Her yıl 15 Mayıs tarihinde, dünyanın birçok yerinden vicdani retçiler ve savaş karşıtları, öldürmeyi reddetmenin bir insan hakkı olduğunu vurgular, bazı coğrafyalarda baskı ve tutuklamalara maruz kalan vicdani retçilerle dayanışma eylemleri organize eder. Vicdani retçiler bu yıl 15 Mayıs’ta da ölmeyi ve öldürmeyi reddedenleri desteklerken, dünyanın farklı coğrafyalarından bir slogan daha yükseliyor: Ukrayna’da savaşa hayır!
24 Şubat’tan bu yana küresel kamuoyunun ana gündemi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, iki devlet arasında süren savaş, savaşın getirdiği kayıplar, zorunlu göç, insani kriz. Ukrayna’nın birçok şehrinde yerleşim yerlerinin ve sivillerin hedef alınmasıyla birçok devlet Rusya’yla olan ekonomik-siyasal ilişkilerini yeniden değerlendirmeye, ambargolar uygulamaya başladı. Bu süreçte Rusya’nın saldırılarını giderek şiddetlendirmesi ve nükleer tehdidi, bu savaşı, küresel çapta bir tehdit haline getirdi.
Savaşın başladığı tarihten itibaren, dünyanın farklı coğrafyalarından savaş karşıtları, savaşa karşı açıklamalar ve eylemler yaptılar. Bir yandan da Ukrayna ve Rusya’daki vicdani retçiler ve savaş karşıtlarıyla dayanışmanın güçlendirilmesine ilişkin çalıştılar.
Mart ayında, Ukrayna Devleti’nin, Rusya işgali sebebiyle 18-60 yaş arası erkeklerin ülkeyi terk etmesini yasaklaması, savaş bölgesindeki vicdani retçiler, pasifistler ve savaşmak istemeyen kişiler için kritik insan hakları ihlallerini de beraberinde getirdi. Ukrayna İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamayla “Ukrayna’yı düşmandan tamamen temizlemek için evini koruyabilecek her Ukraynalı’nın silaha sarılması gerektiği” ifade edildi. Açıklamayla, erkeklerin “gönüllü” olarak savaşa katılmasının teşvik edileceği iddia edilse de, 18-60 yaş arası erkeklerin ülkeyi terk etmesinin yasaklanması, çağrının aslında gönüllülük esası taşımadığını işaret ediyordu. Bu durum, Ukrayna’daki vicdani retçiler ve savaşmak istemeyen kişiler için temel insan hakları ihlallerinin doğmasına yol açtı. Yasak, sivillerin savaş bölgesinden kaçışını engellemenin yanında, birçok erkeğin, yasadışı yollarla Ukrayna dışına çıkmaya çalışmasına yol açtı.
Rusya’daki savaş karşıtları ve vicdani retçiler için de savaşın başından bu yana yaşananlar oldukça zorlayıcıydı. Rusya devleti, savaşa karşı toplumun her kesiminden yükselen itirazı, savaşın başlangıcından itibaren bastırmaya çalıştı. Savaş karşıtı aktivistler ve savaşın bir parçası olmak istemeyen vicdani retçiler, savaşa karşı yükselttikleri itirazlar sebebiyle bugün hala birçok tehditle karşı karşıya. Rusya’da, savaşa karşı ses çıkaran hemen herkes gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve soruşturmalara maruz kalıyor. Süren baskıya ve zorla silah altına alınmaya karşı ise karşı birçok vicdani retçi Rusya’dan ayrılmak zorunda kalıyor.
Savaşmak istemedikleri için hem Rusya’dan hem de Ukrayna’dan kaçan vicdani retçiler ve savaş karşıtları, çeşitli Avrupa ülkelerinde güvende kalmaya çalışıyor. Bu durum, savaşmayı reddeden vicdani retçilerle dayanışmanın önemini yeniden gösteriyor. Vicdani ret hakkının ne Ukrayna’da ne de Rusya’da AİHM’in talep ettiği şekilde uygulanmıyor oluşu, savaş coğrafyasında kalan ya da bu coğrafyada kalmayı reddeden vicdani retçileri daha kırılgan bir noktaya taşıyor. Savaşmayı reddeden vicdani retçilere ve asker kaçaklarına sığınma hakkının tanınmasına dair yürütülen kampanyalar gibi farklı projeler de, bu dayanışmanın güçlendirilmesi noktasında önem taşıyor.
Ukrayna’daki ve Rusya’daki vicdani retçilerin maruz kaldıkları yaptırımlar ve temel insan hakları ihlalleri, vicdani ret hakkının koşulsuz tanınmasının ve uygulanmasının önemini açıkça gösteriyor. Ama bunun yanında, bu 15 Mayıs’ta, “savaşa hayır” diyen çeşitli devletlerin ve yapılanmaların, Ukrayna’da süren savaşa karşı çıkarken küresel militarizasyonu nasıl beslediği sorusunu daha da önemli kılıyor. Çünkü barış, savaş mekanizmalarını destekleyerek yaratılamaz.
Ukrayna-Rusya Savaşı’yla birlikte, savaşın kendisi küresel bir tehdit haline geldi. Bu tehdit, Avrupalı ve birçok başka devletin güvenlik politikalarını yeniden değerlendirmesine ve çoğunlukla askeri harcamalarını daha da genişletmesine yol açtı. Küresel güçler savaş durdurmanın sorumluluğunu, “eşit şekilde paylaşmak” yerine, savaş tehdidini büyütecek adımlar attı. Ukrayna’da süren savaşa karşı, bu savaşı durdurmak için silah desteği sunmak, barışın sağlanmasına yönelik bir adım olarak değerlendirildi. Oysa, barışın inşası için silahlanmaya yatırım yapmak, yeni savaşları yaratacak şeyin ta kendisi.
NATO’nun giderek güçlenmesi, Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerin NATO’ya katılma gündemi, süregelen savaş halinde, küresel militarizasyonu daha da güçlendiriyor. Barışın inşası için değil, olası bir savaş durumunda işbirliği yapmaya yönelik görüşmeler, savaşı ve silahlanmayı körükleyici başka bir tehdittir.
Bu yıl 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nü savaşın gölgesinde ama savaşa karşı çıkan vicdani retçileri destekleyerek karşılıyoruz. Savaşı reddetmenin ve savaşın insan kaynaklarını kurutmanın önemini bir kez daha vurguluyoruz.
Evet, savaşı durdurmakta herkesin sorumluluğu var. Bugün bu sorumluluğun yükünü en ağır taşıyanlarsa vicdani retçiler. Yalnızca Ukrayna’da ve Rusya’da değil, tüm dünyada savaşmayı reddeden vicdani retçiler, İsrail’de, Kolombiya’da, Türkiye’de, Kıbrıs’ta, Eritre’de, Güney Kore’de … sayısız insan hakkı ihlali, baskı, yaptırım ve cezalandırmalarla karşı karşıya.
Ukrayna’da ve başka birçok coğrafyada, savaşı durduracak olan silah yardımı yapmak, güvenlik politikalarını genişletmek, küresel anlamda militarizasyonu beslemek değil. Veya Sırbistan’da olduğu gibi, vicdani reddin insan hakkı olarak olarak tanındığı bir coğrafyada, savaşın küresel bir tehdit haline gelmesiyle birlikte zorunlu askerlik uygulamasının yeniden gündeme taşınması rastlantı değil. Savaşı durduracak olan, savaşın insan kaynağını kurutmak. Silah tutmamak, ölmeyi ve öldürmeyi reddetmek.
Bugün, her zamankinden daha çok barışa ihtiyacımız var. Barışı inşa edebilmek için savaşları durdurmaya, savaşı reddedenleri desteklemeye, vicdani retçilerle dayanışmamızı güçlendirmeye ihtiyacımız var.
Ukrayna’da ve Rusya’da savaşmayı reddeden savaş karşıtlarının ve vicdani retçilerin, antimilitaristlerin, dünyanın farklı coğrafyalarında zorunlu askerliği reddettikleri için baskı ve yaptırımlara maruz kalan vicdani retçilerin yanındayız.
Ukrayna’da ve her yerde, savaşa hayır!
Vicdani ret bir insan hakkıdır!
Vicdani Ret İzleme
15 Mayıs 2022
15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü kapsamında, Rusya ve Ukrayna’dan vicdani retçilerle dayanışmak için düzenlenecek sosyal medya kampanyasını, Vicdani Ret İzleme’nin Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.