KUR’AN’IN ZORUNLU ASKERLİĞE BAKIŞI (VİCDANİ RET) VE MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
Ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde devletler vatandaşlarını belirli bir süre boyunca zorunlu askerlik hizmetine tabi tutuyor. Bireylerin hürriyetlerini hiçe sayan bu uygulamayı kabul etmeyen, boyun eğmeyen insanlarada işsiz bırakma, sosyal kültürel hayattan dışlama, para ve hapis cezası gibi cezalar uygulanıyor. Tabi bu cezaları vatandaşlarına uygulayan devletler bu cezaları uygulama gücünü bu zorbalığa göz yuman, diğer vatandaşlarından onay alarak gerçekleştiriyor. Böylece kimsenin askeri olmak istemeyen, özgürlüğüne sahip çıkmak isteyen birçok insan yukarıda belirttiğim çeşitli hak ihlalleriyke karşı karşıya kalıyor. Zorunlu askerliği vatandaşlarına dayatan, asker olmak istemeyenleri sivil ölüme mahkum bırakan ülkelerden biride Türkiye. Ama benim bu yazıyı kaleme alma amacım mevcut yöneticileri veya diğer siyasi aktörleri etkilemek değil. Zira mevcut partilerin yöneticileri dilleriyle müslümanlıklarını dile getirip Allah’a teslim olma iddiasında bulunuyorlarsada fiiliyatta maalesef Allah’ın hükümlerine boyun eğmiyorlar. Amacım müslüman olduğu iddiasında olan Türkiye’deki müslüman vatandaşların zorunlu askerlik konusundaki imanlarının yanlışlığını onlara açıklamak. Çünkü büyük bir zulme ortak oluyorlar.
Bildiğiniz üzere Türkiye’de zorunlu askerliğe “peygamber ocağı, mehmetçik, şehitlik” gibi kavramların etkisiyle olumlu bakılıyor. Bu bakış açısının getirmiş olduğu kutsallık zorunlu askerliğin bir kul hakkı olduğu gerçeğini gizliyor maalesef. Oysaki Kuran’da savaş otorite eliyle kişilere zorunlu olarak dayatılmamış aksine gönüllülük esas alınmıştır. Birazdan ayetlerle bunu aşağıda temellendirmeye çalışacağım.
Ama öncelikle zorunlu askerliğin neden bir kul hakkı olduğunu ve vicdani ret hakkının hayatımızda neden çok önemli bir yere sahip olduğunu bir örnekle açıklayalım.
Dünya tarihinde binlerce örneğine rastlamak mümkün olsada malumunuzdur yakın zamanda Rusya, Ukrayna’yı işgal etti. Topuyla tankıyla bir ülke çoluk çocuk demeden bombalanıyor. Şimdi bu yazıyı okuyan müslümanlara soruyorum. Siz bir Rusya askeri olsaydınız çoluk çocuğun üzerine bomba atar, ateş eder miydiniz ? Muhtemelen atmazdık cevabını veriyorsunuzdur. Peki komutanlarınız sizin bir asker olduğunuzu ve bu insanları öldürmeniz gerektiğini söylerse, bu yönde emir verirse?
Emir demiri keser diyip masum Ukrayna halkını öldürür müydünüz? Allah’tan korkmak yerine kuldan mı korkardınız? İşte tam bu noktada vicdani ret devreye girer. Ve siz dersiniz ki “Ben masum insanları öldürmek istemiyorum. Bu savaşın haklı bir savaş olduğuna inanmıyorum.”
Vicdani ret sizin inanmadığınız bir savaşta savaşmamanız gerektiğini, devletlerin akılsız yöneticilerinin kendi çıkarları uğruna sizi bir piyon olarak savaş gününe kadar hazır tutmasına ve savaş günü kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini öğütler. Bu yüzden zorunlu askerliğe karşıt bir tavırdır vicdani ret.
Tüm bu anlattıklarım Kur’an’ın ana mesajlarından biridir. Kur’an özgür iradeyi önemser, başkalarının kölesi olmayı reddeder. O halde birkaç ayetle Kur’an’ın vicdani ret’e bakış açısını ele alalım.
“Yine ikiyüzlülük yapıpda kendilerine ‘gelin Allah yolunda savaşın dahası kendinizi savunun’ denildiğinde ‘eğer savaşmayı bilseydik kesinlikle arkanızdan gelirdik’ diye cevap verenleri belirlemek içindi. Onlar o gün kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söyleyerek inkara imandan daha fazla yaklaştılar.” ( Ali İmran 167 )
Yukarıdaki ayette gördüğümüz üzere savaş sırasında müslümanlara savaşa katılma çağrısı yapılıyor. Ama bazı müslümanlar mazeret ileri sürerek savaşa katılmıyorlar. Bakın burda çok önemli bir nokta var. MÜSLÜMANLAR KENDİLERİNİ SAVUNMAK İÇİN GİTTİKLERİ BİR SAVAŞA BİLE KİMSEYİ ZOR KULLANARAK GÖTÜRMÜYORLAR. Özgür iradeyi ve gönüllülüğü esas alıyorlar. Allah müslümanları otorite zoruyla savaştırmıyor ama haklı bir savaşa da müslümanları çağırıyor. Çağrıya olumsuz cevap verene bir ceza vermiyor bu dünyada.
“Size ne oluyorda Allah yolunda ‘Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan şu beldeden kurtar ve rahmetinle bize sahip çıkacak bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder’ diye yalvaran güçsüz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz!” ( Nisa 75 )
Yine bu ayette de dikkat edilirse üslup gereği Kur’an bireylere sesleniyor. Savaşmama iradesi gösteren bir gruba savaşmaları yönünde bir çağrı yapıyor. Fakat yine gönüllülük esas. İnsanları zorla savaşa götürme şeklinde bir pratik yok ve bunu istemiyorda zaten ayette. Tabi bunları söylerken belirtelim. Kur’an’ın yaptığı savaş çağrıları haklı olunan bir savaşa katılım yönünde yapılan çağrılar. Ki burada bile gönüllülük esas. Kur’an’ın özgürlük anlayışını yansıtması bakımından bence harika bir örnek. Ancak bu savaştan kaçınmak dünyada gönüllülük esasına dayansada ahirette en azından benim anladığım kadarıyla çok hoş karşılanmayacak bir kaçınma.
“Siz ey iman edenler! Size ne oluyorda ‘Allah yolunda savaşa çıkın’ denildiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz? Öte dünyadan vazgeçip bu dünya hayatıyla mı tatmin oldunuz? Ama unutmayın bu dünya hayatının sefası öte dünyaya kıyasla pek değersizdir.” ( Tevbe 38 )
Son olarak Tevbe suresinin 38. ayetiyle vicdani ret konusunu noktalayalım. Allah bu ayette iman edenlere sesleniyor ve neden oturuyorsunuz diyor tabiri caizse. Bir savaş var ve savaşa katılmayan müslümanlar var.
Bu ayet bize savaş anında bile kimseyi zorla askere alamayacağımızı aktaran ayetlerden biridir. Allah bile kimsenin zorla askere alınmasını heleki bir de haklı bir savaşta bile istemiyorken sen ey müslüman Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı! Nasıl olurda barış zamanı bile insanların zorunlu olarak askerlik yapmasını savunur, yapmayanlarada işsizlik, sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanamama, para ve hapis cezası gibi cezalar uygulanmasına rıza gösterirsin?
Şimdi soru şu : Allah’ın hükmüne teslim oluyor musun?
