Savaşa karşı çocuk sesi
29.05.2021
Yazar Sophie Adriansen’in ‘Temmuz Çocukları’ anısına kaleme aldığı ‘Max’in Balıkları’ çok sevdiği evinden ve sarı pullu, kırmızı renkli balığından ayrılmak zorunda kalan sekiz yaşındaki bir çocuğun kalp hizasına indiriyor bizleri. Savaşın ve ırkçılığın kol gezdiği bir dünyaya onun gözlerinden bakarken olan bitene anlam veremeyişiyle, şaşkınlığı, hüznü ve çocuksu sevinçleriyle baş başa kalıyoruz. Adriansen savaş gibi zorlu bir konuyu gerçek bir hikâyenin izlerinden yola çıkarak ama çocukların hassasiyetlerini göz ardı etmeden anlatıyor.
16 Temmuz 1942 gecesi, Paris. Binlerce Yahudinin toplama kamplarına gönderilmek üzere tutuklandıkları Vel’d’Hiv Baskını. Sekiz yaşındaki Max, annesi, babası ve ablası da aralarında. Günün en önemli olayının kendi doğum günü olacağını sanan Max’in endişesi evde yapayalnız kalan balığı Auguste’ün onsuz ne yapacağı. Halbuki doğum günü hediyesi, August’e arkadaş, ikinci bir balık olacaktı. Karakolda yakasındaki sarı ‘şerif’ yıldızını sökmeleri ihtimaline karşıysa cevabı hazır; “Bir kere verilen şey geri alınmaz, bu yıldız artık benim”.
Max, okul arkadaşlarının, yakasındaki yıldızla alay edişine, sokağa çıkma yasağına, yiyecek karnelerine olduğu gibi binlerce insanla birlikte aynı yere toplanmalarına, burada koşmanın yasak olmasına, yetişkinlerin korkularına ve babasının artık sadece gri resimler yapmasına da kendi masum dünyasından bulup çıkardığı anlamları yüklüyor.
Max’in hayatı, toplama kampına gönderilmeden hemen önce, tutuldukları yerden kaçırılmasıyla bambaşka bir aşamaya evriliyor. Sophie Adriansen umudu çocukları kurtarmak uğruna kendi hayatlarını tehlikeye atan, savaş karşıtı insanlar üzerinden inşa ediyor. Savaşın acımasızlığını unutturarak göz boyayan türden değil sevgi, fedakârlık ve cesaretten beslendiğini ilan eden bir umut.
MAX’İN BALIKLARI
Sophie Adriansen
Çeviren: Ferhat Taştemel
Yeni İnsan Yayınları, 2021
80 sayfa, 20 TL.
Kaynak: EnsonTV