“Sığınmacı Sorunu, Türkiye’nin Bölgedeki Çatışmaları Körüklemeye Son Vermesiyle Son Bulur”

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş ile Sosyolog Mehmet Sezai Durgun, Suriye’deki savaştan kaynaklı 2011 yılından bu yana topraklarını terk ederek çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalan Suriyelilerin Adana’daki yaşam şartları ve gittikleri ülkelerde yaşadıkları sorunları araştırdı.

Suriye’den gelen Türkmenler inançlarını gizliyor

2015-07-09
ADANA (DİHA) – Suriye’de, 2011 yılından bu yana yaşanan savaş nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalan Suriyelileri sığınmacılar üzerine araştırma yapan Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş ve Sosyolog Mehmet Sezai Durgun, çarpıcı sonuçlara ulaştı. Suriye’den Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Türkmenlerin, inançlarını gizlemek zorunda kaldığı tespiti yer alan raporda, kötü koşullardan kaynaklı Suriyeli sığınmacıların AFAD çadır kamplarını tercih etmediği, devletin ise Suriyelilere sahip çıkmadığı kaydedildi.

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş ile Sosyolog Mehmet Sezai Durgun, Suriye’deki savaştan kaynaklı 2011 yılından bu yana topraklarını terk ederek çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalan Suriyelilerin Adana’daki yaşam şartları ve gittikleri ülkelerde yaşadıkları sorunları araştırdı. “Suriyelilerin Adana’daki Durumu: Kapalı Hesap Açık Kapı Politikasının Sonuçları” başlıklı araştırma Türkiye’ye gelen 1 milyon 800 bin mültecinin koşulları hakkında detaylı bilgiler verirken, araştırma kapsamında 453 Suriyeli sığınmacıya ulaşıldı.

Adana’ya en çok Halepliler göç etti

Araştırmada, Adana’ya en çok Suriye’nin Halep kentinden insanların geldiği belirtilirken Türkiye’ye göç eden Türkmenlerin özellikle inançlarını gizledikleri belirtildi. Suriyeli sığınmacılar kötü yaşam koşullardan kaynaklı AFAD kamplarını tercih etmezken Adana’ya göç eden Suriyelilerin yüzde 90’ı kendi çabaları ile kurduğu derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi verdiği belirtiliyor. Araştırmanın sonucuna göre, Suriyeli sığınmacıların yüzde 67,9’u Halep’ten, yüzde 9’u Şam’dan, yüzde 6,3’ü Lazkiye’den, yüzde 5,7’si Haseke’den, yüzde 4,5’i İdlib’ten, yüzde 5,6’sı ise Humus, Deyrazor, Hama, Rakka ve Dera’dan Adana’ya geldi.

Suriyeli Türkmenler Sünni olmadıklarını söyleyemiyor!

Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların mezhepsel dağılımı da araştırılırken, Adana’ya gelen sığınmacıların yüzde 79’unun Sünni, Hanefi, yüzde 4’ünün Arap, Nusayri-Alevi-Şii ve yüzde 17’sinin ise mezhebini söylemek istemediği belirtiliyor. Araştırmada Suriyelilerin yüzde 11’i Suriye’de iken yoksul olduğunu belirtirken, geriye kalanların ise iktisadi olarak orta düzeyde oldukları ve göç sebeplerinin iktisadi olmadığı tamamen çatışmalardan kaynaklandığı belirtildi.

Suriyeliler AFAD çadırlarında kalmıyor!

Adana’nın tercih edilmesindeki en büyük sebebin tanıdık birilerinin olması olarak belirtildiği araştırmada, sadece çalışma ümidi ile gelenlerin oranı ise yüzde 18 olarak gösteriliyor. Türkiye’nin Suriye’de yaşanan savaşı desteklediğini, ancak yaşanabilecek sorunları öngöremediğini belirten Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, AFAD’ın farklı amaçlarla Suriyelilerin biyometrik bilgilerini dahi aldığını kaydederken, devletin önceliğinin insan değil kar olduğunu söyledi.

‘Türkiye’de yaşayan sığınmacıların bir statüsü yok’

Suriyelilere sığınmacı ya da mülteci olarak bakılmadığını, Türkiye yasalarında Suriye’den gelenlerin statülerinin belirlenmediğini söyleyen Gümüş, Türkiye’nin mülteciler ile ilgili doğru dürüst bir politikasının olmadığını ifade etti. AFAD’ın açtığı kampların çok yetersiz olduğunu söyleyen Gümüş, “Devletin böyle bir nüfusu karşılamak gibi bir şansı da yok. Zaten bu belirtilen nüfus kamp yerlerinde kaldığı durumlarda devlete ciddi bir masraf getireceğinden devlet bunu karşılama taraftarı olmayacaktır” dedi.

‘Acziyetleri uluslar arası camiada duyulmasın diye insanları sokağa saldılar’

Gümüş, Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılanamadığı ve uluslararası mecrada da söz konusu aciziyetin duyulmasının istenmediği için Suriyelilerin sokağa atıldığını belirterek, “Akçakale’de bölgeye gelen yüz binlere yüzün üzerinde belediye, Valilik ve devlet devreye girdi, insanlar devreye girdi, ancak yetemedi. Bunları karşılamak çok zordur. Ancak önemli olan bu göçlerin yaşanmasının önüne geçmektir” vurgusu yaptı.

‘Suriyeliler kendi kaderine terk edilmiş durumda’

Suriyeliler yardım edildiğine dair söylemlerin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Gümüş, “Araştırmada gördük ki kamp dışında yaşayanların sadece yüzde 17 kadarı bir defaya mahsus yardım almış. Bir defalığına verilen 300 TL’lik bir yardımla bu insanlar bir yıldan 4 yıla kadar idare etmek zorunda bırakıldı. Bu yardımların devamı da yok” dedi. Türkiye’ye sığınan 1 milyon 800 bin sığınmacıya günde ikişer ekmek verildiğinde 3 milyon 600 bin ekmek yaptığını, ancak devletin bunu bile karşılayamadığını söyleyen Gümüş, Türkiye’ye gelen sığınmacıların kendi kaderine terk edildiğini ifade etti.

‘Devletin Suriyeli çocuklardan haberi yok’

AFAD’ın yapmış olduğu araştırmalarında okul çağında olup okula gidebilen çocuk oranının yüzde 15’i bulmadığına dikkat çeken Gümüş, geriye kalan yüzde 85’lik kısmın ne yaptığına dair en ufak bir araştırmanın olmadığını kaydetti. Resmi rakamlara göre AFAD’ın kamplarında sadece 250 bin sığınmacının olduğu, bunların 30 bin kadarının resmi olarak çalıştığının belirtildiğini söyleyen Gümüş, geriye kalan 1 milyon 500 bin insanın ne yaptığını AFAD, Göç Dairesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çıkıp söylemesi gerektiğini vurguladı.

‘Kaçak yaşam Suriyeli çocukları evliliğe ve fuhşa sürüklüyor’

Suriyelilerin kaçak şekilde yaşadığını ifade eden Gümüş, böyle bir yaşamın beraberinde kötü muameleyi getirdiğini ve bu şartlarda Suriyeli kadınların Türkiye’de fuhuş çetelerinin eline düşmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgularken sığınmacı çocuklar ise çok küçük yaşlarda evlendirilmek zorunda bırakıldığını ifade etti.

‘Değişen demografik yapı Türkiye’nin demografik yapısı’

Yaşanan sıkıntıların çözümünün bölgedeki çatışmaların son bulması ile yaşanabileceğini belirten Gümüş, Türkiye’nin bölgedeki çatışmaları körüklediğini ifade ederek, çatışmaları körüklemeye son vermesi gerektiğini söyledi. Son günlerde yaşanan demografik yapı değişikliği tartışmalarına da değinen Gümüş, söz konusu demografik yapının değişmesi ise çatışmaların körüklenmesi ile birlikte göçlerin artığını Adana’nın ve Türkiye’nin demografik yapısının da değiştiğini söyledi.

Demografik yapının etnik ve inanç bazında değiştiğini belirten Gümüş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Adana, Mersin ve Hatay’a gelen Suriyelilerin nüfusunun büyük bir bölümü Sünni ve Araplardan oluşuyor. Sadece Adana’da 120 bin nüfusun 100 bin kadarı Sünni ve Araplardan oluşuyor ve bu Adana nüfusunun yüzde 5’lik kısmına denk geliyor. Adana, Mersin ve Hatay’da Sünni Arap nüfusu yüzde 4 oranında artmış durumda. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, bilinçli ya da bilinçsiz yapılsın mevcut demografik yapı değişiyor şu anda.”

(akl/eal/fç)
http://www.bestanuce1.com/198232/suriyeden-gelen-turkmenler-inanclarini-gizliyor

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org