Öldün ama sevin Memet, sevin! – Umur Talu
“İyi yaşayan” kimi çocuğa milyonlarca liralık “kur” parası…
“Kötü ölmüş” kimi çocuğa da 111 kuruşluk “kurşun” parası iade edilmiş oluyor.
“İyi yaşayan” kimi çocuğa milyonlarca liralık “kur” parası…
“Kötü ölmüş” kimi çocuğa da 111 kuruşluk “kurşun” parası iade edilmiş oluyor.
Osmanlı’da 1843 yılında uygulanmaya başlanan zorunlu askerlik hizmeti ile ihtiyaç duyulan askerler “kura sistemiyle seçilerek” askere alınıyordu. 26 yaşına kadar her sene bu kuraya dâhil edilenler, kura isabet ettiğinde 5 yıl askerlik yapıyordu.
Türkiye’nin ilk vicdani retçilerinden Vedat Zencir (1990), bir insan hakkı olan vicdani reddin, bütün uluslararası kararlara rağmen Türkiye tarafından hâlâ tanınmamış olmasını, devletin vatandaş değil tebaa anlayışında olmasını ve bu refleksle her türlü hak talebini kabul etmemesine, yok etmeye çalışmasına bağlıyor
“26/11/1999 tarihinde CEZAEVİ çıkışında zorla askere alındım askerlik işlemlerim tamamlandıkdan sonra sanki 100 lerce cinayet işlemişim muammelesi yapılarak ellerim arkadan kelepçelenerek zorla ERZİNCAN 59;NCÜ TOPÇU NAZİ TOPLAMA VE İŞKENCE KAMPINA götürültüm”
2011’den beri faaliyet gösteren www.askerhaklari.com sitesi, zorunlu askerlik hizmeti sırasında insan hakları ihlâline uğradığını düşünen askerlerin başvurularını kabul ediyor. Asker Hakları Platform’u temsilcilerinden Abdulkadir Argıllı ile asker hakları, asker intiharları ve profesyonel askerlik konusunda bir röportaj gerçekleştirdik.
90’lar boyunca en az 10 erkek vicdani reddini ilan ederek askere, orduya ve militarizme karşı çıktı. Kadınların da katılımıyla bugün retçilerin sayısı 400’e yaklaştı. İlk ret ilanının üzerinden 25 sene geçti ama Türkiye hala vicdani reddi tanımıyor.
Ne yazık ki bu bedelli durumu ant-militarist tarafta çok yanlış tartışılıyor. Nerede ise bedel ödeyen ve asker olmak istemeyenleri hain ilan edilecekler.
Haluk Selam Tufanlı ve Murad Kanatlı olayları sadece vicdani Red konusunu değil aynı zamanda Kuzey Kıbrıs’ta seçimler yapılmasına karşın maalesef bu bölgede anti demokratik ve militer bir rejimin olduğu ve gerçek bir demokratikleşmenin de olmadığını göstermektedir.
Bedelli için ödenecek her 18 bin lira ile sen bir tomaya silah temin ediyorsun. Onun için bu ülkede vicdani retçiler yıllardır zorunlu askerliğe karşı yıllardır; “ne bir saniye, ne de bir kuruş” diyorlar.
21 Haziran 1927 günü Meclis’te sadece erkekleri yükümlü tutan Askerlik Kanunu çıktı. Bu yıl, aynı zamanda ilk nüfus sayımının yapıldığı yıldı. Elbette bu tesadüf değildi, çünkü asker alımının başarısı, güvenilir bir nüfus sayıma bağlıydı.