PONTOSLU AKTİVİST YAYLALI: BU COĞRAFYANIN MAKUS KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ
05/07/2017
Meral Geylani
Yannis Vasilis’ten iki ay önce Şırnak Hapishanesi’nden aldığım bir kısa mektup dışında Elazığ 2 nolu yüksek güvenlikli hapishaneye sürgün edildikten hemen hemen iki ay sonra bayram öncesi cuma ve cumartesi Yannis Vasilis Yaylalı’dan art arda iki Mektup aldım. İlk önce en son yazdığı dördüncü mektubu elime ulaştı. Doğal olarak hangisinin elime ulaşacağını bilmediğinden mektubunda aktarmak istediği konuları tekrarlamak zorunda kalmış. Araya bayram girdiği için iadeli taahhütlü mektubu ancak bayram sonrası PTT’den alabildim.
Vasilis üçüncü ve dördüncü mektubunda yeni adresime dördüncü keredir mektup yazdığını ama ilk iki mektubunun birkaç sözcük nedeni ile el konulup gönderilmediğini belirtiyor. Bir mektupta Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ile ve İnternet gazetesi olan Demokrat haber ile paylaşmak üzere bir yazı yazmış ancak mektubun tümü mektup okuma komisyonu tarafından gazeteye gönderileceği düşünülerek değerlendirilmiş. Yazdığı mektupların ‘sakıncalı mektup’ değerlendirmesi yapılarak el konulmuş. Mektup okuma kurulu ‘Mektuplarda gazetede yayınlanmak üzere eleştirel şekilde ifadeler kullanıldığı, ülkenin gündemini taraflı bir şekilde dile getirdiği’ kararına vararak mektuplara el koymuşlar. Vasilis ilk mektubu için itirazda bulunmuş ve el konulan ikinci mektubu içinde birkaç sonra itirazda bulunacağını belirtmiş.
Birinci mektubunun bir kısmını bana, bir kısmını da gazeteler için yazmış. Yannis Vasilis mektubunda şu ifadeler yer veriyor:
‘Mektubumda gazetelere tutuklanmamın nedenlerinin gerçeğini anlatıyordum. Beni tutuklayarak, Bir Pontoslu Rum olarak Kürt halkına, Roboski halkına verdiğim enternasyonal dayanışma cezalandırılmak istendi, Kürt halkına yönelimin olduğu dönemde yalnızlaştırılma esastı. Bu yalnızlaştırılma politikalarının nasıl uygulandığını anlattım Barış ve çözüm politikalarının Hükümet’e artı getirisinden çok olumsuz etkileri görülünce nasıl terk edildiğini ve bu süreç ile beraber bizlere nasıl yönelimin başladığını ele almıştım’ diye devam ederek şu satırları da ekliyor ‘ikinci olarak tutsak olduğumuz yeni tip hapishanelerin şartlarının bir komisyon kurularak incelenmesi ve araştırılması için Mecliste grubu olan Muhalif partilere çağrı yapmıştım.’
Vasilis 18 Temmuz’da görülecek olan dört davasından biri olan ‘Mustafa Kemal’e alenen saygısızlık’ davasının savunması için yazdığı satırlar da gazete için yazıldığı sanılarak ikinci mektuba da el konulmuş. Mektup Okuma Komisyonu el koyma kararının nedenlerini şöyle açıklamış:
‘Yüz yıl önce yaşanan soykırım ile yüzleşmek için bir kapı aralayacak’ sözü ile ‘mesnetsiz’ gerçeği yansıtmayan iddialarda bulunduğu anlaşılmıştır.’
Vasilis mektuba, savunması için yazdığı satırların nasıl ‘mesnetsiz’ sayıldığını anlamadığını da eklemiş. Aslında ‘Yüz yıl önce yaşanan soykırımı ile yüzleşmek için bir kapı aralayacak’ cümlesini 18 Temmuz’da görülecek olan dört davasından biri olan ‘Mustafa Kemal’e hakaret’ davasının savunmasının önemini vurgulamak için yazdığını belirtiyor.
18 Temmuz’da görülecek olan dört davasından üçü halkı askerlikten soğutma ve bir davasının ‘Mustafa Kemal’e alenen saygısızlık etmek’ olduğunu belirten Vasilis tutuklu olduğu ve ayrıca ortak dosyamızın davasının ilk duruşmasının 26 Ekim 2017 olduğunu bana hatırlatıyor (benim elime iddianamenin geçip geçmediğini bilmediği için belirtmiş).
Benim iddianame sadece ‘halkı askerlikten soğutma’ onun yanında Vasilis’in iddianamesi ise şöyle: Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme; halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suçu ve suçluyu övmek; halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama.
Ayrıca bu satırları kurumun (cezaevinin) asayişini ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, tehdit ve hakaret içeren, paniği yöneltecek, yalan ve yanlış bilgiler gibi nedenleri barındıran mektuplara el konulduğu için ikinci mektubuna da el konulmuş.
Yannis Vasilis, son olarak benim için ‘Bizim buradaki durumunuzu merak ediyorsan her şeye rağmen iyiyiz ve iyi olmaya devam edeceğiz. Bu ülkede mücadele vermek kolay değil elbet, her şey ile karşı karşıya kalmayı göze alarak yola çıkmak gerekiyor’ sözlerini ekleyerek, kendisini yurt içinde ve yurt dışında destekleyen tüm dostlara selamlarını ve sevgilerini ileterek satırlarına son veriyor.
BU COĞRAFYANIN MAKUS KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ
Yannis Vasilis Yaylalı’nın tüm dostlarına hitaben yazdığı mektup ise şöyle:
Dostlar içeriden hepinize merhaba, 24 Nisan tarihinden itibaren tutuklu olarak hapishanedeyim. Bu süreçte dışarıda kalmak mı, yoksa içeride olmak mı zor, desem herhalde en zor soru olur diye düşünüyorum. İçerisinin dışarıya, dışarının içeriye eşitlendiği günlerden geçiyoruz diye düşünüyorum.
Dostlar tepkilerimizin hükmünün nerede ise yok sayıldığı günlerden geçiyoruz. Görüyorsunuz iki kamu emekçisi dost Gülmen ve Özakça, bu mektubu yazdığım zamanda açlık grevlerinin 111. Günündeydi ve tek dertleri ise haksız yere atıldıklarını düşündükleri işlerine geri dönmekti. Ölüm eşiğine gelmelerine rağmen yeterli tepki gelişmediği için Hükümet işi sulandırdı, ‘aile yardımı kabul etmiyor’ diyerek, uzlaşmaya yanaşmadığını Adalet Bakanı’nın ağzından söylemiş oldu.
Dostlar, her şeyden önce ‘hak ve adalet’ istedikleri için, ölüme dönülmez şekilde yaklaşan dostların yaşamlarını kaybetmeden işlerine ve sağlıklarına dönebilmeleri için tepkinizi daha fazla yükseltin. Ne olur bu sese kulak kapatmayın. Bu vesileyle yaşamları uğruna ‘hak ve adalet’ mücadelesi yürüten Gülmen ve Özakça dostları buradan bir kere daha selamlıyorum.
Dostlar içeride olmanın zorluklarından biri ise dışarıda olup bitenlere karşı sadece seyirci kalmak ve bir şey yapamamaktır.
Yıllarca her türlü zorluğa karşın sevgili Meral Geylani ile birlikte Roboski için adalet mücadelesi yürütüyoruz. Dile kolay tam dört senedir Roboski aileleri ve halkı ile birlikte Roboskî’ye adalet gelsin diye mücadele yürüttük. Şimdi bu yüzden içerideyim.
Bir dostun da dediği gibi ‘hak ve adalet’ istemek yüzünden içeride olmak benim için onurların en büyüğü, zaten bu anlamda yakınmıyorum da bin sefer olsa bu yüzden içeri girsem gıkım çıkmaz. Fakat dertleri kaybettikleri yakınları için ‘Adalet’ talep eden ailelere yönelimi gazetelerden okuduğumda ve bu duruma karşı bir şey yapamamak en büyük acizliğimdir.
Her şeye rağmen yılmadan mücadele yürüten ailelerimizin ‘hak ve adalet’ adına verdikleri mücadeleyi bir kere daha içeriden selamlıyorum.
Hep söyledim bir kere daha tekrarlıyorum bir gün mutlaka Roboski annelerini bu acıya düşürenler yargı önünde bu yaptıklarının hesabını verecekler.
Ant olsun ki bunun hesabını verecekler. İçeride beni rahatlatan tek duygu, adaletin bir gün tecelli edeceğini düşünmemdir.
Dostlar umarım ters bir şey olmazsa çok uzamadan aranıza döneceğime inanıyorum. Savcı da dahil iddianamemi kabul eden Uludere Sulh Hukuk ceza hakimi de biliyor, dosyanın içindekiler fındık kabuğunu bile dolduran cinsten değil.
Fakat uzun süredir Roboski ailelerine verdiğimiz enternasyonal dayanışma nedeni ile bir süre içeride olmamız istendi. Başka bir coğrafyada ya da başka bir ülkede olsa, o ülkenin ya da coğrafyanın adalet mücadelesine verdiğimiz katkıdan dolayı onore edilirdik.
Mesela Bosna’da Sırp milliyetçiliğine karşı, mesela Filistin’de İsrail devletinin zulmüne karşı adalet mücadelesi yürütse idik dediğim gibi takdir edilirdik. Bu coğrafyada ise barış demokrasi diyenler, ‘hak ve adalet’ mücadelesi verenler takdir bir yana her zaman hedef olma ile karşı karşıyadır.
Dostlar aynı geminin içerisindeyiz, gemi su almaya başlarsa sonuçlar hepimizi aynı şekilde etkileyecek.
Bu coğrafyanın makus kaderini değiştirebiliriz, bu durumu kabullenmek zorunda değiliz.
Hak, hukuk, adalet, barış, demokrasi mücadelesi veren dostlar ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak, ayrılıklarımızı ortak payda yaparak birlikte mücadele etme yollarını aramalıyız.
Birlikte mücadele etmekten başka şansımız yok. Bu yüzden herkes elini taşın altına koyarak sesini daha fazla yükseltmelidir.
Dostlar son olarak hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, kucak dolusu selamlarımı yolluyorum. Dostça ve dayanışma ile kalın.
Yannis V Yaylalı
Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu – Koğuş C 5
Kaynak: Devrimci Karadeniz