İnan Mayıs Aru

2008 27 Eylül-İnan Mayıs Aru -(İstanbul-Şeyh Beddrettin’in mezarı başında, 30 arkadaşının katılımıyla yaptı. Basını çağırmak istemedi)   Merhaba, 27 Eylül Cumartesi akşamüzeri saat 7de, Sultanahmette Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddinin mezarı önünde yaklaşık 30 kişinin karşısında hepiniz çok sağolun güzel dostlarım hiçbir koşulda askere gitmeyeceğimi ifade ettiğim bir metni okudum ve metnin bir kopyasını bir demet çiçekle

2008 27 Eylül-İnan Mayıs Aru -(İstanbul-Şeyh Beddrettin’in mezarı başında, 30 arkadaşının katılımıyla yaptı. Basını çağırmak istemedi)

 


Merhaba,

27 Eylül Cumartesi akşamüzeri saat 7de, Sultanahmette Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddinin mezarı önünde yaklaşık 30 kişinin karşısında hepiniz çok sağolun güzel dostlarım hiçbir koşulda askere gitmeyeceğimi ifade ettiğim bir metni okudum ve metnin bir kopyasını bir demet çiçekle beraber Bedreddinin mezarına bıraktım.
Bedreddinin, dostlarımın ve gecenin huzurunda vicdanımın reddini dile getirdim. Şimdi bu beyanı sizlerle de paylaşıyorum. Basını çağırmadım, kitle medyası da saikleri ve işleyiş biçimiyle reddettiğim militarizmin ve yalanın bir parçası çünkü. Hep kendi medyamızın, haberleşme ağlarımızın, yer altı gazetelerimizin, fanzinlerimizin, korsan radyolarımızın, bloglarımızın ve yeryüzünün en sıkı çalışan habercisi fısıltının cazibesine ve gücüne inandım.
Ekte vicdani ret beyanım var; yakında açıklamanın fotoğraf ve videolarını dolaşıma sokacağım. Siz de sözümü çevrenizde yayarsanız sevinirim. Teşekkür ederim!

Hak ve Anarşi Aşkına! Selam üzerinize olsun! Yeryüzü Cennet Olsun!

Mayıs

**

MUCİZELER KUŞU
(Vicdani Ret Beyanımdır)

Bismillahirrahmanirrahim

Kara ve kızıl kanatlarıyla bir tepeden bir vadiye
ve sonra bir vadiden bir tepeye uçan,
özgürlüğe imanlı bir kuştur anarşi dediğim benim

Ve Hakk bildiğim
Bir düşmüş bir kuş olduğunu gören
Âdemoğlu kuşun kanadında bir tüy
Kuş kanat çırpmış
Tüy dârıdünyaya düşmüş

Dünya, dönüp duran,
Yıldızlı bir örtü altında yanan
bir sır gibi gizlediğimiz
yaralarımızdan sızan gece ve kan.
Dünya, nice zulmet, nice yalan.
Ve yine dünyadır işte
bu cennet bu cehennem
ayan beyan.
Sen ben yer gök seyyârat
İçlerinde inci mercan deryalar
Meyveler, salkımlar, envai çeşit mahlûkat
tecellisidir hep O’nun
O öyle büyük öyle muazzam
perdesi gene kendidir
görmek istersen
dön de bir kendine bak…

Senden içeri bir sen
Benden içeri bir ben
Haşhaş sanmayasın sakın Hakkın esrârıdır
Kalpsiz kalıp zulmete gömülmüş bir dünyada vicdan,
bir ötmeye başladı mı susmak bilmeyen
bir kuşun avazıdır,
kaskatı kesilmiş taştan kalpleri deler geçer
ve öyle taşlar vardır ki içlerinde nehirler kaynar
öyle taşlar ki çatladı mı sular çağlar.
Öyleyse ötsün artık mucizeler kuşu siz de duyun:
Malik-ül Mülkü hiçe sayarak dünyayı kuşatan hiçbir orduda
elime silah almayacağım.
Saçlarımda çiçekler olacak, kulağımda küpeler, parmağımda yüzükler;
içimdeki yaban çocuğun güzelliğine leke süren
aşağılayıcı rütbeler takmayacağım omzuma
uygun adım yürümeyeceğim
ayaklarım talim edecek gerçeğe giden tüm dolambaçlı yolları
ve Hünkârım, Beyim, Paşam
yorma hiç o güzel ağzını emretmek için bana
Hak sözünden gayrı bir buyruğa tabi olmayacağım bundan sonra.

İnan Mayıs Aru

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org