KKTC Ombudsman Komitesi, vicdani ret hakkını hükümetin önüne koydu!

“Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.”

Vicdani ret haktır, artık bir klişe değil!

Hak mücadelesinde bir adım daha atıldı.

23 Ekim 2014 tarihinde arşiv numarası 250 olan “Vicdani ret hakkının tanınması talebi hakkında” Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi adına verdiğimiz dilekçemizle ilgili Dilekçe ve Ombudsman Komitesi, Fazilet Özdenefe, Dr. Esat Ergün Serdaroğlu, Dr. Hüseyin Erçal, Dr. Ahmet Kâşif imzası ile raporunu tamamladı, Pazartesi günü mecliste okunacak…

Öneri kısmı çok önemli, şimdi yürütmenin başının Anayasa Mahkemesinin verdiği, meclisin tavsiye ettiği ev ödevini yapması zamanı…

Komite’nin neyi önerdiğini okuyalım:

“Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Komitemiz, bahse konunun Anayasa tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerle de bağlantısı nedeniyle hassas ve önemli bir konu olduğunu, insan hakları temelinde, uzman kişilerle birlikte sağlıklı bir şekilde tartışılıp detaylı olarak ve tüm yönleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varmıştır. Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.”

Dediğimiz gibi bir durak daha geçildi, ama hala sorunlar devam ediyor, vicdani retçiler askeri mahkemeye de çağrılmaya devam ediyor, yeni hak ihlalleri olmadan, yakın zamanda yasal düzünleme yapılacağını umarız…
—-
Dilekçe ve Ombudsman Komitesi Raporunun tamamı:

Komitemiz, konuyu dilekçe sahibinin ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda değerlendirmiştir.

Dilekçe sahibi, Komite toplantısına katılarak vicdani ret ile ilgili diğer ülkelerde yapılan uygulamalara ilişkin bilgi vermiştir. Buna göre, Anayasamızın yurt ödevi ile ilgili kuralları düzenleyen 74’üncü maddesi uyarınca, Silahlı Kuvvetlerde yurt ödevinin, her yurttaşın hakkı ve kutsal ödevi olduğu ifadesinin, vicdani ret hakkının tanınmasının önünde mutlak bir engel olabileceği iddiaları bulunduğu dilekçe sahibince, Komitemize iletilen bilgiler arasındadır. Bu iddialar ile ilgili olarak dilekçe sahibi, 59/2000 Sayılı Askerlik Yasası incelendiğinde askerlik yapılmasına veya askerlikten muaf tutulmasına ilişkin bazı kriterler olduğunu belirtmiştir. Kadınların ancak olağanüstü durum olması halinde yapılacak bir düzenleme ile askere alınabileceği, öngörülen kriterleri taşımaları halinde bazı yükümlülerin sadece 3.000 Sterlin tutarındaki meblağı ödemek koşuluyla, polis okulu mezunlarının ise zorunlu askerlik hizmetinden tamamen muaf tutulabileceğine ilişkin kuralları bu duruma örnek olarak göstermiştir.

Dilekçe sahibi, alternatif sivil hizmetin olduğu bir çok Avrupa ülkesinde vicdani retçilerin sağlık, sosyal hizmetler ve eğitim alanında görev yaptıklarını; aslında vicdani ret hakkının dünya genelinde de otomatik olarak uygulanan bir hak olmadığını, vicdani ret gerekçesiyle zorunlu askerlik hizmetinden muaf tutulmayı veya sivil olarak bu hizmeti yerine getirmeyi talep edenlerin, bu taleplerini bir komite karşısında savunduklarını ve nihai kararın ilgili tüm paydaşlardan oluşan bu komiteler tarafından verildiğini de ayrıca belirtmiştir. Dilekçe sahibi, alternatif hizmet veya silahsız askerlik hizmetini savunan vicdani retçi kişilerin ülkemizde de bulunduğunu; ancak bahse konu ile ilgili herhangi bir düzenleme olmaması nedeniyle bu durumdaki kişilerin yargılanma ve belki de hapislik süreci ile karşı karşıya kalabileceği bilgisini vermiştir.

Komitemiz, değerlendirmesini yaparken uluslararası hukuku, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini de göz önünde bulundurmuştur. Bu noktada Komitemiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin savaş karşıtı inançlara mensup kişilerin, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek istememesini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9’uncu maddesi kapsamında koruma altına alındığını tespit etmiştir.

Komitemiz, Anayasanın 74’üncü maddesinin vicdani ret hakkının tanınmasının önünde mutlak bir engel olduğu görüşünü de değerlendirmiştir. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesinin bahse konu ile ilgili D. 2/2013 Sayılı Kararı ürettiği ve bu Kararda da, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önerdiği gibi bir düzenlemenin yapılmasının ancak Yasa Koyucunun, yani Yasama Organının takdiri ile mümkün olabileceğinin ve bu bağlamda Anayasanın 74’üncü maddesinin de dikkate alınarak bir düzenleme yapılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.

Yukarıda verilen bilgiler ışığında, Komitemiz, bahse konunun Anayasa tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerle de bağlantısı nedeniyle hassas ve önemli bir konu olduğunu, insan hakları temelinde, uzman kişilerle birlikte sağlıklı bir şekilde tartışılıp detaylı olarak ve tüm yönleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısına varmıştır. Komitemiz, konuya göstermiş olduğu önem nedeniyle tüm yukarıdakiler ışığında, Başbakanlığa bu çerçevede konuyu hassasiyetle değerlendirme ve ilgili girişimleri başlatmayı tavsiye etme kararı almıştır.

Murat Kanatlı

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org