Rusya ile Türkiye arasında gerilimli pazarlık*
Cuma, Eylül 18, 2020
Rusya’nın önemli haber sitelerinden Reportor’da Türkiye ile Rusya arasında son günlerde sıklaşan görüşmelerde pazarlık konularına dair Sergey Marjevtskiy imzasıyla bir analiz yazısı yayınlandı. Yazı, hem Suriye hem de Libya’da karşıt tarafları destekleyen, bu nedenle de zaman zaman ciddi gerginlikler yaşayan Türkiye ve Rusya ilişkilerinde Suriye ve Libya’nın pazarlık konusu olduğunu yazıyor.
Birkaç hafta önce Rus heyeti, Türk meslektaşlarıyla Moskova’da Suriye ve Libya konusunu tartıştı. Şimdi ise Rus dışişlerinden diplomatlar cevap ziyareti için Ankara’da bulunuyorlar. Bilindiği gibi Türkiye ve Rusya iç savaş yaşayan iki ülke de (Libya ve Suriye) karşı taraflarda bulunuyor. Uzlaşmak mümkün mü ve nasıl olabilir?
İki ülke arasındaki en büyük sorun Suriye’deki aktif “dirsek temasıdır.” Şam, Rusya için resmi müttefik ve Rusya, Suriye topraklarında resmi hükümetin daveti üzerine, yasal olarak bulunuyor. Ancak Ankara Suriye topraklarını “geçici olarak işgal” etmiş durumda ve “eski Osmanlı” topraklarına geri dönme heveslerini gizlemiyor. Bütün bunlar büyük jeopolitik sorunlara yol açıyor. Türk hükümeti, sözde Suriye devletinin toprak bütünlüğü ilkesine bağlı kalıyor. Aslında ise onlar İdlib’in kuzeyinde bulunan teröristleri destekliyorlar, üstelik kendilerini Halep’in bir parçası olarak görüyorlar.
Bu stratejik ve önemli şehrin resmi işgal gerekçesi ise Kürtlerle aralarında güvenli bir tampon bölge oluşturmak.
Etnik yapı değiştirildi
İşgalden sonra Türkler Kürtleri bölgeden kovdu ve bu bölgenin etnik yapısını değiştirmek için onların yerine etnik olarak kendilerine daha yakın olan Türkmenleri yerleştirdiler. Aslında “Kuzey Suriye Türk Cumhuriyetini” ilan etmek için sadece bir adım kaldı. Bu ise daha çok şiddete yol açacak bir sorun yumağının oluşmasına neden olacak. Geçmişte Rusya ile Türkiye arasında son anda Putin ile Erdoğan’ın görüşmesi sonucunda önlenen ciddi bir çatışma ihtimali doğmuştu. Fiili olarak İdlib sırasıyla Suriyelilerin ve Türklerin hakimiyetinde olan iki bölgeye ayrılmış durumda.
Ateşkes her an bozulabilir
Ancak Şam hükümeti bu duruma sonsuza kadar katlanma niyetinde değil, eninde sonunda kendi topraklarını kontrol etmek istediğini ilan edecek. Mevcut sallantılı ateşkes her an bozulabilir, özellikle Türkiye sınırında onlara sorun yaratmak isteyen başka dış güçler olduğunu düşünürsek. Mesele buradan pek de uzak olan Libya’ya bağlanıyor ki burada Türkiye Mısır, Arap Emirliklerini, Sudi Arabistan’ı, Fransa ve Rusya’yı karşısına almış durumda.
Erdoğan Trablus hükümetinin davetinden yararlanarak Kuzey Afrika’ya, Halife Hafter’in Libya Ulusal Ordusuna karşı, Sarraca hükümetine destek olmak için asker gönderdi. Karşılığında Doğu Akdeniz’de geniş bir alanda denizaltındaki zengin kaynaklardan yararlanma ve yeni askeri üsler kurarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu güçlendirdi. Erdoğan’ın bu hamlesi ne Libya’nın komşularının ne de Avrupa Birliğinin hoşuna gitti. Sonuç olarak Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz’de geniş bir Türkiye karşıtı koalisyon oluştu. Bu Türkiye’nin işgal ettiği ve Rusya’nın da bulunduğu alanlardan ne ilki ne de sonuncusu. Bilindiği gibi Libya’da Rusya’nın paralı askerleri “Vagnerler” de bulunuyor.
Sonunda, Rusya ile Türkiye arasında müzakere konusu ortaya çıktı. Eğer gerçekten koalisyon Doğu Akdeniz’de ve Libya topraklarında Türkiye’ye karşı “Sultan” Erdoğan’ın intikamcı coşkusunu yatıştırmak için savaşırsa, Rusya’nın şu seçenekleri olacak: Türkiye’yi kendi silahlarıyla, onun müttefiki olan NATO’ya karşı desteklemek( mesela, daha önce gündeme gelen SU-35 ile) ya da tam tersi, Kuzey İdlib’de ona karşı savaşan Suriyelileri destekleyerek ona karşı ikinci bir cephe açmak. İki cephede savaşmak en güçlü ülkelerin bile dayanabileceği bir durum değil, kaldı ki şuanki Türkiye hiç dayanamaz.
Bu jeopolitik durum göz önüne alındığında Kremlin, dostça tarafsızlık karşılığında ve hatta Libya ve Doğu Akdeniz’de destek karşılığında İdlib’in fiilen askerden arındırılması için Ankara ile pazarlık yapmaya çalışabilir. Türkiye, sınır bölgesinde bir Kürt tehdidinden korkuyorsa, birliklerinin geri çekilmesi karşılığında BM aracılığıyla barışı koruma güçlerine izin verebilir. Bu, bölgedeki gerilimleri yatıştırmak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmek için ciddi bir adım olacaktır.
*Sergey Marjevtskiy’nin “Reportor” haber portalı için kaleme aldığı bu analiz yazısı, Aysel Tabak tarafından gazetemiz için çevrilmiştir.
Kaynak: Yeni Yaşam