Uluslararası Savaş Karşıtları Yürütme Kurulu’nun İsrail ve İran Arasında Artan Gerilime İlişkin Açıklaması
16 HAZ 2025
Bazıları için militarizm yalnızca bir gösteridir – ta ki artık öyle olmadığını kanıtlayana dek. Gazze’ye giden son fiber optik kablo kesilirken, Özgürlük Filosu’nun (sembolik) kargosu (sembolik olarak) engellenirken, Trump’ın Washington’daki askeri geçit töreni ve sayısız başka büyük-küçük militarist söz ve eylem arasında, Netanyahu rejimi bir kez daha gerçek bombaların gerçek insanların üzerine düştüğü bir gerilim artışına yol açtı – bu kez hedef İran’dı. Ve bombalar ile füzeler, yazabileceğimiz her açıklamadan daha hızlı düşüyor gibi.
Peki İsrail 12 Haziran Cuma günü İran’ı neden bombaladı? İç politik çıkarlar için mi? İran gerçek bir tehdit olduğu için mi? ABD öncülüğünde yürütülen nükleer müzakereleri baltalamak amacıyla mı? Gazze ya da Batı Şeria’da yakında yaşanması beklenen gelişmelerin üzerini örtmek için mi? Güç ve otorite mesajı vermek ya da bir zayıflığı gizlemek amacıyla mı? Belki hepsi birden, belki de bambaşka bir sebep?
Hem İran’da hem de İsrail’de yaşamını yitiren siviller için, evlerine neden bomba atıldığının muhtemelen bir önemi yoktu – anlamı varsa bile.
İlk saldırıların ardından yaşananlar ne yazık ki öngörülebilirdi: Bazı devletler kınamalar yayınladı, diğerleri tehditler savurdu, İran füze saldırılarıyla karşılık verdi ve bölgesel ölçekte bir çatışmanın tırmanması riski yeniden ciddi biçimde arttı. Ve büyük ihtimalle bundan sonra da şu yaşanacak: Herkes birbirine silah satmaya devam edecek, askeri misilleme devletlerin izlediği temel mantık olmaya devam edecek ve insanlar acı çekip ölecek. Nükleer tesislere yönelik saldırıları yasaklayan uluslararası hukuk ihlallerinin ise hiçbir yaptırımı olmayacak.
Böyle anlarda bizden beklenen, askerileşmiş aktörlerden bir taraf seçmemiz değil; barışın ve adaletin kök saldığı başka bir dünya inşa etmeye cesaret göstermemizdir.
Savaş insanlığa karşı işlenen bir suçtur.
Kaynak: WRI