“Mezbahalar Var Oldukça Savaşlar Sürecek” (14 Mayıs, 12.00, Bomonti-MSÜ)

Savaş karşıtlarının “düşünün savaş var ama kimse gitmiyor” vizyonunu genişleten dernek aktivistleri “bir laboratuvar masası düşünün, kurbağa yatırılmış, kesmek isteyen yok” diyerek vicdani ret kavramını genişletiyor

MİMAR SİNAN’DA PANEL VE FORUM: “MEZBAHALAR VAR OLDUKÇA SAVAŞLAR SÜRECEK”

Yeryüzüne Özgürlük Derneği ve İstanbul Anarşi İnisiyatifi, Vicdani Ret Haftası’nda militarist Batı uygarlığının en görünmez askerleri yani hayvanları konu edecek bir panel düzenleyecek. 14 Mayıs Çarşamba günü Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Yerleşkesi’nde saat 12.00-14.00 arası 133 no’lu derslikte gerçekleşecek etkinlikte hayvan özgürlüğü aktivisti Güray Tezcan sunum yapacak. Sunumun ardından yapılacak soru-cevap oturumunun türcülüğün, diğer ayrımcılıkların ve militarizmin tartışılacağı bir foruma dönüşmesi bekleniyor.

“MEZBAHALAR VAR OLDUKÇA SAVAŞLAR SÜRECEK”

Tolstoy’un sözü, etkinliğin ana başlığı olarak belirlendi. Mezbahalar ve dünya savaşları modern dünyanın “harcanabilir”leri yok etme girişimleri olarak benzer zamanlarda karşımıza çıkıyor. Hitler’in imha kampı modelini ABD’deki fordist üretim bantlarından alması ve Henry Ford’un bu bant fikrini Chicago’da ziyaret ettiği bir mezbahadan alması, türcülükle ırkçılık arasındaki bağa ışık tutuyor. Gerçi Tolstoy bu sözü söylediğinde Hitler hayatta bile değildi; ama güçlünün güçsüzü sömürmesi ve kan dökerek iktidara gelme tarihte sabitti.

HAYVANLAR NASIL ASKER OLUYOR?

Sirklerde “hazır ol”da dursun diye bebeklikten itibaren elektrikle terbiye edilen filler, askeri eğitimde hedef tahtası olarak asılan canlı domuzlar ve doğumdan ölüme ışık görmeyen daracık kafeslere tıkılıp doğurganlıkları bize mal edilen tavuklar… Hiç bitmeyen bu tahakküm, askerlik kadar köleliğe de denk düşüyor. Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne göre hayvanların doğal yaşamlarından koparılıp bize hizmetçi kılınmasının arkasında kitlelerle endüstrinin hayvanları bizden aşağı gören ideoloji yani türcülükte anlaşması var. Hayvanları öldürmeyi veya köle olarak kullanmayı sorun olarak görmeyen, daha doğrusu insanı tüm doğanın en üstünde efendi olarak bilen ortak bir kültürün parçasıyız; endüstriler de bundan daha fazla kâr sağlamak için promosyon ve reklamlarla bu köle statüsünü pekiştiriyor, teşvik ediyor, yeniden üretiyor.

HAYVAN DENEYİNE VİCDANİ RET

Yeryüzüne Özgürlük Derneği, ABD’deki teşhir tercihi yasasından ilham alarak Türkiye’deki hoca ve öğrencilere hayvan deneylerini vicdanen reddetme çağrısı yaptı. Çağrıda rızası alınmamış canlılarla yapılan hiçbir çalışmaya rıza göstermeme vurgusu var; ancak hayvan deneylerini reddetmek için ille de hayvan savunucusu olmaya gerek yok. Kana tahammül edememek veya alternatif araştırma yöntemlerini benimsemek de gerekçe olabilir. Savaş karşıtlarının “düşünün savaş var ama kimse gitmiyor” vizyonunu genişleten dernek aktivistleri “bir laboratuvar masası düşünün, kurbağa yatırılmış, kesmek isteyen yok” diyerek vicdani ret kavramını genişletiyor.

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org