Kıbrıs’ta Vicdani Retçiler – Halil Savda

Tamamı savaş yıkımdır diyor. Savaşta erkekler, kadınlar, çocuklar, hayvanlar ölüyor, sakat kalıyor, ağaçlar yanıyor, biliyor, görüyorlar. Silaha ayrılan bütçe çevreye, sağlığa, eğitime ayrılsın diyorlar. Eşit ve kardeşçe yaşayalım diyorlar.

18 Ocak 2019
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye işgalindeki bölgesinde Vicdani Redci Halil Karapaşaoğlu tam bir haftadır tutuklu. Bugün İstinaf Mahkemesinde duruşması var ve eğer bırakılmazsa daha iki hafta cezaevinde kalacak.

Kıbrıs’ın kuzeyinde Vicdani Redçileri yine aynı işgal topraklarında gazetecilik yapan Saadet Alpar’dan dinleyelim:

Yiannis Parpa…’birlikte büyüdüğüm arkadaşlarımı öldürmek istemiyorum’ dedi, tutuklandı.

Salih Askeroğlu… Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı bir kadınla evli. ‘Sevdiğim kadına ve ailesine silah çekemem’ dedi, tutuklandı.

Murat Kanatlı… Bu topraklarda çalışma, ekoloji, halklar arası barış için kimsenin göstermediği kararlılığı gösteren siyasi partinin mensubu. YKP, unutturulmak istense de defalarca bombalı, kurşunlu saldırıların hedefi oldu, failleri asla bulunmadı, araştırılmadı, soruşturulmadı. Hal böyleyken Murat Kanatlı, „silah ve savaş karşıtıyım, öldürmem yaşatacağım“ dedi, tutuklandı.

Haluk Selam Tufanlı… Saz çalar hem de müthiş. Tahtadan bisiklet yapar. Doğayı korumaya çalışmıyor, doğanın bir parçası. Trafik, su ve elektrik olmayan bir yerde kendi elleriyle küçücük bir kulübe yapıyor, paketlenmiş gıdalar tüketmiyor, tüketime karşı, cinsiyet eşitliği başta olmak üzere kapitalizmin yarattığı ayrımcılığın tamamına karşı. Haluk, ne silah tutarım ne bir canlı öldürürüm diyor, tutuklandı.

Ali Çağman… 4 yaşındayken evinde işlenen bir cinayetin tanığı. Küçücük bir çocuğu koruması gereken devlet, Ali’yi sürekli mahkemelere çağırıyor, hakaret ediyor, istismar ediyor. Yoksullukla başa çıkamayan diğer aile üyeleri polis ve askerin suçlarına taşeronluk yapıyor. Çocuk Ali, travmasını ve tepkisini susarak gösteriyor, yıllarca hiç konuşmuyor. Konuşmadığı için ilköğretimden sonra okuldan atılıyor. Ali, büyüyor bu kez Devlet bize vatan borcun var, askere gel diyor. Ali, „benim size değil sizin bana borcunuz var gelmem“ diyor. Bir gece baskınıyla evinden alınıyor, dayak yiyor, ters kelepçeyle hastaneye götürülüyor, doktorlar darp raporu vermiyor, kendi iradesi dışında yaka paça Gata’ya götürülmek isteniyor. Hücreye atılıyor.

Devlet şiddeti Ali’yi eziyor da eziyor. İki yüzlü ahlakçılığımız çocuk, ergen, yetişkin yoksul Ali’ye kamuoyu desteği verilmemesini sağlıyor. Ali, bu devlete ve bu devletin hiçbir kurumuna güvenmiyor. Neden güvensin ki?

Tek başına direniyor, hala!

Halil Karapaşoğlu… Şair ve yazar. Barıştan öte ne var diye soruyor?

Halil, arkadaşımı, sevdiklerimi neden öldürmeliyim, neden öldürmeyi öğren meliyim? diye soruyor, sorusuna yanıt bulamıyor.

Tutuklandı.

Daha yargılanmasına başlanmayan 10’dan fazla vicdani retçi var.

Tamamı savaş yıkımdır diyor. Savaşta erkekler, kadınlar, çocuklar, hayvanlar ölüyor, sakat kalıyor, ağaçlar yanıyor, biliyor, görüyorlar.

Silaha ayrılan bütçe çevreye, sağlığa, eğitime ayrılsın diyorlar. Eşit ve kardeşçe yaşayalım diyorlar. İllegal insan olmaz diyorlar, savaş ekolojik ve insani göçü tetikliyor mülteci yaratıyor diyorlar. Askeri marşlarda olduğu gibi hergün kadınlara hakaret ederek vatan borcu ödenmez diyorlar.

Askerde görev şehidi diye kayda geçenlerin diskolarda (Askeri disiplin cezaevleri) öldürülenlerin hesabını soruyorlar.

Şiddetin her türüne karşılar.

Yurt ödevimiz barış diyorlar, daha ne desinler, özgürlüklük inatçıları…

Halil Savda: Vicdani retçi

Kaynak: Aryen Haber

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org