17 Mayıs 2016
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak türünden bir şey olur darbenin gerçekleşmesi. Konuyu gündeme Wall Street Journal gazetesi getirdi. 17-25 Aralık sonrası Erdoğan’ın Silahlı Kuvvetler ile kurduğu ilişkinin askeri yeniden güçlendirdiğini ve Saray’da darbe endişelerinin arttığını iddia etmiş gazete.
Eğer, Pentagon ve Beyaz Saray’da çok güvenilir bir kaynakları yoksa, iddiaları uçuk denilebilir. Çünkü, Amerika ancak hayati çıkarları tehlikeye girdiğinde Türkiye’de askeri bir darbeye destek verebilir ve Türk Silahlı Kuvvetleri Amerika’nın desteği olmadan bir darbe yapamaz.
Türkiye’de New York Times’ın en parlak muhabiri olarak görev yapan Stephen Kinzer, 2013’te “Kardeşler” isimli bir kitap yazdı. Kitap, 1950’lerde Amerikan dış politikasına yön veren Dulles Kardeşler’in öyküsünü anlatıyor. Türkçesi Profil yayınlarından “Dulles Kardeşler” adıyla yayınlanan kitap, Amerikan ve uluslararası sermaye ile iç içe zenginleşen iki kardeşin ABD’nin şiddete dayalı dış politikasını nasıl kurduğunu örneklerle anlatıyor.
Komünizm korkusu ve Amerika’nın petrol çıkarları, İran’da Musaddık rejiminin, CIA Başkanı olan küçük kardeş Allen Dulles ile Dışişleri Bakanı olan ağabey John Foster Dulles tarafından düzenlenen bir operasyonla devrilmesiyle sonuçlandı.
Dulles kardeşler, Guatemala’dan Kongo’ya kadar uzanan bir coğrafyada hem Amerikan şirketlerinin hem de bu görevlere gelmeden önce sahibi oldukları dev hukuk firmasının uluslararası müşterilerinin çıkarlarını kanla korumayı başardı. Bunu yaparken de bugün Obama’nın çok şikâyetçi olduğu bakışı yerleştirdi.
Türkiye’de özellikle 12 Eylül darbesinde Amerika’nın rolü üzerine çok yazıldı ve çizildi. 12 Eylül’de gerçekleştirilen darbe, Türkiye’nin bugünkü toplumsal yapısının da temelini attı. Dulles kardeşlerin bir başka özelliği de dindarlıklarıydı. Bu bakış onların ve ülkenin dış politikasını biçimlendirdi.
Bugüne dönersek, şu anda Türkiye’nin Amerikan çıkarlarını tehdit eden bir duruşu yok. Evet, Amerikan yönetimi Erdoğan’dan hazzetmiyor. Baskıcı tavrını beğenmiyor. Ama bu darbe için geçerli bir neden değil. Sonuçta darbeyle demokrasinin gelmeyeceği de gerçek.
Üstelik bölgede ve Türkiye’de her istediğini yaptırabiliyor bu yönetime. Bunu yaparken zorlanıyor ara sıra ama bu yeni bir olgu değil. Türkiye hep zorluk çıkaran bir müttefik olmuştur. Üstelik, böyle bir darbenin altyapısını hazırlayacak olan CIA, başta Suriye olmak üzere bölgenin birçok yerinde MİT ile iş birliği yapıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri ulusal bir ordu kadar 60 yılı aşkın bir süredir bir NATO ordusudur. Bunu unutmamak lazım…
Erdoğan yönetiminin Amerikan şirketlerinin çıkarlarını tehlikeye sokacak bir karar ve uygulaması da yok. Rus uçağının düşürülmesinden sonra tamamen Batı’ya bağımlı hale gelmesi Amerika’nın çıkarına uygun düşüyor üstelik.
Asker açısından da aynı nedenler geçerli. Türkiye’yi sadece Türk-İslam sentezinin yaşatacağına ikna olmuş durumdalar. Tüm insan hakları ihlalleri AKP’nin üzerine kalıyor, Silahlı Kuvvetlerin imajı zarar görmüyor.
O yüzden darbe spekülasyonu yapmak sadece Saray’a yarar şu anda.
http://www.ozgurdusunce.com/ergun-babahan/ordu-darbe-yapar-mi-20668/