için statükoya eyvallah demeyen, toplum tarafından utanç verici bir hareket olarak kabul edilmesine rağmen vicdani reddi tercih eden cesur genç bir kadınla karşı karşıyayız.

Sivil itaatsizliğe gönül verip baskıcı bir rejime karşı sürdürdüğü mücadelenin özgürleştirici ruhuna siz de vâkıf olabilirsiniz.

ABD’de St.Louis Uluslararası Film Festivali ve Hot Springs Belgesel Film Festivaline de katılmış olan 75 dakikalık İsrail/Filistin yapımı Objector ilgiyle izleniyor.

Senaryoyu Molly’nin Atalya ve Amitai ile yazdığını hatırlatmakta da fayda var.

Atalya diğer vicdani retçilerle gücünü birleştirip zamanla ülkedeki adaletsizliklere karşı mücadele eden bir aktiviste dönüşüyor. Dünyalar tatlısı abisi Amitai sayesinde Filistinli dostlar ediniyor, davalarından desteğini esirgemez bir yoldaş haline geliyor.

Filmin kahramanlarından birinin dediği gibi aslında nefreti coğrayadaki çocuklara öğreten Filistinliler değil, İsrail askerlerinin ta kendisidir.

Fragmanda da görüldüğü üzere Atalya katıldığı birçok protesto yürüyüşünde prensiplerini dirayetle savunurken saldırıya da uğruyor.

Kendilerinden başka türlü düşünenlere tahammülü olmayan fanatik milliyetçiler muhalifleri ancak şiddetle susturmaya çalışırken işi Atalya gibilerin Yahudi olmadığını hınçla ifade etmeye kadar vardırıyorlar!

(MT/PT)

Kaynak: Bianet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org